Abaküs Yazılım
19. Ceza Dairesi
Esas No: 2019/23111
Karar No: 2019/10622
Karar Tarihi: 08.07.2019

5187 Sayılı Kanuna Aykırılık - Yargıtay 19. Ceza Dairesi 2019/23111 Esas 2019/10622 Karar Sayılı İlamı

19. Ceza Dairesi         2019/23111 E.  ,  2019/10622 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi
    SUÇ : 5187 Sayılı Kanuna Aykırılık
    HÜKÜM : Beraat

    Yerel Mahkemece bozma üzerine verilen hüküm temyiz edilmekle; başvurunun süresi, kararın niteliği ve suç tarihine göre dosya incelendi, gereği görüşülüp düşünüldü:
    Temyiz isteğinin reddi nedenleri bulunmadığından işin esasına geçildi.
    Suça konu eylemin basılmış eser yoluyla işlenmiş olduğu, bu nedenle 5187 sayılı Kanun"un 26. maddesinde günlük süreli yayınlar için 2 ay diğer basılmış eserler yönünden ise 4 ay olarak öngörülen dava açma süresi içinde açılmayan kamu davasının mahkemece düşürülmesi gerektiği yönünde tebliğnamede yer alan düşünceye, suça konu yayının 5651 sayılı Kanun kapsamında internet yoluyla yapılan bir yayın olması, dolayısıyla 5187 sayılı Kanun"da düzenlenen ve "dar anlamda basın suçu" niteliğinde bulunan "yeniden yayım" suçunun unsurlarını taşımaması gerekçesiyle iştirak edilmemiştir.
    Vicdani kanının oluştuğu duruşma sürecini yansıtan tutanaklar, belgeler ve gerekçe içeriğine göre yapılan incelemede;
    Suça konu edilen somut uyuşmazlıkta; sanığın sahibi, yetkilisi ve temsilcisi olduğunu kabul ettiği "www.amasyagazetesi.com" isimli İnternet haber sitesinde; 05.04.2012 tarihli "Balkon Faciası", 22.10.2012 tarihli "Besicilerin Son Umudu Kurban Bayramı" ve yine 22.10.2012 tarihli "Yeni Anayasada Darbelerin Önünü Tıkayan Düzenlemeler Yapılmalı" başlıklı haberlerin ve ekli fotoğrafların adı geçen İnternet sitesi üzerinden kullanıcıların erişimine sunulduğu tespit edilmiştir.
    Katılan ajansın hazırladığı 11.01.2013 havale tarihli suç duyurusunda, sanık tarafından üç değişik tarihte İnternet üzerinden yapılan bu haberlerin, katılanın sahibi olduğu "aa.com.tr" isimli İnternet sitesinde yer alan ve sadece abonelerin girebildiği şifreli bir sistem üzerinden yayınlanan; 04.04.2012 tarihli "Amasya"da balkon çöktü; 1 ölü 1 yaralı", 21.10.2012 tarihli "Besicilerin Son Umudu Kurban Bayramı" ve yine 20.10.2012 tarihli "AK Parti Amasya milletvekili Bostancı: Yeni Anayasada Darbelerin Önünü Tıkayan Düzenlemeler Yapılmalı" başlıklı haberlerin ve ekli fotoğrafların kelimesi kelimesine aynen iktibas etmek suretiyle elde edildiği iddia edilmektedir.
    Amasya Cumhuriyet Başsavcılığının 14.06.2013 tarihli iddianamesiyle, sanığın sahibi olduğu İnternet sitesinde, yukarıda yazılı olduğu üzere, müşteki kurumun hak sahibi olduğu haberlerin herhangi bir ücret ödenmeksizin ve kaynak gösterilmeksizin yayınlanması nedeniyle sanığın 5846 sayılı Kanun"un 71/3. maddesinde yazılı "manevi, mali ve bağlantılı haklara tecavüz suçu"nu işlediği gerekçesiyle cezalandırılması istemiyle kamu davası açılmıştır.
    Mahkemece bozma öncesi verilen kararda, sanığın eyleminin 5187 sayılı Kanun"un 24/1. maddesi kapsamında girdiği gerekçesiyle mahkumiyet hükmü kurulmuş, ancak Dairemizin
    12.07.2018 tarihli, 2016/9240 E. 2018/8573 K. sayılı (eylemin 5187 sayılı Basın Kanunu kapsamında girmediği gerekçesiyle verilen) bozma ilamı sonrasında yeniden yapılan yargılama sonucu Dairemizin bozma ilamına uyularak sanığın eyleminin "yeniden yayım" suçunu oluşturmadığı gerekçesiyle sanığın beraatine karar verilmiştir.
    Bozma üzerine verilen hüküm, ilgili Cumhuriyet savcısı tarafından "...iddianamenin, sanığın üzerine atılı suçun düzenlendiği 5187 sayılı Kanun"un 26. maddesinde düzenlenen dava zamanaşımı süresi dolduktan sonra düzenlenmesi nedeniyle davanın düşmesine karar verilmesi gerekirken işin esasına girilerek sanığın beraatine karar verilmesi..." gerekçesiyle, katılan vekili tarafından ise "...sanığın eyleminin 6102 sayılı TTK"nin 62. maddesinde düzenlenen "haksız rakabet" suçunu oluşturduğu..." gerekçesiyle temyiz edilmiştir.
    Sanığın, katılan ajansın üzerinde hak sahibi olduğunu iddia ettiği üç farklı gündelik haberi, İnternet gazetesinde halkın erişimine sunma yönündeki eyleminin İnternet ortamında gerçekleşmesi, 5651 sayılı Kanun"da buna yönelik bir suç tanımı yapılmamış olması, Dairemizin 12.07.2018 tarihli, 2016/9240 E. 2018/8573 K. sayılı bozma ilamında belirtildiği üzere; eylemin 5187 sayılı Kanun"da yazılı "yayım" faaliyeti dışında kalması nedenleriyle 5187 sayılı Kanun"un 24. maddesinde tanımlanan "yeniden yayım" suçunu da oluşturmadığı, öte yandan suçun konusunu oluşturan gündelik haberlerden ibaret ajans yayınının 5846 sayılı Kanun"da tanımı yapılan "eser" mahiyetini de taşımaması, bilakis 5846 sayılı Kanun"un 36. maddesinde yazılı "gazete münderecatı" mahiyetinde bulunması nedenleriyle 71/3. madde kapsamında eser sahibinin mali veya manevi haklarına tecavüz suçunu da oluşturmayacağı, sonuç olarak sanığın eyleminin özel hukuk (tazminat) koruması kapsamı içinde olup olmadığının ise özel hukuk mahkemelerince takdir edileceği değerlendirilmiştir.
    Sanığın yukarıda açıklanan fiilinin atılı suçu oluşturup oluşturmadığı hususu, öncelikle haksız rekabet hükümleri, devamla 5846 sayılı Kanun"un ilgili hükümleri irdelenerek değerlendirilecektir. Nihayet dava konusu fiille ihlal edildiği iddia edilen hakkın, sözü edilen normlardan hangisi kapsamında korunması gerektiği ortaya çıkarılacaktır.
    I-) Fiilin haksız rekabet suçuna ilişkin normlar kapsamında değerlendirilmesi:
    Haksız rekabet fiili; 01.07.2012 tarihinde yürürlüğe giren 6102 sayılı Türk Ticaret Kanun"un "I- Amaç ve ilke" başlıklı 54. maddesinde "...Rakipler arasında veya tedarik edenlerle müşteriler arasındaki ilişkileri etkileyen aldatıcı veya dürüstlük kuralına diğer şekillerdeki aykırı davranışlar ile ticari uygulamalar..." şeklinde tanımlanmıştır. Aynı Kanun"un 55. maddesinde haksız fiil halleri, örnekler verilerek ve "benzeri davranışlar" gibi ifadelerle sayılmıştır.
    Haksız rekabet suçu ise; 6102 sayılı TTK"nin "I - Cezayı gerektiren fiiller" başlıklı 62. maddesinde;
    "(1) a) 55 inci maddede yazılı haksız rekabet fiillerinden birini kasten işleyenler,
    b) Kendi icap ve tekliflerinin rakiplerininkine tercih edilmesi için kişisel durumu, ürünleri, iş ürünleri, ticari faaliyeti ve işleri hakkında kasten yanlış veya yanıltıcı bilgi verenler,
    c) Çalışanları, vekilleri veya diğer yardımcı kimseleri, çalıştıranın veya müvekkillerinin üretim veya ticaret sırlarını ele geçirmelerini sağlamak için aldatanlar,
    d) Çalıştıranlar veya müvekkillerden, işçilerinin veya çalışanlarının ya da vekillerinin, işlerini gördükleri sırada cezayı gerektiren bir haksız rekabet fiilini işlediklerini öğrenip de bu fiili önlemeyenler veya gerçeğe aykırı beyanları düzeltmeyenler,
    fiil daha ağır cezayı gerektiren başka bir suç oluşturmadığı takdirde, 56 ncı madde gereğince hukuk davasını açma hakkını haiz bulunanlardan birinin şikâyeti üzerine, her bir bent kapsamına giren fiiller dolayısıyla iki yıla kadar hapis veya adli para cezasıyla cezalandırılırlar."
    şeklinde tanımlanmıştır.
    Kanun"un 62. maddesinin gerekçesinde; maddenin (1) a) bendinde 55. maddede belirtilen haksız rekabet eylemlerine aykırı davranışların cezalandırılmak istendiği, ancak cezaların kanuniliği ilkesi göz önüne alınarak bu durumun sadece Kanun"da "özellikle" kısmından sonra gelen ve sadece Kanun"da sayılan durumlarda uygulanabileceği, genişletilmemesi gerektiği ifadelerine yer verilmiştir.
    6102 sayılı Kanun"un, temyiz konu kamu davasındaki somut uyuşmazlığı ilgilendiren, "II - Dürüstlük kuralına aykırı davranışlar, ticari uygulamalar" başlıklı 55/(1),c) maddesi;
    "(1) Aşağıda sayılan hâller haksız rekabet hâllerinin başlıcalarıdır:
    c) Başkalarının iş ürünlerinden yetkisiz yararlanma; özellikle;
    1. Kendisine emanet edilmiş teklif, hesap veya plan gibi bir iş ürününden yetkisiz yararlanmak,
    2. Üçüncü kişilere ait teklif, hesap veya plan gibi bir iş ürününden, bunların kendisine yetkisiz olarak tevdi edilmiş veya sağlanmış olduğunun bilinmesi gerektiği hâlde, yararlanmak,
    3. Kendisinin uygun bir katkısı olmaksızın başkasına ait pazarlanmaya hazır çalışma ürünlerini teknik çoğaltma yöntemleriyle devralıp onlardan yararlanmak."
    Hükümlerini amirdir.
    Bu itibarla 6102 sayılı Kanun"un 55/(1),c,3. numaralı maddesinde unsurları yazılı "haksız rekabet" fiiline aykırı davranmakla Kanun"un 62. maddesinde düzenlenen suçun maddi (hareket) unsuru;
    - Başkasına ait ve "pazarlanmaya hazır bir çalışma ürünü" bulunması ve
    - Haksız rekabeti işlediği iddia edilen kişinin, bu çalışma ürününü, kendisinin uygun bir katkısı olmaksızın, "teknik çoğaltma yöntemleriyle devralıp ondan yararlanması"dır.
    Hal böyleyken, yukarıda unsurları yazılı haksız rekabet suçunun oluşması için; 6102 sayılı Kanun"un 55. maddesinde yazılı haksız rekabet hallerinden "özellikle" ifadesinden sonra gelen seçimlik fiillerin, TCK"nin 2. maddesine uygun biçimde açıkça sayılmış olması ve tipik olarak sayılan bu fiillerin sanık tarafından işlenmiş olması da zorunludur. Ezcümle belirtilen unsurların oluşması durumunda fiilin haksız rekabet suçunu oluşturabileceği düşünülebilir.
    II-) Fiilin 5846 sayılı Kanun kapsamında değerlendirilmesi:
    5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Kanunu"nun "6. Gazete münderecatı:" başlıklı 36. maddesi;
    "Basın Kanununun 15"inci maddesi hükmü mahfuz kalmak üzere basın veya radyo tarafından umuma yayılmış bulunan günlük havadisler ve haberler serbestçe iktibas olunabilir.
    Gazete veya dergilerde çıkan içtimai, siyasi veya iktisadi günlük meselelere mütaallik makale ve fıkraların iktibas hakkı sarahaten mahfuz tutulmamışsa aynen veya işlenmiş şekilde diğer gazete ve dergiler tarafından alınması ve radyo vasıtasiyle veya diğer bir suretle yayılması serbesttir. İktibas hakkı mahfuz tutulsa bile sözü geçen makale ve fıkraların kısaltılarak basın özetleri şeklinde alınması, radyo vasıtasiyle veya diğer bir suretle yayılması caizdir.
    Bütün bu hallerde, iktibas edilen gazete, dergi ve ajansın ve eğer bunlar da başka bir kaynaktan alınmışlarsa o kaynağın adı, tarih ve sayısından başka makale sahiplerinin adı, müstear adı veya alameti zikredilmek icabeder."
    (5680 sayılı (mülga) Basın Kanunu"nun 15. maddesi; "...Bir mevkutenin hususi fedakarlık ihtiyariyle elde edip yayınladığı haber yazı ve resimler mevkute sahibinden müsaade alınmadıkça neşirlerinden 24 saat geçmeden başka mevkuteler tarafından yayınlanamaz. Hususi fedakârlık ihtiyariyle elde edilen yazı ve resimler için mevkute sahibinden izin almak mecburidir.
    Mevkute sahibi, mesul müdür ve yazı sahibi haber kaynaklarını açıklamaya zorlanamaz.)
    Hükümlerini amirdir.
    Buna göre; gazete münderecatını, "günlük havadis ve haberler" ile "içtimai, siyasi veya iktisadi günlük meselelere mütaallik makale ve fıkralar" şeklinde iki ana başlık altında toplamak mümkündür. Temyize konu somut uyuşmazlıkta, ajans haberinin kısaca "gazete münderecatı" olarak kabul edileceği, mahiyeti itibariyle de günlük havadis ve haberler kapsamında kaldığı tartışmasızdır.
    Kanun koyucu gazete münderecatına ilişkin olarak "kaynak gösterme zorunluluğuna aykırı davranmak" şeklinde nitelendirilebilecek eylemi suç olarak tanımlamamış, ancak 5846 sayılı Kanun"un 67. maddesinde, özel hukuka ilişkin tecavüzün kaldırılması davası açma nedenlerinden biri olarak düzenlemiştir.
    III-) Dava konusu fiille ihlal edildiği iddia edilen hakkın, irdelenen normlardan hangisi kapsamında korunması gerektiğine gelince;
    Uyuşmazlık konusunu oluşturan haberlerin, sahibinin hususiyetini taşımayan ve halkın bilgisine sunulabilecek nitelikte günlük havadis veya haber mahiyetinde olduğu kuşkusuzdur. Bu itibarla sözü edilen ajans haberinin 5846 sayılı Kanun kapsamında "eser" niteliğinde bulunmayıp; özel olarak düzenlenen "gazete münderecatı" niteliğinde olduğu anlaşılmaktadır. Belirtilen vasıfta bir emek ürününün, haksız rekabet hükümlerine göre mi yoksa 5846 sayılı Kanun"a göre mi korunacağı belirlenmelidir.
    Basın faaliyetinin, Anayasamız ve uluslararası sözleşmeler ile hem halkın haber alma hakkını hem de demokratik topluma ulaşma amacını güvence altına alan nitelikleri bulunmaktadır. Diğer taraftan bireyin manevi varlığının gelişmesi, eserlere erişmesi ve böylelikle bilgi toplumuna ulaşılması amacını gerçekleştirmeyi de gözeten 5846 sayılı Kanun, basın faaliyetine özel bir önem vererek 36 ve 37. maddelerinde gazete münderecatı ve haber içeriklerinin (kural olarak) serbestçe iktibas edilebileceği ilkesini benimsemiştir.
    6102 sayılı TTK"nin haksız rekabete ilişkin kuralları ise ticari işletmelerin ve şirketlerin faaliyetlerini yürüttükleri sırada karşılaşabilecekleri dürüstlük kurallarına aykırı davranışlara ilişkin normlar getirmiştir. Bu bağlamda TTK"nin 55/1,c,3 maddesinde iş - çalışma ürünleri de haksız rekabet suçuna ilişkin koruma kapsamına alınmıştır. Söz edilen yasal düzenlemeler çerçevesinde, gazete münderecatı niteliğindeki ajans haberlerinin, ticari niteliğinden ziyade yoğun bir emek ve çaba içeren ürünler olması sebebiyle TTK"nin kabul ettiği "iş - çalışma ürünü" niteliği dışında boyutları da bulunmaktadır. Bu itibarla gazete münderecatı niteliğindeki ajans haberlerinin İnternet ortamında erişime sunulması eyleminin, TTK"nin haksız rekabet suçu hükümlerine göre korunamayacağı ortaya çıkmaktadır.
    Belirtilen yasal düzenlemeler ve ilkeler çerçevesinde dava konusu ajans haberinin, kaynak göstermeksizin iktibas edilerek erişime sunulması eyleminin, genel kanun (lex generali) niteliğinde olan TTK"nin "haksız rekabet suçu"na dair koruma hükümleri çerçevesinde değil; özel kanun (lex specialis) niteliğinde olan 5846 sayılı Kanun"un 36. maddesinde tanımlanan "gazete münderecatı" olarak kabul edilerek korunması gerektiği anlaşılmaktadır. Öte yandan anılan ajans haberlerinin özel kanun niteliğinde olan 5846 sayılı Kanun hükümleri çerçevesinde korunmasının, belirtilen haber alma hakkı ile bilgi toplumuna ve demokratik topluma ulaşma amaçlarına hizmet edeceği de kuşkusuzdur.
    Bu bağlamda "kaynak gösterme zorunluluğuna aykırı davranmak" şeklinde nitelendirilen eylemin, 5846 sayılı Kanun"un 67. maddesinde düzenlenen bir "tecavüzün (ref"i) kaldırılması" davası sebebi olarak özel hukuk koruması kapsamına alınmış olup aynı Kanun"da ayrıca bir suç olarak tanımlanmamış olması sebebiyle,
    Eyleme ve yükletilen suça yönelik O Yer Cumhuriyet savcısı ile katılan vekilinin temyiz nedenleri yukarıda yazılı nedenlerle yerinde görülmediğinden, tebliğnameye aykırı olarak, TEMYİZ DAVASININ ESASTAN REDDİYLE HÜKMÜN ONANMASINA, 08.07.2019 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.









    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi