Davacı, C.Ş., C.Ş. ve Ş.K.isimleri ile bildirilen çalışmaların kendisine ait olduğunun tespitine karar verilmesini istemiştir. Mahkeme ilamında belirtildiği şekilde, isteğin kabulüne karar vermiştir. Hükmün, davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tesbit edildi. Dava, SGK"na C.Ş., C. Ş. ve Ş.K. isimleri ile bildirilen çalışmaların K.Ş.isimli davacıya aidiyetinin tespiti istemine ilişkindir. Mahkemece davanın kabulüne karar verilmiş ise de bu sonca eksik inceleme ve araştırma ile gidilmiştir. Bu tür aidiyet davaları kamu düzeni ile ilgili olduğundan çalışmaların başka bir sigortalıya ait olup olmadığı noktasında titizlikle inceleme yapılması ve toplanan delilerle hiçbir kuşku ve duraksamaya yol açmayacak şekilde hizmetin gerçekte kime ait olduğunun saptanması gerekir. Somut olayda; davacının sigorta sicil dosyasında 02.07.1981-30.06.1982, 10.02.1984-30.11.1984 ve 01.07.1985-21.03.1985 tarihleri arasında C.ve C. Ş.ad soyadı ile çalışmaların Kuruma bildirildiği,mahkemece nüfus müdürlüğünden 1953 doğumlu C. Ş.ile C.Ş.isimli kişilerin bulunup bulunmadığının sorulmadığı, 01.02.1985 ve 02.07.1981 tarihli işe giriş bildirgelerinin dosyaya getirtilmediği anlaşılmış olup, sağlıklı bir araştırma yapılmadığı öteyandan, davada dinlenilen tanıkların davacı ile birlikte çalışan, işverenlerin bordrolarında kayıtlı kişiler olduklarına dair belge bulunmadığı gibi işe giriş bildirgelerindeki imzaların davacı eli ürünü olup olmadığı konusunda inceleme de yapılmadığı anlaşılmaktadır. Yapılacak iş; “ 1953 doğumlu C.Ş.” ve "C. Ş." isminde bir şahsın nüfusta kayıtlı olup olmadığını Nüfus Müdürlüğünden sormak, bulunduğunun saptanması halinde hak alanını ilgilendireceğinden davanın usulünce bu kişiye yöneltilmesini sağlamak,nizalı döneme ait işe giriş bildirgelerini ve nizalı işe giriş bildirgeleri ile ilgili olarak işverenlerce verilen dönem bordrolarını Kurumdan getirtmek, işverenler nezdindeki belgeleri getirtilmek, işe giriş bildirgelerindeki imzaların davacı eli ürünü olup olmadığı konusunda bilirkişi incelemesi yaptırmak, o dönemlerde her bir işyeri için aynı işyerinde çalışan ve işverenin bordrolarında kayıtlı kişilerin tanık olarak beyanlarına başvurmak, bu kişiler yok ise aynı yerde, komşu işyerlerinde çalışan işveren veya çalıştırdıkları kişiler tespit edilerek anılan kişilerin bilgilerine başvurmak uyuşmazlık konusu olan dönemde çalışan kişinin gerçekten davacı olup olmadığını saptamak, tüm belge ve beyanlar değerlendirilerek varılacak sonuca göre karar vermekten ibarettir. Mahkemece, bu maddi ve hukuki olgular gözönünde tutulmaksızın eksik araştırma ve inceleme ile yazılı şekilde hüküm kurulması usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir. O halde, davalı Kurumun bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul olunmalı ve hüküm bozulmalıdır. SONUÇ:Temyiz edilen hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, 20.10.2008 gününde oybirliğiyle karar verildi.