11. Hukuk Dairesi 2020/1587 E. , 2021/1005 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ : BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 11. HUKUK DAİRESİ
Taraflar arasında görülen davada Gaziantep 3. Asliye Hukuk Mahkemesince verilen 15.05.2018 tarih ve 2015/792 E- 2018/247 K. sayılı kararın davalı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, istinaf isteminin esastan reddine dair Gaziantep Bölge Adliye Mahkemesi 11. Hukuk Dairesi"nce verilen 20.02.2020 tarih ve 2018/1640 E- 2020/224 K. sayılı kararın Yargıtay"ca incelenmesi davalı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
Davacı vekili, davalı tarafından "linter maddesinden dinamit ham maddesi üretimi" adlı patent belgesinin 2012/00990 numarası ile TPMK nezdinde tescil ettirildiğini, 556 sayılı Patent Haklarının Korunması Hakkında Kanun Hükmünde Kararnamenin "Patent Verilerek Korunacak Buluşlar" başlıklı 5. maddesi gereğince bir buluşun patent ile korunabilmesi için maddede belirtilen üç koşulun bir arada bulunması gerektiğini, davalı firma adına tescil edilen patentin yenilik ve tekniğin bilinen durumunun aşılması kriterlerini karşılamadığını, müvekkili kurumun linter maddesinden barut üretimini 1938 yılından beri yaptığını, söz konusu üretimin 1982 yılına dek devam ettiğini, ayrıca yurt dışında da linter maddesinden barut ve dinamit hammaddesi üretimi yapıldığını, İsrail Firması olan Mılouban M.C.P Ltd. Şti. firmasından alınan selülöz raporunun da davacının ürününün yeni olmadığını gösterdiğini, kullanılan tekniğin yeni olmayıp 1938 yılından beri kullanılan bir teknik olduğunu, davalı şirketin başvuru sırasında vermiş olduğu tarifnamede buluş tekniğinin bilinen durumundan farklı olduğunun belirtildiğini, ancak bu farklılıkların neler olduğunun açıklanmadığını, ülkemizde barut hammaddesi kullanıcısının yalnızca müvekkili kurum olduğunu, bu nedenle müvekkilinin dava konusu patent nedeniyle daha önce üretimini yaptığı dinamit hammaddesini gerektiğinde yeniden üretemeyeceğini, davalı firma dışında bir firmadan da temin edemeyeceğini ileri sürerek davaya konu 2012/00990 sayılı patentin hükümsüzlüğüne karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili, müvekkilinin linter hammaddesinden selüloz elde edilen ilk ve tek firma olduğunu, ayrıca müvekkilinin patlayıcı madde üretimi yapmadığını, üretmiş olduğu ve patentini almış olduğu usulün pamuktan üretilen selülöz olduğunu, patlayıcı madde üretimi yetkisi ve tekelinin MKE"ye ait bulunduğunu, müvekkilinin patentinin bir usul patenti olup, bu nedenle yenilik ve tekniğin aşılması kriterlerinin bu alanlarda değerlendirilmesi gerektiğini, müvekkilinin endüstride bilinen pamuk elyafının ağartılması yöntemini ham pamuk linterine uyguladığını, bu yöntemle ürettiği selülözü de davacı MKE"ye sattığını, yapılan işin yeni olmayıp, sadece kullanılan usulün patente konu olduğu patentle korunan usulün linter malzemesi ağartma banyosunda ağartma maddesi olarak hidrojen peroksit kullanılması, peroksitin aktif oksijen oluşturması için ortam asiditesini (PH) yükseltmek için alkali (kostik) eklenmesi, stabilizör ıslatıcı, iyon tutucu ve demiranaralizasyon uygulaması olduğunu, burada tekniğin bilinen durumunun aşılmasının bunların lintere uygulanması sırası, miktarları ve banyo süresi sıcaklıkları olduğu, bulunan yöntemin davacının kullandığı yöntemden farklı olduğunu, müvekkilinin patente konu hammaddeyi 2010 yılından beri davacıdan aldığını, bu nedenle alınan patentten haberinin olduğunu savunarak davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
İlk derece mahkemesi, iddia, savunma, bilirkişi raporu, toplanan deliller ve tüm dosya kapsamına göre, dava konusu incelemesiz patentin iki adet isteminin bulunduğu ve bu istemlerin Linter maddesinin üç aşamalı kimyasal tepkimelerle ağartılarak barut elde edilmesi yönteminin olduğu, bu aşamada bu maddeye eklenen kimyasal maddeler ile barut elde edilmesi sağlandığının anlaşıldığının belirtildiği, bilirkişilerin yapmış oldukları incelemelerde sadece dosya arasında bulunan belgelerden değil, re"sen yapmış oldukları araştırmalardan da faydalanarak dünyada barut üretimindeki birçok aşamadaki yöntemleri araştırmış olduğu ve denetime elverişli rapor hazırladıkları, dava konusu incelemesiz patentin buluş konusunun ilgili olduğu teknik alanda bir uzmanın onu uygulamaya koyabilmesinin yetkin kılacak yeterlilikte tanımlanmadığı, hükümsüzlük şartlarının oluştuğu gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmiştir.
Karar, davalı vekili tarafından istinaf edilmiştir.
İstinaf Mahkemesince iddia, savunma ve tüm dosya kapsamına göre, davalı adına tescil edilmiş patente konu buluşun, buluş konusunun ilgili olduğu teknik alanda bir uzmanın onu uygulamaya koyabilmesini mümkün kılacak yeterlikte, açık ve tam olarak tanımlanmadığı hususu usul ve yasaya uygun görülen bilirkişi raporu ile belirlenmiş olduğundan ilk derece mahkemesince davanın kabulü ile davalı adına tescil edilmiş olan patentin hükümsüzlüğüne karar verilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmadığı, her ne kadar davalı taraf, dava konusu patentle ilgili olarak incelemeli patent başvurusunda bulunduklarını, bu hususun bekletici mesele yapılması gerektiğini ileri sürmüş ise de davalının ileri sürdüğü incelemeli patent başvurusu, ilk derece mahkemesi kararının verildiği 15.05.2018 tarihinden sonra 25.07.2018 tarihinde yapıldığı, Hukuk Muhakemeleri Kanunu"nun 357/1. maddesi gereğince ilk derece mahkemesinde ileri sürülmeyen bu iddianın istinaf aşamasında dinlenmesi mümkün olmadığı gerekçesiyle davalı vekilinin istinaf başvurusunun HMK 353(1)b-1 maddesi uyarınca esastan reddine karar verilmiştir.
Karar, davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
1- Dava, davacı adına tescilli incelemesiz patentin yeni ve buluş basamağı içermediği iddiasına dayalı, hükümsüzlüğüne karar verilmesi istemine ilişkin olup, İlk Derece Mahkemesince yazılı şekilde davalı aleyhine açılmış olan davanın incelemesiz patentin buluş konusunun ilgili olduğu teknik alanda bir uzmanın onu uygulamaya koyabilmesinin yetkin kılacak yeterlilikte tanımlanmadığı ve hükümsüzlük koşullarının oluştuğu gerekçesiyle kabulüyle dava konusu patentin hükümsüzlüğüne karar verilmiş; mezkur kararı davalı vekilinin istinaf etmesi üzerine Bölge Adliye Mahkemesince HMK m.357/1 uyarınca İlk Derece Mahkemesinde ileri sürülmeyen iddianın istinaf aşamasında dinlenemeyeceği gerekçesiyle istinaf isteminin esastan reddine karar verilmiştir. HMK’nın 355. maddesinde istinaf incelemesinin istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak yapılacağı, ancak Bölge Adliye Mahkemesinin kamu düzenine aykırılık gördüğü hallerde bu durumu re’sen gözeteceği düzenlenmiş olup; davalı vekili, her ne kadar İlk Derece Mahkemesinin kararından sonra olsa da incelemeli patent başvurusunun 551 sayılı KHK"nın 60/son maddesinde öngörülen süre içerisinde yapıldığını istinaf dilekçesinde beyan etmiştir. O halde yargılama sırasında davanın konusunu teşkil eden incelemesiz patentin 551 sayılı KHK"nın 60 ve devamı maddeleri uyarınca incelemeli patent başvurusuna dönüştürülmesi amacıyla dava dışı TPMK"ya başvurulduğu beyan edildiğinden 551 sayılı KHK"nın 60/son maddesi uyarınca yapılan bu başvuru, incelemeli patent başvurusu hükmündedir. Başka bir deyişle, dava konusu incelemesiz patent artık incelemeli patent başvurusuna dönüşmüştür ve bu başvuru üzerine anılan KHK"nın incelenerek patent verilmesine ilişkin 62. ve devamı maddeleri uygulanır. Anılan başvurunun sonucu davanın sonucunu etkileyebilecek durumdadır. Bu hal kamu düzenine ilişkindir. Bu durum karşısında, davanın sonucunu etkileyebileceği dikkate alınıp, bu başvurunun sonucu beklenilmesi gerekirken Bölge Adliye Mahkemesi tarafından da istinaf isteminin esastan reddine karar verilmesi doğru görülmemiş ve hükmün bu nedenle temyiz eden davalı yararına bozulması gerekmiştir.
2- Bozma sebep ve şekline göre, davalı vekilinin sair temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine gerek görülmemiştir.
SONUÇ: Yukarıda (1) numaralı bentte açıklanan nedenlerle, davalı tarafın temyiz istemlerinin kabulü ile İlk Derece Mahkemesince verilen karara yönelik istinaf başvurusunun esastan reddine ilişkin Bölge Adliye Mahkemesi kararının BOZULARAK KALDIRILMASINA, (2) numaralı bentte açıklanan nedenlerle davalı tarafın sair temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine gerek bulunmadığına HMK"nın 373/1. maddesi uyarınca dava dosyasının İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine, ödediği peşin temyiz harcının isteği halinde temyiz eden davalıya iadesine, 09.02.2021 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.