13. Hukuk Dairesi 2019/659 E. , 2019/8401 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Tüketici Mahkemesi
Taraflar arasındaki tazminat davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kısmen kabulüne kısmen reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davacı avukatınca temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi gereği konuşulup düşünüldü.
KARAR
Davacı, oğlu ... için 21/06/2014 tarihinde ..."dan... gitmek için uçak bileti satın aldığını ve 4.881,99.TL ödeme yaptığını, davalı firmanın müşteri temsilciliğini arayarak ... istenip istenmediğini sorduğunu, müşteri temsilciliğince ... istenmediğinin bildirildiğini, uçağın kalkmasına bir gün kala müşteri temsilciliğince ... istendiği bilgisinin verildiğini, bunun üzerine biletinin aynı tarihte başka bir bilet ile değiştirilmesini talep ettiğini, ancak talebinin yerine getirilmediğini, bu nedenle başka bir firmadan uçak bileti alarak ek bir masraf yapmak zorunda kaldığını, davalının tüm ihtarlara rağmen zararını karşılamadığını ileri sürerek, zararının 4.881,99.-TL"nin kısmının karşılanmasına, ayıplı hizmetten kaynaklı zararının ihtarname tarihinden itibaren hesaplanacak yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini istemiştir.
Davalı, davanın reddini dilemiştir.
Mahkemece, davanın kısmen kabulü ile 1.125,00 TL alacağın davalıdan tahsili ile davacıya ödenmesine, fazlaya ilişkin taleplerin reddine karar verilmiş; hüküm, davacı tarafça temyiz edilmiştir.
1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle yasaya uygun gerektirici nedenlere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre davacının aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan sair temyiz itirazlarının reddi gerekir.
2-Davacı, ayıplı hizmet nedeniyle 4.881,99 TL’nin ihtarname tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte tarafına iadesi istemiyle eldeki davayı açmıştır. Mahkemece davanın kısmen kabulüne karar verilmiş ise de, davacının faiz talebi hakkında herhangi bir karar verilmemiştir.
6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun 117. Maddesi uyarınca muaccel bir borcun borçlusu ancak alacaklının ihtarı ile mütemerrit olur. Muaccel hale gelmiş bir borçtan dolayı alacaklının herhangi bir ihtarı yok ise anılan yasa maddesi uyarınca faize ancak dava veya takip tarihinden itibaren hükmedilmesi gerekir. İhtarın temerrüt oluşturabilmesi için alacak miktarının açıkça gösterilmesi ve ödeme talebinde bulunulması gerekir. Aksi takdirde ihtar temerrüde esas alınmaz. Dava konusu olayda davacı, davalıya gönderdiği 23.03.2015 tarihli ihtar dilekçesinde 4.900,00 TL.nin ihtarname tarihinden itibaren ödenmesini istemiştir. Bu durumda davalı, ihtarnamenin tebliği tarihi olan 26.03.2015 tarihinde temerrüde düşmüştür Öyle olunca, mahkemece, hükmedilen alacağa 26.03.2015 tarihinden itibaren faiz yürütülmesi gerekirken, yazılı şekilde karar verilmiş olması usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir. Ne var ki, yapılan bu yanlışlığın giderilmesi yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden kararın düzeltilerek onanması usulün 438/7 maddesi gereğidir.
SONUÇ: Yukarıda (1) nolu bentte açıklanan nedenlerle davacının sair temyiz itirazlarının reddine, (2) nolu bentte açıklanan nedenle temyiz olunan kararın hüküm fıkrasının 1. bendine "hükmedilen alacağın 26.03.2015 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsiline," cümlesinin eklenmesine, hükmün düzeltilmiş bu şekli ile ONANMASINA, HUMK’nun 440/III-1 maddesi uyarınca karar düzeltme yolu kapalı olmak üzere, 17/09/2019 gününde oybirliğiyle karar verildi.