Abaküs Yazılım
Ceza Genel Kurulu
Esas No: 2017/85
Karar No: 2017/264

Yargıtay Ceza Genel Kurulu 2017/85 Esas 2017/264 Karar Sayılı İlamı

Ceza Genel Kurulu         2017/85 E.  ,  2017/264 K.

    "İçtihat Metni"

    Kararı Veren
    Yargıtay Dairesi : 6. Ceza Dairesi

    Nitelikli yağma suçundan sanık ..."in 5237 sayılı TCK"nun 149/1-d, 53 ve 63. maddeleri uyarınca 10 yıl hapis cezası ile cezalandırılmasına, hak yoksunluğuna ve mahsuba ilişkin Kayseri 2. Ağır Ceza Mahkemesince verilen 18.04.2013 gün ve 147-163 sayılı hükmün, sanık müdafii tarafından temyiz edilmesi üzerine dosyayı inceleyen Yargıtay 6. Ceza Dairesince 13.01.2014 gün ve 23468-151 sayı ile;
    "Katılan ..."ın babasına ait bulunan Zilelioğlu pasajındaki köfteci dükkanını babası olmadığı zamanlarda işlettiği, iş yerine değişik zamanlarda yemek için gelen sanığı yaklaşık 3 yıldır tanıdığı, 19.02.2013 günü öğlen 13.00 sıraları köfteci dükkanına gelen sanık ..."in adı geçen katılana "benim sallama bıçağıma polisler el koydu, bana 60 TL para cezası verdiler, bu parayı sen vereceksin" dediği, aynı iş yerinde bulunan katılanın arkadaşı tanık ..."ın "biraz iş yeri çalışsın, istediğin parayı o zaman versin, çocuğu sıkıştırma" demesi üzerine adı geçen sanığın "hadi lan daha fazla bekletme, parayı şimdi istiyorum, para cezamı yatıracağım" dediği, katılan ..."in sanığın ısrar etmesi üzerine, zarar verebileceğini düşünerek, iş yerinde 60 TL parayı kendisine verdiği olayda, yağma boyutuna ulaşan cebir ve tehdit bulunmadığı gözetilmeden, sanığın beraati yerine, yazılı biçimde yağma suçundan hüküm kurulması" isabetsizliğinden bozulmasına oyçokluğuyla karar verilmiştir.
    Daire Üyesi M. Kurt; "Dosya içeriğine, mağdur ve tanık anlatımlarına göre; sanığın süre gelen söz ve davranışlarının, yağma suçunun tehdit unsurunu oluşturduğunun ve mağdurun bunun sonucunda korkuya kapılarak istenen parayı (60 Lirayı) verdiğinin anlaşılması karşısında; Mahkemece yağma suçundan kurulan mahkumiyet hükmünün onanması gerektiği" görüşüyle karşıoy kullanmıştır.
    Kayseri 2. Ağır Ceza Mahkemesi ise 25.03.2014 gün ve 73-80 sayı ile;
    "Her ne kadar sanık aşamalı ifadelerinde atılı suçlamayı kabul etmeyerek olay tarihinden önce katılana bilgisayar sattığını ve bu bilgisayarın 150 Lirasını peşin aldığını, katılanın 150 Lira kendisine borcu bulunduğunu, olay tarihinde kendisinden bu alacağını istediğini, katılanın da durumunun olmadığını biraz sabretmesi gerektiğini belirttiğini, bunun üzerine kendisinin iş yerinden ayrıldığını, yağma ya da yağmaya teşebbüs suçunu işlemediğini, ava çıkması nedeniyle üzerinde bıçak taşıdığını kabul ettiğini ifade etmiş ise de, katılanın tüm aşamalardaki olaya ilişkin tutarlı ve samimi anlatımları, sanığa bilgisayar nedeni ile bir borcunun bulunmadığına dair beyanı, bahse konu bilgisayarın hazırlık aşamasında yaptırılan değer tespitinde 50 Lira değerinde olduğunun tespit edilmesi, katılanın beyanına göre de, bilgisayarın değerinin üzerinde sanığa ödeme yaptığının sabit olması, mağdurun bir çok kez kendi rızası ile sanığa iş yerinde karşılıksız olarak yemek verdiğini beyan etmesine göre sanığa atfı cürümde bulunması için herhangi bir sebebin bulunmaması ve yine tanık ..."ın, katılan ..."in beyanlarını doğrular mahiyette beyanda bulunmuş olması birlikte değerlendirildiğinde, sanığın suçtan kurtulmaya yönelik bu beyanlarına itibar etmenin mümkün bulunmadığı ve savunmasının kendisini suçtan kurtarmaya yönelik olduğu kanaatine varıldığı;
    Bu şekilde sanığın 19.02.2013 günü öğle saatlerinde katılandan bağırarak 60 Lira istediği, katılanın da önceye dayalı olarak sanığın kişiliğini ve bıçak taşıdığını bildiği, kaldı ki, sanığın da savunmalarında bıçak taşıdığını ifade ettiği, böylelikle katılanın sanıktan korkması nedeniyle istemiş olduğu 60 Lirayı verdiği, tanık ... de bahse konu parayı sanığın katılandan zorla aldığını beyan ettiği anlaşılmakla, sanığın üzerine atılı bulunan iş yerinde yağma suçunu işlediğinin sabit görüldüğü" şeklindeki gerekçeyle direnerek, ilk hükümde olduğu gibi sanık ..."in mahkûmiyetine karar vermiştir.
    Bu hükmün de sanık müdafii tarafından temyiz edilmesi üzerine, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının 05.05.2014 gün ve 149694 sayılı "onama" istekli tebliğnamesiyle Yargıtay Birinci Başkanlığına gönderilen dosya, Ceza Genel Kurulunca 07.12.2016 gün ve 278-771 sayı ile; 6763 sayılı Kanunun 38. maddesi ile 5320 sayılı Kanuna eklenen geçici 10. madde uyarınca kararına direnilen daireye gönderilmiş, aynı madde uyarınca inceleme yapan Yargıtay 6. Ceza Dairesince 24.01.2017 gün ve 10-88 sayı ile, direnme kararının yerinde görülmemesi üzerine Yargıtay Birinci Başkanlığına gönderilen dosya, Ceza Genel Kurulunca değerlendirilmiş ve açıklanan gerekçelerle karara bağlanmıştır.
    TÜRK MİLLETİ ADINA
    CEZA GENEL KURULU KARARI
    Sanık ... hakkında 21.02.2013 günü işlediği nitelikli yağma suçuna teşebbüs ve 6136 sayılı Kanuna muhalefet suçlarından kurulan mahkûmiyet hükümleri Özel Dairece onanmak suretiyle kesinleşmiş olup direnmenin kapsamına göre inceleme, sanığın 19.02.2013 tarihinde katılan ..."a karşı işlediği iddia edilen nitelikli yağma suçundan kurulan mahkûmiyet hükmü ile sınırlı olarak yapılmıştır.
    Özel Daire ile yerel mahkeme arasında oluşan ve Ceza Genel Kurulunca çözümlenmesi gereken uyuşmazlık; sanık ..."in üzerine atılı yağma suçunun sabit olup olmadığının belirlenmesine ilişkindir.
    19.02.2013 tarihinde saat 13.00 sıralarında sanığın, Zilelioğlu Pasajı içerisinde bulunan katılan ..."ın iş yerine gelip yemek yediği, ardından polislerin sallama bıçağını alarak para cezası kestiğini ve 60 Liraya ihtiyacı olduğunu söyleyerek katılandan para istediği, katılanın parasının olmadığını söylemesi üzerine sanığın “bu parayı bulup buluşturup vereceksin” diye bağırdığı, bu sırada iş yerinde bulunan tanık ..."nin “akşam versin” demesi üzerine sanığın “yok lan benim paramı şimdi verecek” dediği, katılanın 60 Lirayı sanığa verdiği, parayı alan sanığın iş yerinden ayrıldığı,
    Katılan ... vekil huzurunda kollukta; Zilelioğlu Pasajı içerisinde köfteci dükkanı işlettiğini, sanığı 2-3 yıldır tanıdığını, ara sıra iş yerinde para almaksızın sanığa yemek yedirdiğini, 19.02.2013 günü tanık ... ile birlikte iş yerinde bulunduğu sırada sanığın gelerek “benim sallama bıçağım kayboldu, parasını sen vereceksin” dediğini, kendisinden çekindiği ve bir şey yapmasından korktuğu için sanığa 60 Lira verdiğini, bu parayı sanıktan korktuğu ve kendisine zarar verebileceğini düşündüğü için kendi isteği ile verdiğini,
    Savcılıkta farklı olarak; sanıktan 4-5 ay önce ikinci el bir bilgisayar kasasını 150 Liraya satın aldığını, kendisine borcu olmadığını,
    Mahkemede farklı olarak; sanığın olay tarihinde polislerin sallama bıçağını aldıklarını söyleyip 60 Lira istediğini, vermek istememesi üzerine "bu parayı bulup buluşturup vereceksin" diye bağırdığını, iş yerinde bulunan tanık ..."nin “akşam versin” demesi üzerine sanığın, ..."ye "şimdi bu parayı verecek lan" dediğini, sanıktan korktuğu için parayı bulup verdiğini, zararının giderilmediğini,
    Tanık ... kollukta; 19.02.2013 tarihinde saat 14.00 sıralarında katılanın iş yerine gittiğinde sanık ile katılanın konuştuklarını gördüğünü, içeri girince sustuklarını, ardından sanığın katılana “benim sallama bıçağım kayboldu, polislerden bu bıçak yüzünden ceza yedim, bu yüzden bıçağın parasını sen ödeyeceksin” demesi üzerine katılanın korkarak “tamam abi hallederim, ne kadar zararın varsa veririm” dediğini, sanığın “hadi lan beni bekletme daha fazla, bana 60 Lira ver çabuk” demesi üzerine sanığa “abi bugün salı, bari biraz çalışsın da versin, şimdi yoktur parası, sıkıştırma çocuğu” dediğinde sanığın “Yok lan ben parayı şimdi istiyorum, o para ile cezamı yatıracağım” dediğini, bunun üzerine katılanın cebinden 60 Lira çıkartıp sanığa verdiğini, parayı alan sanığın iş yerinden ayrıldığını,
    Savcılıkta farklı olarak; iş yerine gittiğinde sanığın kendisine göz atarak “haksızmıyım” dediğini, ne için olduğunu sorduğunda “bu bana yanlış yaptı, bundan dolayı sallama bıçağımı polisler aldı, ceza yedim, cezamın yarısını Mehmet ödeyecek, 60 Lira düşüyor" şeklinde cevap verdiğini, şakalaştıklarını düşünerek sanığa "adamı bırak, çalışsın, akşama verir" demesi üzerine sanığın ciddileşerek "yok lan, benim paramı şimdi verecek" dediğini, katılanın "tamam ağabey, zararın ne ise hallederiz" diyerek sanığa 60 Lira verdiğini,
    Mahkemede farklı olarak; katılanın 60 Lirayı kasaptan alıp getirdiğini,
    Tanık ... aşamalarda; olayın oluş şeklini görmediğini, sanığın oğlu olan katılandan tehdit ile 60 Lira para aldığını,
    İfade etmişlerdir.
    Sanık ... aşamalarda; 19.02.2013 günü katılandan 60 Lira almadığını, sallama tabir edilen bir bıçağının olmadığını, katılan ile arasında husumet bulunmadığını savunmuştur.
    5237 sayılı TCK"nun 148. maddesinin 1. fıkrasında yağma suçunun temel şekli, 2. fıkrasında senedin yağması, 3. fıkrasında cebir karinesine yer verilmiş, 149. maddesinde nitelikli yağma, 150. maddesinde de kişinin hukuki bir ilişkiye dayanan alacağını tahsil amacıyla yağma ile yağmada değer azlığı düzenlenmiştir.
    Yağmanın temel şeklinin düzenlendiği 5237 sayılı TCK"nun 148/1. maddesi uyarınca; kişinin veya yakınının hayatına, vücut veya cinsel dokunulmazlığına yönelik bir saldırı gerçekleştirileceği ya da malvarlığı bakımından büyük bir zarara uğratılacağından bahisle tehdit edilerek veya cebir kullanılarak, bir malı teslime veya alınmasına karşı koymamaya mecbur bırakılması yağma suçunu oluşturur.
    Yağma; başkasının zilyetliğindeki taşınabilir malın, zilyedin rızası olmadan faydalanmak amacıyla cebir veya tehdit kullanmak suretiyle alınması olduğundan “zor yoluyla hırsızlık”, bir kişiye karşı kullanılan icbar araçlarıyla haksız bir menfaat elde etmek şeklinde de tanımlanmıştır. Nitekim TCK"nun 148. maddesinin gerekçesinde de; "Hırsızlık suçunda olduğu gibi yağma suçunda da, taşınır malın alınmasıyla ilgili olarak zilyedinin rızasının bulunmaması gerekir. Ancak hırsızlık suçundan farklı olarak, bu suçun oluşabilmesi için, mağdurun rızasının, cebir veya tehdit kullanılarak ortadan kaldırılması gerekir" açıklaması yapılmış, gerekçede yağma suçu ile hırsızlık suçunun ortak yönleri ile aralarındaki farklara değinilmiş, böylece dolaylı olarak yağma suçunda da hırsızlık suçunda olduğu gibi faydalanma amacıya hareket edilmesi gerektiği vurgulanmıştır.
    Bu açıklamalar ışığında somut olay değerlendirildiğinde;
    19.02.2013 tarihinde katılana ait iş yerine gelen sanığın, polislerce üzerinde bulundurduğu sallama olarak tabir edilen bıçağına elkonulup para cezası kesildiğini söyleyerek bu cezayı ödemek için katılandan 60 Lira istediği, katılanın parasının olmadığını söylemesi üzerine "bu parayı bulup buluşturup vereceksin" diye bağırdığı, bu sırada iş yerinde bulunan tanık ..."nin sanığa "parayı akşam versin, çocuğu sıkıştırma" demesine rağmen sanığın “Yok lan, ben parayı şimdi istiyorum, o para ile cezamı yatıracağım” demesi üzerine katılanın 60 Lirayı sanığa verdiği olayda; sanığın 60 Lirayı almak için katılana yönelik zorlamasının söz konusu olmaması, ayrıca katılanın vücut dokunulmazlığına yönelik bir saldırı gerçekleştireceğine ya da malvarlığı bakımından büyük bir zarara uğratacağına veyahut bir kötülük yapacağına ilişkin tehdit içeren bir söz sarf etmemesi, sanığın olay sırasındaki söylem ve hareketleri ile mevcut ortamın fiziki koşulları birlikte değerlendirildiğinde; katılanın, sanığın söylediği sözlerden orantısız şekilde etkilenerek kendisine zarar vereceğini düşünüp para vermesi karşısında; sanığın eyleminin, yağma suçunun oluşması için gereken tehdit veya cebir unsurunu içermediğinin kabulü gerekmektedir.
    Bu itibarla, yerel mahkeme direnme hükmünün, yağma boyutuna ulaşan tehdit veya cebir bulunmaması nedeniyle sanığın atılı suçtan beraati yerine mahkûmiyetine karar verilmesi isabetsizliğinden bozulmasına karar verilmelidir.
    SONUÇ:
    Açıklanan nedenlerle;
    1- Kayseri 2. Ağır Ceza Mahkemesinin 25.03.2014 gün ve 73-80 sayılı direnme hükmünün, yağma boyutuna ulaşan tehdit veya cebir bulunmaması nedeniyle sanığın atılı suçtan beraati yerine mahkûmiyetine karar verilmesi isabetsizliğinden BOZULMASINA,
    2- Dosyanın mahalline gönderilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına TEVDİİNE, 09.05.2017 tarihinde yapılan müzakerede oybirliğiyle karar verildi.

    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi