Abaküs Yazılım
Hukuk Genel Kurulu
Esas No: 2017/1690
Karar No: 2020/724
Karar Tarihi: 06.10.2020

Yargıtay Hukuk Genel Kurulu 2017/1690 Esas 2020/724 Karar Sayılı İlamı

Hukuk Genel Kurulu         2017/1690 E.  ,  2020/724 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :Ticaret Mahkemesi



    1. Taraflar arasındaki asıl davada “kooperatif üyeliğinin iptali”, birleşen davada “kooperatif üyeliğinin devredildiğinin tespiti” isteminden dolayı yapılan yargılama sonunda, Karşıyaka Asliye Ticaret Mahkemesince verilen asıl ve birleşen davanın reddine ilişkin kararın asıl ve birleşen davada davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine Yargıtay 23. Hukuk Dairesince yapılan inceleme sonunda bozulmuş, Mahkemece Özel Daire bozma kararına karşı direnilmiştir.
    2. Direnme kararı asıl ve birleşen davada davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
    3. Hukuk Genel Kurulunca dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği görüşüldü:

    I. YARGILAMA SÜRECİ
    Asıl Davada Davacı İstemi:
    4. Davacı vekili asıl davada 29.05.2014 tarihli dava dilekçesinde; müvekkilinin davalı kooperatiften edindiği mesken vasıflı taşınmazı 24.03.2011 tarihinde ...’a sattığını, satış işleminin bir dilekçe ile kooperatif başkanlığına bildirildiğini, kooperatif tarafından dilekçeye karşı herhangi bir cevap verilmediğini, cevap verilmemesi nedeniyle kooperatif üyeliğinin iptali isteminin zımnen kabulü anlamına geldiğini, kooperatif tarafından müvekkiline herhangi bir konuda tebligat, bildiri, ihtarname ve genel kurul çağrısı gibi bir yazının da gönderilmediğini, davalı kooperatifin müvekkili hakkında aidat borçları nedeniyle icra takibi yaparak borçların ödenmesini talep ettiğini, bu durumun müvekkilini mağdur ettiğini ileri sürerek kooperatif üyeliğinin mesken satış tarihi olan 24.03.2011 tarihi itibariyle iptaline karar verilmesini talep ve dava etmiş, 15.12.2014 tarihli ıslah dilekçesiyle de kooperatif üyeliğinin satış tarihi itibariyle iptalinin kabul edilmemesi hâlinde dava tarihi itibariyle kooperatif üyeliğinin iptaline karar verilmesini talep etmiştir.
    Birleşen Davada Davacı İstemi:
    5. Birleşen davada davacı vekili 17.06.2014 tarihli dilekçesi ile; asıl davada ileri sürülen iddialar belirtilmek suretiyle kooperatif üyeliğinin mesken satış tarihi olan 24.03.2011 tarihi itibariyle davalıya devredildiğinin tespitine karar verilmesini talep etmiştir.
    Asıl Davada Davalı Cevabı:
    6. Asıl davada davalı vekili 17.06.2014 tarihli cevap dilekçesi ile, davacının üyeliğinin sona erdirilmesi yolunda kooperatif yönetimi tarafından bir karar alınmadığını, böyle bir kararın alınabilmesi için meskeni satın alan yeni malik ve davacının yönetime birlikte başvurarak yeni malikin meskeni satın aldığını ve kooperatife üye olmak istediğini beyan etmesi gerektiğini, davacının ve yeni malikin böyle bir başvurusunun bulunmadığını bu nedenle davacının kooperatif üyeliğinin devam ettiğini, sırf akçeli yükümlülüklerden kurtulmaya yönelik olarak kötüniyetle talep edilen üyelikten çıkma isteğinin kabul edilemeyeceğini belirterek davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
    Birleşen Davada Davalı Cevabı:
    7. Birleşen davada davalı davaya cevap vermemiştir.
    Mahkeme Kararı:
    8. Karşıyaka Asliye Ticaret Mahkemesinin 18.12.2014 tarihli ve 2014/533 E., 2014/490 K. sayılı kararı ile; 1163 sayılı Kooperatifler Kanunu’nun 14. maddesi ve kooperatif ana sözleşmesinin 17. maddesi uyarınca kooperatif üyeliğinin devri için üyeliği devreden ve devralan arasında düzenlenmiş devir sözleşmesinin bulunması ve her ikisinin birlikte kooperatife başvurması gerektiği, somut olayda ise kooperatif tarafından adına tahsis ve tapuya tescil edilen davacı üyenin bu bağımsız bölümü davalı ..."a devrettiği ancak her ikisinin kooperatif üyeliğinin devri konusunda bir sözleşme düzenlemedikleri ve davalı ..."ın kooperatife üyeliği için kooperatife birlikte başvurmadıkları, dava dilekçesine ekli imzasız davacıya ait "...kooperatif üyeliğimin iptali ile satın alan üçüncü kişinin üyelik kaydının yapılması..." yönündeki dilekçenin tek başına yeterli olmadığı, davacının 2011-2012-2013 yıllarında gerçekleştirilen tüm genel kurul toplantılarına davet edildiği ve hazirun cetvellerinde de kayıtlı olduğu, kooperatif üyesinin adına tahsis edilen bağımsız bölümü tapudan üçüncü kişiye devretmesinin kooperatif üyeliğinin devri sonucunu doğurmadığı gerekçesiyle asıl ve birleşen davanın reddine karar verilmiştir.
    Özel Daire Bozma Kararı:
    9. Karşıyaka Asliye Ticaret Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde asıl ve birleşen davada davacı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
    10. Yargıtay 23. Hukuk Dairesince 06.04.2015 tarihli ve 2015/2330 E., 2015/2296 K. sayılı kararı ile;
    “…Dava, üyeliğin devredildiğinin tespiti istemine ilişkindir. Kooperatiflerde açık kapı ilkesi geçerlidir. Devreden üyenin, devir talebinin kooperatife ulaşması kâfi olup, geçerli bir gerekçe olmaması halinde çıkmanın kabulü gerekir. Bu itibarla sırf akçeli yükümlülüklerin yerine getirilmemesi sebep gösterilerek talebinin reddi doğru değildir. Bu nedenle, davalı kooperatifin 17.06.2014 havale tarihli cevap dilekçesi de dikkate alınarak üyelikten çıkma talebinin kooperatife ulaşıp ulaşmadığı üzerinde durularak ve açık kapı ilkesi de gözetilerek talebin değerlendirilmesi gerekirken yanlış değerlendirme ve yanılgılı gerekçe ile yazılı şekilde hüküm kurulmasında isabet görülmemiştir,…” gerekçesiyle bozma kararı verilmiştir.
    Direnme Kararı:
    11. Karşıyaka Asliye Ticaret Mahkemesinin 08.10.2015 tarihli ve 2015/394 E., 2015/488 K. sayılı kararı ile; önceki gerekçeler yanında özellikle davanın ortaklık devri hukuki nedenine dayalı olduğu ve bu müessese çerçevesinde sorunun çözümlenmesi gerektiği, önceki kararın da bu çerçevede tesis edilmiş olduğu gerekçesiyle direnme kararı verilmiştir.
    Direnme Kararının Temyizi:
    12. Direnme kararı süresi içinde asıl ve birleşen davada davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.

    II. UYUŞMAZLIK
    13. Direnme yolu ile Hukuk Genel Kurulu önüne gelen uyuşmazlık; davacının davaya konu meskeni davalı ..."a devretmesinin, kooperatif üyeliğinin devri sonucunu doğurup doğurmadığı, davacı ve davalı ..."ın satıştan sonra birlikte kooperatife başvurup kooperatif üyeliğinin ..."a devrini talep etmelerinin gerekip gerekmediği, burada varılacak sonuca göre davacının kooperatif üyeliğinin devam edip etmediği noktasında toplanmaktadır.

    III. GEREKÇE
    14. Uyuşmazlığın çözümü için öncelikle konu ile ilgili yasal düzenlemelerin irdelenmesinde fayda bulunmaktadır.
    15. 1163 sayılı Kooperatifler Kanunu’nun (KK) “Ortaklıktan çıkma serbestisi –tazminat” başlığını taşıyan 10. maddesi:
    “Her ortağın kooperatiften çıkma hakkı vardır. Çıkma keyfiyetinin kooperatifin mevcudiyetini tehlikeye düşürmesi halinde ayrılmak istiyen ortağın, muhik bir tazminat ödenmesine dahi hüküm anasözleşmeye konulabilir. ”
    Aynı Kanun’un “Ortaklıktan çıkmayı kabulden kaçınma” başlığını taşıyan 13. maddesi:
    “Yönetim kurulu, anasözleşmeye uygun olarak yapılacak isteğe rağmen, bir ortağın kooperatiften istifasını kabulden kaçınacak olursa, ortak çıkma dileğini noter aracılığı ile kooperatife bildirir. Bildiri tarihinden itibaren çıkma gerçekleşir.”
    Yine aynı Kanun’un “Ortağın ölümü ve ortaklığın devri” başlıklı 14. maddesi:
    “Anasözleşmede gösterilecek şartlarla ölen ortağın mirasçılarının kooperatifte ortak olarak kalmaları sağlanabilir.
    (Değişik: 6/10/1988 - 3476/3 md.) Ortaklık devredilebilir. Yönetim kurulu, ortaklığı devralan kişinin ortaklık niteliklerini taşıması halinde, bu kişiyi ortaklığa kabul eder.
    hükümlerini içermektedir.
    16. Konut yapı kooperatifi ana sözleşmesinin “Ortaklığın Devri” başlıklı 17. maddesi:
    “Ortaklık, yazılı olarak yönetim kuruluna bildirilmek suretiyle 10 uncu maddedeki ortaklık şartlarını taşıyan kişilere devredilebilir.
    Yönetim kurulu bu şekilde ortaklığı devralan kişiyi ortaklığa kabulden kaçınamaz.
    Yasal bir sebep olmaksızın devralanın ortaklığını kabul etmeyen yönetim kurulu üyeleri devreden ve devralanın uğrayacakları zararlara karşı müteselsil sorumludurlar. Devir halinde eski ortağın kooperatife karşı tüm hak ve yükümlülükleri yeni ortağa geçer, kooperatifçe bu devir sebebiyle taraflardan ayrıca ödemelerde bulunmaları istenemez…”
    şeklinde düzenlenmiştir.
    17. 1163 sayılı KK’nın 1. maddesinde açıklandığı üzere kooperatifler, ortaklarının belirli ekonomik menfaatlerini ve ihtiyaçlarını karşılıklı yardım, dayanışma ve kefalet suretiyle sağlayıp korumak amacıyla gerçek ve tüzel kişiler tarafından kurulan ve tüzel kişiliği haiz ortaklıklardır.
    18. Kooperatiflerde ortaklık sıfatının nasıl kazanıldığına değinmek gerekirse; ilk olarak kooperatifin kuruluşunda kurucu ortaklar kuruluşun gerçekleşmesiyle ortak sıfatını aslen kazanırlar. Daha sonraki evrede ise giriş talebinin kabulü yoluyla veya payın bir başkası tarafından devir alınmasının yönetim kurulu tarafından kabulüyle ortaklık gerçekleşir. Bir diğer ihtimal olarak ortaklığın taşınmaz mülkiyetine veya bir teşebbüsün işletilmesine bağlandığı durumlarda, taşınmazın veya işletmenin devir alınması hâlinde ortaklık sıfatı kazanılır. Son olarak ise ana sözleşmede hüküm bulunması durumunda miras ile kooperatif paydaşlık hakkı kazanılır.
    19. Kooperatif ortağı olunmasında “açık kapı ilkesi” geçerlidir. Ortak olmak için yöneticilerin istekleri değil, objektif şartların gerçekleşmesi yeterlidir.
    20. Kooperatif ortaklığına girmek için gerçek kişilerin medeni hakları kullanma yeterliliğine sahip olmaları gerekir. Ortak olmak isteyen gerçek ve tüzel kişiler, kooperatif ana sözleşmesi hükümlerini bütün hak ve ödevleriyle birlikte kabul ettiklerini belirten bir yazı ile kooperatif yönetim kuruluna başvururlar.
    21. Yine açık kapı ilkesi gereği ortak sıfatını kazanan herkesin kooperatiften çıkma hakkı olduğu gibi, ana sözleşmede açıkça belirtilmiş olan nedenlerle ortağın ihracına karar verilmesi de mümkündür.
    22. 1163 sayılı KK’nın 14. maddesi uyarınca, kooperatif ortaklığının devredilmesi mümkün olmakla birlikte, ortaklık sıfatı payın devralınması ile doğrudan kazanılamaz. Devralanın giriş isteminde bulunması, yönetim kurulunun da gerekli incelemeyi yapması ve bu kişinin ortak olabilmek için gerekli şartlara sahip bulması hâlinde, anılan kişiyi kooperatife kabul etmesi, aksi hâlde talebi reddetmesi gerekir.
    23. Bu ilke ve açıklamalar ışığında somut olay değerlendirildiğinde;
    Davacının asıl ve birleşen davada, kooperatiften edindiği mesken vasıflı taşınmazı birleşen dosyada davalı ...’a satarak kooperatif ortaklığının devri talebinde bulunduğunu ancak davalı kooperatifçe bu devir talebinin kabul edilmediğini iddia ettiği anlaşılmaktadır.
    24. 1163 sayılı KK’nın 14/son maddesi uyarınca kooperatif ortaklığının devredilebileceği kabul edilmiştir. Konut yapı kooperatifi ana sözleşmesinin 17. maddesi uyarınca da kooperatif üyeliğinin devri için, üyeliğini devreden ve devralan arasında düzenlenmiş devir sözleşmesinin bulunması ve her ikisinin de davalı kooperatife başvurması gerekmektedir.
    25. Davacı, 24.03.2011 tarihli satış işlemi ile kooperatif tarafından adına tahsis edilen bağımsız bölümü birleşen dosyada davalı ...’a satmış ise de her ikisinin ayrıca kooperatif üyeliğinin devri konusunda sözleşme düzenlemedikleri ve üyeliğin devri için kooperatife başvurmadıkları anlaşılmaktadır.
    26. Davacı, kooperatif tarafından 2011-2012-2013 yıllarında gerçekleştirilen genel kurul toplantılarına davet edilmiş ve hazirun cetvellerinde de davacının kayıtlı olduğu anlaşılmakta olup, davacının genel kurul toplantılarına davet edilmesine ilişkin itirazı da olmadığı gibi ortaklığının devredildiğine ilişkin davalı kooperatifin de zımnî bir kabulü de bulunmamaktadır.
    27. Dosya içerisinde davacı tarafından sunulan ve kooperatif üyeliğinin iptali istemine ilişkin imzasız belge bulunmakta ise, söz konusu belge kooperatif üyeliğinin devri için tek başına yeterli değildir.
    28. Bu durumda, kooperatif üyeliğinin devri şartlarının oluşmadığı yönündeki mahkemenin asıl ve birleşen davaların reddine ilişkin olarak verdiği direnme kararı açıklanan gerekçeler karşısında yerindedir.
    29. Hâl böyle olunca, usul ve yasaya uygun olan direnme kararının onanması gerekir.
    IV. SONUÇ:
    Açıklanan nedenlerle;
    Davacı vekilinin temyiz itirazlarının reddi ile direnme kararının ONANMASINA,
    Harç peşin alındığından harç alınmasına yer olmadığına,
    6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun geçici 3. maddesine göre uygulanmakta olan 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu"nun 440. maddesi uyarınca kararın tebliğinden itibaren on beş içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere 06.10.2020 tarihinde oy birliği ile karar verildi.


    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi