3. Ceza Dairesi 2016/1825 E. , 2016/20367 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi
HÜKÜM : Sanıkların mahkumiyetine dair
Mahalli mahkemece verilen hükümler temyiz edilmekle evrak okunarak;
Gereği görüşülüp düşünüldü;
Sanıkların üzerine atılı mağdur ..."ya yönelik kasten yaralama suçu nedeniyle verilen hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararları hakkında, itiraz olduğu değerlendirilen başvurular üzerine, Adana 8. Ağır Ceza Mahkemesi tarafından 23.05.2014 tarih ve 2014/109 değişik iş numaralı kararıyla kesin nitelikli itirazın reddine karar verildiği belirlenerek yapılan incelemede;
1) Sanıklar ... ve ... hakkında mağdur ..."yı kasten yaralama suçu nedeniyle verilen mahkumiyet hükümlerinin yapılan temyiz incelemesinde:
Sanık ..."ın tekerrüre esas sabıka kaydı bulunduğu halde hakkında tekerrür hükümlerinin uygulanmaması, mağdur ..."un yaralanması neticesinde hayati tehlike geçirdiği ve işlevde zayıflamaya maruz kaldığının anlaşılması karşısında, birden çok ağırlaştırıcı nedenin bir arada bulunması nedeniyle sanıklar hakkında 5237 sayılı TCK"nin 86/1. maddesi uyarınca temel ceza belirlenirken alt sınırdan uzaklaşılması gerektiğinin düşünülmemesi aleyhe temyiz bulunmadığından bozma nedeni yapılmamıştır.
Anayasa Mahkemesinin 24.11.2015 tarih ve 29542 sayılı Resmi Gazete"de yayımlanarak yürürlüğe giren 08.10.2015 tarih ve 2014/140 E-2015/85 K, sayılı kararı ile 5237 sayılı TCK"nin 53. maddesindeki bazı hükümler iptal edilmiş ise de, bu husus infaz aşamasında dikkate alınabileceğinden bozma nedeni yapılmamıştır.
Yapılan yargılamaya, toplanan ve karar yerinde açıklanan delillere, mahkemenin kovuşturma sonucunda oluşan inanç ve takdirine, gösterilen gerekçeye ve uygulamaya göre sanıkların temyiz itirazlarının reddiyle hükümlerin ONANMASINA,
2) Sanık ... hakkında mağdur ..."yı kasten yaralama suçu nedeniyle verilen mahkumiyet hükmünün yapılan temyiz incelemesinde:
a) Soruşturma aşamasında bilgi sahibi sıfatıyla 10.09.2011 tarih ve saat 17:50 de ifadesi alınan güvenlik görevlisi ... bu ifadesinde, sanık ..."ın da olay yerinde bulunduğunu ve diğer şahıslarla kavga ettiğini , çok kalabalık olduğu için kimin kime ne dediğini ve kimin kimi yaraladığını görmediğini beyan etmesine rağmen duruşma aşamasında tanık sıfatıyla alınan 27.03.2012 tarihli ifadesinde sanık ..."ın mağdur ... ile konuştuğunu beyan etmesi karşısında tanığın ifadeleri arasındaki çelişkiler giderilmeye çalışılmadan ve dosya kapsamında yer alan 11.09.2011 tarih ve saat 11:00 olan cd izleme tutanağında sanık ..."ın bulunup bulunmadığı yönünde de araştırma yaptırılmadan, kavga olayı bittikten sonra olay yerine geldiğini beyan eden sanığın bu iddialarının hangi deliller ile nasıl çürütüldüğü gerekçeye yansıtılmadan eksik inceleme ve araştırma ile yazılı şekilde hüküm kurulması,
b) Anayasa Mahkemesinin 24.11.2015 tarih ve 29542 sayılı Resmi Gazete"de yayımlanarak yürürlüğe giren 08.10.2015 tarih ve 2014/140 esas- 2015/85 karar sayılı kararı ile 5237 sayılı TCK"nin 53. maddesindeki bazı hükümlerin iptal edilmesi nedeniyle hak yoksunlukları yönünden sanığın hukuki durumunun yeniden değerlendirilmesinde zorunluluk bulunması,
Kabule göre de;
c) Mağdur ..."un yaralanması neticesinde hayati tehlike geçirdiği ve işlevde zayıflamaya maruz kaldığının anlaşılması karşısında, birden çok ağırlaştırıcı nedenin bir arada bulunması nedeniyle sanık hakkında 5237 sayılı TCK"nin 86/1. maddesi uyarınca temel ceza belirlenirken alt sınırdan uzaklaşılması gerektiğinin düşünülmemesi,
Bozmayı gerektirmiş, sanığın temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan hükmün bu sebepten dolayı 6723 sayılı Kanunun 33. maddesiyle değişik 5320 sayılı Kanunun 8/1. maddesi ile yürürlükte bulunan 1412 sayılı CMUK’un 321. maddesi uyarınca aynı yasanın 326/son maddesi gözetilmek suretiyle BOZULMASINA, 12.12.2016 gününde oybirliğiyle karar verildi.