23. Hukuk Dairesi 2012/5764 E. , 2013/353 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki tazminat davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine yönelik olarak verilen hükmün davacı vekilince duruşmalı olarak temyiz edilmesi üzerine ilgililere çağrı kağıdı gönderilmişti. Belli günde davacı vekili Av. ... gelmiş olmakla diğer taraftan gelen olmadığından onların yokluğunda duruşmaya başlanarak hazır bulunan avukatın sözlü açıklaması dinlenildikten ve temyiz dilekçesinin süresinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
- KARAR -
Davacı vekili, müvekkili arsa sahibi ile davalı yüklenici firma arasında 17.05.2004 tarihinde imzalanan "Düzenleme Şeklinde Kat Karşılığı İnşaat ve Gayrimenkul Satış Vaadi Sözleşmesi" uyarınca davalı firmanın müvekkiline ait 19 adet parselin tevhidi, bu parseller üzerindeki vakıf şerhinin kaldırılıp, arsa üzerine toplam 88 dairelik sosyal tesisleri de olan bir sitenin yapımını üstlendiğini, müvekkilinin borcunun tapuda devir ve feragları vermek olduğunu ve müvekkilinin taşınmazların yarı hissesini verdiğini, sözleşmenin 5. maddesi uyarınca davalının sözleşme tarihinden itibaren bir yıl içinde inşaat ruhsatını alıp, 31.12.2006 tarihinde de bütün daireleri bitirip kat mülkiyetini ve kat irtifakını kurup inşaatları bitirmek zorunda olduğunu, davalıya parseller üzerindeki vakıf şerhinin silinmesi için açılacak davalarda geçen sürenin ek süre olarak verildiğini, davalı tarafından vakıf şerhlerinin silinmesi için açılan davaların bir kısmının 11.10.2004 tarihinde Yargıtay tarafından onanarak kesinleştiğini, bir kısmının ise yaklaşık 2 yıl süre içerisinde temyiz aşamasında kalıp, 14.03.2006 tarihinde onanarak kesinleştiğini, davalının 17.05.2006 tarihinde inşaat ruhsatını alıp inşaata başladığını, bu durumda inşaatın teslim tarihinin 10.05.2008 olmasına rağmen inşaatların henüz teslim edilmediğini, bu konuda mahkeme kanalı ile tespit yaptırıldığını ve müvekkiline isabet eden dairelerin bitirilmediğinin anlaşıldığını, ancak belediye tarafından bitirilmemiş dairelere oturma ruhsatı verildiğini, davalıya 24.10.2008 tarihinde ihtarname keşide edilip, temerrüde düşürüldüğünü ileri sürerek, teslim edilmeyen 44 daire için gecikme süresinin tespiti sonucu ortaya çıkacak tazminatın tahsiline, müvekkillere isabet eden dairelerin tescil ve taksiminin sağlanmasına, eksik ve hiç yapılmayan market ve kafeteryanın yapılması, bunun mümkün olmaması halinde maddi tazminatın tazminine ve inşaatın devamı süresince müvekkilinin uğrayacağı zararın tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili, taraflar arasındaki sözleşmenin 27. maddesi uyarınca uyuşmazlığın çözümünün tahkim suretiyle olması gerektiğini, bu nedenle mahkemece öncelikle görev
yönünden davanın reddi gerektiğini, ayrıca taşınmazlar üzerindeki vakıf şerhlerinin 28.04.2006 tarihinde kaldırıldığını ve inşaat ruhsatının 17.05.2006 tarihinde alındığını, ayrıca taşınmazların bulunduğu yerde 1 Mayıs – 1 Kasım tarihleri arasında inşaat yapım yasağı bulunduğunu, üç dairenin inşaat yasağı süresi olan 18 ayın da eklenmesi ile teslimi gereken tarihin 16.06.2010 olduğunu, ayrıca oturma ruhsatının da alındığını, davanın ise çok daha önce açıldığını savunarak, davanın reddini istemiştir.
Mahkemece, iddia, savunma, bilirkişi raporu ve tüm dosya içeriğine göre; taraflar arasında imzalanan 17.05.2004 tarihli sözleşme uyarınca inşaatın 31.12.2006 tarihinde teslim edilmesinin kararlaştırıldığı, ancak sözleşmenin 5. maddesi uyarınca taşınmazlardaki vakıf şerhlerinin kaldırılması için geçecek süre ve 10. madde uyarınca da inşaat yapma yasağı nedeni ile doğacak sürenin teslim süresine eklenmesinin gerektiği, bu durumda inşaatın teslim tarihinin 12.06.2010 olduğu, oysa davanın bu tarihten önce 25.11.2008 tarihinde açıldığı, dava tarihi itibariyle davalı yüklenicinin henüz teslim borcu doğmadığı gerekçesiyle, davanın reddine karar verilmiştir.
Karar, davacı vekilince temyiz edilmiştir.
Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle gerektirici sebeplere, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre, davacı vekilinin temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle, davacı vekilinin tüm temyiz itirazlarının reddiyle usul ve kanuna uygun bulunan hükmün ONANMASINA, aşağıda yazılı onama harcının temyiz edenden alınmasına, kararın tebliğinden itibaren 15 gün içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere 24.01.2013 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.