17. Hukuk Dairesi 2016/6529 E. , 2017/3850 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Ticaret Mahkemesi
Taraflar arasındaki tazminat davasının yapılan yargılaması sonunda; kararda yazılı nedenlerden dolayı davanın kısmen kabulüne dair verilen hükmün süresi içinde davacılar vekili ile davalı ... vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği düşünüldü:
- K A R A R -
Davacılar vekili, davalıların işleteni, sürücüsü ve trafik sigortacısı olduğu aracın müvekkillerinin desteği ..."ya çarpması sonucu vefatına neden olduklarını belirterek fazlaya dair hakları saklı kalmak kaydıyla destekten yoksun kalma nedeni ile davacıların her biri için ayrı ayrı 200,00.-TL ve ayrıca defin ve cenaze gideri için 200,00.-TL olmak üzere toplam 1.000,00.-TL maddi tazminatın tüm davalılardan, ayrıca anne ve baba için ayrı ayrı 20.000,00.-TL kardeşler için ayrı ayrı 10.000,00.-TL olmak üzere toplam 60.000,00.-TL manevi tazminatın sigorta şirketleri dışındaki davalılardan olay tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile tahsilini talep etmiştir.
Davacılar vekili 10/12/2012 tarihli ıslah dilekçesi ile davacı ... için destek zararına yönelik talebini 8.646,11 TL ve ... için 8.156,31 TL olarak ıslah etmiştir.
Davalı ... A.Ş. vekili, kusur oranında, gerçek zarardan, poliçe limiti ile sınırlı sorumlu olduklarını belirterek davanın reddini savunmuştur.
Davalı ... ... Ofisi A.Ş. vekili, müvekkilinin sorumluğunun bulunmadığını, yüklenicinin sorumlu olduğunu belirterek davanın reddini savunmuştur.
Davalı ... vekili, kusurlarının bulunmadığını belirterek davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece, iddia, savunma, toplanan kanıtlara ve benimsenen bilirkişi raporuna göre; davalı sürücünün 3/8 oranında kusurlu olduğu kabul edilerek davanın kısmen kabul kısmen reddi ile davacı kardeşler yönünden maddi ve manevi tazminat istemlerinin reddine, destekten yoksun kalma nedeni ile davacı ... için 8.646,11.-TL, anne ... için 8.156,31.-TL, cenaze ve defin gideri 112,50.-TL olmak üzere toplam 16.914,92.-TL maddi tazminatın sigorta şirketinden dava, diğer davalılardan olay tarihinden, ayrıca anne ve baba için ayrı ayrı 7.500,00.-TL olmak üzere toplam 15.000,00.-TL manevi tazminatın sigorta şirketi dışındaki davalılardan olay tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile tahsiline karar verilmiş; hükmün davacılar vekili ve davalı ... ... Ofisi A.Ş. vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine Dairemizin 27/11/2014 gün ve 2013/12843 Esas 2014/17061 karar sayılı ilamı ile "davalı ... ... Ofisi A.Ş."nin Borçlar Kanununun 55. maddesinde düzenlenen “adam çalıştıran” sıfatıyla veya işleten sıfatıyla sorumluluğu kapsamında olup olmadığının değerlendirilerek sonucuna göre karar verilmesi gerektiği ve yaşları küçük olsa da müteveffanın kardeşlerinin meydana gelen olayın acısını hissedeceklerinin kabulü ile manevi tazminata hükmedilmesi gerektiği" gerekçesiyle karar bozulmuş ve mahkemece bozma ilamına uyulmuştur.
Bozma sonrası yapılan yargılama sırasında, davacılardan ... ..."nın dava konusu olayla alakası olmayan bir sebeple öldüğü, manevi tazminat haklarının mirasçılarına intikali gerektiği gerekçesiyle mirasçıları anne ve babası ... ve ... ... olduğu ve bu kişilerin ölü davacının mirasçısı olarak davaya dahil edildiği anlaşılmıştır
Mahkemece, bozma ilamının gerekleri yerine getirilerek davanın kısmen kabulü ile davalı ..."ya yönelik davanın reddine, davacı ... için 8.646,11 TL"nin, davacı ... için 8.156,31 TL"nin ve cenaze giderine ilişkin 112,50 TL"nin davalılar ... ve ..."den müteselsilen alınarak davacıya verilmesine, alacağa davalı ... yönünden dava tarihinden, davalı ... yönünden olay tarihinden itibaren yasal faiz işletilmesine, davacı ... ve ... destekten yoksun kalma tazminatına yönelik davasının reddine; davacı ... ve davacı ... için ayrı ayrı 7.500,00 TL"nin, davacı ... ve davacı ... için ayrı ayrı 3.000,00 TL manevi tazminatın olay tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalı ..."den alınarak adı geçen davacılara (... için mirasçılarına) verilmesine karar verilmiş; hüküm davacılar vekili ile davalı ... vekili tarafından temyiz edilmiştir.
1-)Dosya içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp değerlendirilmesinde ve özellikle oluşa ve dosya içeriğine uygun olarak düzenlenen uzman bilirkişi raporunda belirtilen kusur oranının ve tazminata ilişkin hesaplamanın hükme esas alınmasında bir usulsüzlük bulunmamasına ve manevi tazminatın takdirinde B.K.nun 47.maddesindeki özel haller dikkate alınarak hak ve nesafet kuralları çerçevesinde hüküm kurulmuş olmasına göre davacılar vekili ile davalı ... vekilinin aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan ve yerinde görülmeyen sair temyiz itirazlarının reddine karar vermek gerekmiştir.
2-)Dava Borçlar Kanunu"nun 45. maddesi (6098 sayılı TBK m. 53) ve 47. maddesi (TBK m. 56) gereğince çalışma gücünün kaybı nedeniyle maddi ve manevi tazminat istemine ilişkindir.
İşleten tanımı 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu"nun 3. maddesinde “Araç sahibi olan veya mülkiyeti muhafaza kaydıyla satışta alıcı sıfatıyla sicilde kayıtlı görülen veya aracın uzun süreli kiralama, ariyet veya rehni gibi hallerde kiracı, ariyet veya rehin alan kişidir. Ancak ilgili tarafından başka bir kişinin aracı kendi hesabına ve tehlikesi kendisine ait olmak üzere işlettiği ve araç üzerinde fiili tasarrufu bulunduğu ispat edilirse, bu kimse işleten sayılır” şeklinde yapılmıştır. 2918 sayılı ..."nın 3. maddesinde işleten sıfatını belirlenmesinde şekli ve maddi ölçüt olmak üzere iki ayrı ölçüden yararlanılmıştır. Şekli ölçüye göre trafik sicilinde malik görülen kişi işletendir. Maddi ölçüye göre ise, trafik sicilinde adı geçen kişinin önemi bulunmamakta olup önemli olan araç üzerindeki fiili hakimiyet, araçtan ekonomik yarar sağlama, masraf ve
rizikolara katlanma gibi ölçütlerdir. İşletenin belirlenmesinde doktrin ve Yargıtay"ın kabul ettiği görüş maddi ölçüdür.
2918 sayılı ..."nın 85. maddesi “Bir motorlu aracın işletilmesi bir kimsenin ölümüne veya yaralanmasına yahut bir şeyin zarara uğramasına sebep olursa, motorlu aracın bir teşebbüsün unvanı veya işletme adı altında veya bu teşebbüs tarafından kesilen biletle işletilmesi halinde, motorlu aracın işleteni ve bağlı olduğu teşebbüsün sahibi, doğan zarardan müştereken ve müteselsilen sorumlu olurlar” hükmünü içermektedir. Görüldüğü gibi sözkonusu maddede araç işleticisinin bağlı olduğu teşebbüs sahibi de meydana gelen zarardan sorumlu tutulmuştur. Bu bakımdan motorlu aracın bir teşebbüsün unvanı veya işletme adı altında işletilmesi halinde yani aracın işletilmesine katılma halinde girişimci işleten ile birlikte sorumlu olacaktır.
Bu yasal düzenleme karşısında, kazaya karışan araçların meydana getirdikleri zararlardan araç sahiplerinin hukuken sorumlu olacağı ilkesi benimsenmiş ise de, bu araçların sahipleri tarafından herhangi bir sebeple yararlanılmasının bir başka kimseye devir edilmesi halinde (çok kısa bir süre olmaması kaydıyla), artık üzerindeki fiili hakimiyetin kalmaması ve bu sebeple ekonomik yönden de bir yararlanma olanağının kalktığı durumlarda, o aracı kaza sırasında fiili hakimiyeti altında bulunduran ve ondan iktisaden yararlanan kimsenin işleten sıfatıyla meydana gelen zarardan sorumlu tutulması gerekip, bunun sonucu olarak da araç malikinin sorumlu tutulmaması gerekecektir. Gerek doktrinde, gerekse Yargıtay"ın uygulamalarında, işleten sıfatının belirlenmesinde araç üzerinde fiili hakimiyet ve ekonomik yararlanma unsurlarının birlikte bulunması ve fiili hakimiyetin uzun süreli olması gerekmektedir. Ancak bu konuda getirilecek delillerin üçüncü kişileri bağlayabilecek nitelikte ve güçte olması, özellikle zarara uğrayanların haklarını halele uğratacak bir sonuç yaratmaması şarttır.
Somut olayda müteveffa ... Sancı"ya çarpan araç personel taşıyan servis aracı olup davalı ... ... Ofisi A.Ş."nin personelini taşıdığı dosya kapsamındaki belgelerden anlaşılmaktadır. Davacı yanın taşıtan ... ... Ofisi A.Ş."nin de sorumluluğunun bulunduğu iddiası ile husumet yönelttiği görülmektedir. Bununla birlikte davalı kurum işleten sıfatının bulunmadığını, kazaya karışan servis aracının ihale kapsamında yalnızca personelini taşıma işini yaptığını ileri sürmüştür.
Mahkemece bozma ilamına uyulduktan sonra yalnızca dava dışı ... Tur Nak. San. ve Tic. Ltd. Şti."nden aracın 2011 yılı itibariyle başka kurumların taşıma işini yapıp yapmadığı sorulmuş, aracın şirkete ait olmadığı ve 2011 yılı itibariyle aracın hangi kurumlarda çalıştığının bilinmediği cevabından sonra ilgili bozma nedenleri yönünden başkaca herhangi bir araştırma yapılmamıştır.
Mahkemece aracın ... Tur şirketine 1 yıl süre ile personel taşıması için kiralandığı, bu sürece kurum personelinin sabah ve akşam saatlerinde taşınmasında yüklenici firmanın görevlendirildiği, taşımanın süresi ve taraflar arasındaki hizmet alım sözleşmesinin 21. maddesinin 21.2.1 maddesi de nazara alınarak ..."nun kaza tarihi itibariyle işleten sıfatının bulunmadığı belirtilerek oluşan zarardan davalı ... ... Ofisi A.Ş."nin sorumlu olmadığı değerlendirilmiş ise de, bu değerlendirme için yapılan araştırma yeterli değildir. Bu bakımdan mahkemece yapılacak iş; yukarıda yapılan açıklamalar ve yasal düzenlemeler de gözönünde bulundurularak, davalı ... ... Ofisi A.Ş. ve dava dışı ... Tur Nak. San. ve Tic. Ltd. Şti. arasındaki sözleşme ve taraflar arasındaki uygulaması dikkate alınarak, taraflar arasındaki sözleşmenin araç üzerinde fiili hakimiyeti ve ekonomik yararlanma unsurlarını birlikte bulundurup bulundurmadığı ve bu fiili hakimiyetin uzun süreli sağlanıp sağlanmadığı, kazaya karışan servis aracının davalı kurumuna özgülenip özgülenmediği, başka kurumların taşıma işini yapıp yapmadığı, davalı iş sahibinin yüklenici şirkete emir ve talimat verme, yapılan işi kontrol ve denetleme yetkisinin tanınmış bulunup bulunmadığı, iş sahibi ile yüklenici arasında bağımlılık ilişkisi kurulmuş olup olmadığı, bir anlamda davalı ... ... Ofisi A.Ş."nin Borçlar Kanununun 55. maddesinde düzenlenen “adam çalıştıran” sıfatıyla veya işleten sıfatıyla sorumluluğu kapsamında olup olmadığı değerlendirilerek sonucuna göre karar verilmesi gerekirken eksik araştırma ve inceleme ile yazılı olduğu şekilde karar verilmesi doğru görülmemiştir.
Bozma ilamına uyulmakla lehine olan taraf yararına usulü kazanılmış hak, mahkemeye de bozma gereklerini tam anlamıyla yerine getirme yükümlülüğü doğar. Mahkemece bu yön gözardı edilerek eksik incelemeye dayalı olarak karar verilmiş olması doğru olmayıp bozmayı gerektirmiştir.
3-Davacılar vekilinin vekalet ücretine ilişkin temyiz itirazlarının yukarıdaki bentte açıklanan bozma gerekçesi dikkate alınarak şimdilik incelenmesine yer olmadığına karar verilmesi gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda (1) numaralı bentte açıklanan nedenlerle davacılar vekili ile davalı ... vekilinin sair temyiz itirazlarının reddine, (2) numaralı bentte açıklanan nedenlerle davacılar vekili ile davalı ... vekilinin vekalet ücretine ilişkin temyiz isteminin kabulü ile hükmün BOZULMASINA, (3)numaralı bentte açıklanan nedenlerle davacılar vekilinin vekalet ücretine ilişkin diğer temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına, peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davacılar ile davalı ..."e geri verilmesine 10.04.2017 gününde oybirliğiyle karar verildi.