Abaküs Yazılım
Ceza Genel Kurulu
Esas No: 2017/250
Karar No: 2017/262

Yargıtay Ceza Genel Kurulu 2017/250 Esas 2017/262 Karar Sayılı İlamı

Ceza Genel Kurulu         2017/250 E.  ,  2017/262 K.

    "İçtihat Metni"

    Yargıtay Dairesi : 1. Ceza Dairesi
    Mahkemesi :Ağır Ceza

    Eşini kasten öldürme suçundan sanık ..."in 5237 sayılı TCK’nun 82/1-d, 29/1, 62/2, 53, 54/1 ve 63. maddeleri uyarınca 20 yıl hapis cezası ile cezalandırılmasına, hak yoksunluğuna, müsadereye ve mahsuba ilişkin, Bursa 1. Ağır Ceza Mahkemesince verilen 12.09.2013 gün ve 66-332 sayılı resen temyize tâbi olan hükmün, sanık müdafii, katılanlar ve şikâyetçi vekilleri tarafından da temyiz edilmesi üzerine dosyayı inceleyen Yargıtay 1. Ceza Dairesince 07.12.2015 gün ve 2634-5972 sayı ile; şikâyetçi ..."in 14.03.2013 tarihli oturumda sanıktan şikayetçi olmadığını beyan ettiği ve vekilinin temyiz isteğinin de süresinden sonra olduğu gerekçesiyle temyiz isteğinin reddine karar verilerek, resen ve sanık müdafii ile katılanlar vekillerinin temyizi ile sınırlı olarak yapılan inceleme sonucu;
    "...A- Oluşa ve tüm dosya kapsamına; sanığın ilk ifadesine göre; maktulenin pişirmiş olduğu balıkları yakması nedeniyle meydana gelen tartışmada "zaten sana bu zamana kadar hiçbir şey beğendiremedim" demesi üzerine suçu işlediği, maktulden kaynaklanan haksız tahrik oluşturan söz ve davranış bulunmadığı anlaşılmasına rağmen, kovuşturma aşamasındaki maktulenin kendisine "elimi sallasam ellisi, sen de adam mısın, senin boyun kısa" dediği şeklindeki daha sonra genişletilen, tahrik indiriminden yararlanmaya yönelik savunmaya itibar edilerek koşulları oluşmayan TCK"nun 29. maddesinin uygulanması suretiyle eksik ceza tayini,
    B- 24.11.2015 günlü Resmi Gazetede yayımlanan Anayasa Mahkemesinin 08.10.2015 tarih, 2014/140 esas ve 2015/85 sayılı kararı ile 5237 sayılı TCK"nun 53. maddesinin iptal edilen bölümleri doğrultusunda sanığın hukuki durumunun yeniden değerlendirilmesinde zorunluluk bulunduğu" gerekçesiyle bozulmasına karar verilmiştir.
    Yerel mahkeme ise 18.02.2016 gün ve 19-48 sayı ile; (2) numaralı bozma nedenine uymuş, (1) numaralı bozma nedenine; "...Yargıtay bozma ilamı gerekçesinde, maktulün tartışmada sanığın ilk ifadesinde "zaten sana bu kadar zaman hiçbir şeyi beğendiremedim" demesi üzerine suçu işlediği, kovuşturma aşamasında "elimi sallasam ellisi, sen de adam mısın, senin boyun kısa" dediği şeklindeki daha sonra genişletilen ve tahrik indiriminden yararlanmaya yönelik savunmaya itibar edilmemesi gerektiği gerekçesi ile bozulmuş ise de; sanığın polis ifadesinde eşine yönelik olarak "...eşim bana zaten sana bu zamana kadar hiçbir şeyi beğendiremedim şeklinde sözler söyledi..." şeklinde ve arkası belirtilmeyen genelleme yapılarak ifadesinin yazılmış olduğu ve bu ifade okunduğunda sanığın psikolojik durumu, kullanmış olduğu ilaçlar, eşini öldürmüş olması hususları göz önüne alındığında normal bir insandan beklenecek bir ifade olamayacağı, yani böyle bir durumda normal bir insanın bile savunmasını doğru ve sağlıklı yapamayacağı, ifadesinin belki ifadeyi alan memur tarafından düzeltilerek yazılabileceği, aynı gün olan olayda aynı gün verilen ifadenin de, ne derece doğru bir şekilde anlatabileceği nazara alındığında sanığın söylediklerinin ya da söylemediklerinin aleyhine delil teşkil etmemesi gerektiği, aynı gün Cumhuriyet savcısı huzurunda verdiği ifadesinde de devamlı tartıştıklarını, eşinin kendisini hor gördüğünü, iç güveysi muamelesi yaptığını, boyunun kısa olduğundan kendisine bir türlü yakıştıramadığını, tartışma uzayınca canının sıkıldığını beyan ettiği, yine olayın olduğu gün İznik Sulh Ceza Mahkemesindeki sorgu ifadesinde, "eşim beni sürekli olarak boyumdan dolayı aşağıladığı için ve bana elimi sallasam ellisi diyerek beni kışkırttığı için yıllardan beri içimde biriken sinirle bu eylemi gerçekleştirdim" dediği, görüleceği üzere ifade alan şahsın sorduğu sorulara göre ifadeyi alış şekline göre sanığın savunmasının genişlediği, hâkimin ayrıntılı sorması nedeni ile sanığın da ayrıntılı cevap vermiş olabileceği, kaldı ki ifadelerin aynı gün verilmiş olduğu, ancak olay olduğu saate yakın zamanda verilen ifade ile üzerinden geçen saat nazara alındığında kafasını da toparlayan sanığın olayı daha detaylı anlatabileceğinin hayatın olağan akışına ters düşmediği, sanığın ifadelerinin de bu şekilde olduğu, sanığın günlerce düşünüp de söz konusu tahrik indiriminden faydalanmak için ifadesini değiştirmeyi düşündüğünden söz edilemeyeceği, sanığın aynı gün içerisinde ifadelerinin alınış şekline göre değişiklik göstermesinin mümkün olacağı, sanığın savunmasında söylediği bu sözlerin de tahrik indirimine neden olabilecek sözler olduğu, kaldı ki ortak çocukları olan müşteki oğulları ..."in de mahkememizde bozmadan sonra ve bozmadan önce alınan beyanlarından maktulün yıllardan beri aynı şekilde tartışma sırasında sanığa küçümseyici laflar söylediği, sanığın da psikolojik durumu ve kullandığı ilaçların etkisi ile söz konusu bu laflardan etkilendiği, en son olay günü olan tartışmada bu sözlerin söylenmesi ile sanığın artık eşini öldürmeye karar verdiği, bu nedenle sanığın eşini tahrik altında kasten öldürdüğünün anlaşıldığı, bu tahrikin etkisi ile canavarca hisle hareket ettiğinin düşünülemeyeceği, bu nedenle sanık hakkında bu maddenin uygulanamayacağı, tüm bu belirtilen nedenler karşısında sanık hakkında önceki hükümle eşini tahrikle öldürme suçundan kurulan hükmün yerinde olduğu..." şeklindeki gerekçe ile direnilmesine karar vermiştir.
    Resen temyize tabi olan bu hükmün, katılan T.C. ... vekili tarafından da temyiz edilmesi üzerine, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının 28.03.2016 gün ve 110483 sayılı "bozma" istekli tebliğnamesiyle Yargıtay Birinci Başkanlığına gönderilen dosya, Ceza Genel Kurulunca 07.12.2016 gün ve 530-1218 sayı ile; 6763 sayılı Kanunun 38. maddesi ile 5320 sayılı Kanuna eklenen geçici 10. madde uyarınca kararına direnilen daireye gönderilmiş, aynı madde uyarınca inceleme yapan Yargıtay 1. Ceza Dairesince 22.02.2007 gün ve 3-547 sayı ile, direnme kararının yerinde görülmemesi üzerine Yargıtay Birinci Başkanlığına gönderilen dosya, Ceza Genel Kurulunca değerlendirilmiş ve açıklanan gerekçelerle karar bağlanmıştır.
    TÜRK MİLLETİ ADINA
    CEZA GENEL KURULU KARARI
    Özel Daire ile yerel mahkeme arasında oluşan ve Ceza Genel Kurulunca çözümlenmesi gereken uyuşmazlık; sanık hakkında TCK’nun 29. maddesinde düzenlenmiş olan haksız tahrik hükmünün uygulanma koşullarının bulunup bulunmadığının belirlenmesine ilişkin ise de; Yargıtay İç Yönetmeliğinin 27. maddesi uyarınca öncelikle, yerel mahkeme kararının “yeni hüküm” niteliğinde olup olmadığı hususunun değerlendirilmesi gerekmektedir.
    Ceza Genel Kurulunun süreklilik kazanmış uygulamalarına göre, şeklen direnme kararı verilmiş olsa dahi;
    a) Bozma kararı doğrultusunda işlem yapmak,
    b) Bozma kararında tartışılması gereken hususları tartışmak,
    c) Bozma sonrasında yapılan araştırma, inceleme ya da toplanan yeni delillere dayanmak,
    d) İlk kararda yer almayan ve daire denetiminden geçmemiş bulunan yeni ve değişik gerekçelerle hüküm kurmak,
    Suretiyle verilen hüküm, özde direnme kararı olmayıp, yeni bir hükümdür. Bu nitelikteki bir hükmün temyiz edilmesi halinde ise incelemenin Yargıtay"ın ilgili dairesi tarafından yapılması gerekir.
    İncelenen dosya kapsamından;
    Özel Dairece ilk hükmün; sanık hakkında TCK"nun 29. maddesinde düzenlenen haksız tahrik hükmünün uygulanma koşullarının gerçekleşmediği gerekçesiyle bozulmasından sonra yerel mahkemece, maktulün oğlu ..."in şikâyetçi sıfatı ile dinlendiği, şikâyetçinin mahkemede; "Babam psikolojik rahatsızlığı olan biriydi, sürekli ilaç kullanıyordu, ilaçların etkisi ile geceleri çok geç uyuyordu, hatta saat 02.00 - 03.00 sıralarında bir demlik çay içtiğini, çok miktarda sigara içtiğini biliyorum, zaman zaman annem ile tartışırlardı, tartışma sırasında annem, babama "sen de adam mısın, elimi sallasam ellisi" gibi sözler söylerdi, babam rahatsız olduğu için fazla çalışamaz, bu nedenle az para kazanırdı, komşular çok para kazandığı için annem "elalem para kazanıyor, sen neden kazanmıyorsun" gibi sözler söylüyordu, babamı küçümsüyordu, ancak ben babama boyunun kısa olduğuna ilişkin beyanda bulunduğunu duymadım, söylemiş de olabilir, babam ilaçlarını kullanmayınca agresif oluyordu” şeklinde yeni beyanda bulunduğu;
    Yerel mahkemenin, önceki hükümde yer almayan “...kaldı ki ortak çocukları olan müşteki oğulları ..."in de mahkememizde bozmadan sonra ve bozmadan önce alınan beyanlarından, maktulün yıllardan beridir aynı şekilde tartışma sırasında sanığa küçümseyici laflar söylediği, sanığın da psikolojik durumu ve kullandığı ilaçların etkisi ile söz konusu bu laflardan etkilendiği, en son olay günü olan tartışmada bu sözlerin söylenmesi ile sanığın artık eşini öldürmeye karar verdiği, bu nedenle sanığın eşini tahrik altında kasten öldürdüğünün anlaşıldığı...” şeklinde, şikâyetçinin tahrike yönelik somut olgular içeren bu yeni beyanını hükme esas almak suretiyle, yeni ve değişik gerekçeyle hüküm kurduğu anlaşılmaktadır.
    Bu itibarla, yerel mahkemenin son uygulaması direnme kararı niteliğinde olmayıp, ilk hükümde yer almayan ve bozmadan sonra elde edilen delillere dayanılarak yeni ve değişik gerekçelerle hüküm kurulması nedeniyle yeni hüküm niteliğinde olduğundan, bu yeni hükmün doğrudan Ceza Genel Kurulunca incelenmesi mümkün değildir. Bu nedenle, dosyanın temyiz incelemesi için Özel Daireye gönderilmesine karar verilmelidir.
    Çoğunluk görüşüne katılmayan Ceza Genel Kurulu Üyeleri ... ve ...; "Yerel mahkeme hükmünün, yeni hüküm niteliğinde olmadığı ve esasa ilişkin inceleme yapılması gerektiği" görüşüyle karşı oy kullanmışlardır.
    SONUÇ:
    Açıklanan nedenlerle;
    Bursa 1. Ağır Ceza Mahkemesince verilen 18.02.2016 gün ve 19-48 sayılı karar yeni hüküm niteliğinde olduğundan, dosyanın temyiz incelemesi için Yargıtay 1. Ceza Dairesine gönderilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına TEVDİİNE, 09.05.2017 tarihinde yapılan müzakerede oyçokluğuyla karar verildi.

    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi