Yargıtay 10. Hukuk Dairesi 2017/398 Esas 2017/2688 Karar Sayılı İlamı

Abaküs Yazılım
10. Hukuk Dairesi
Esas No: 2017/398
Karar No: 2017/2688
Karar Tarihi: 28.03.2017

Yargıtay 10. Hukuk Dairesi 2017/398 Esas 2017/2688 Karar Sayılı İlamı

10. Hukuk Dairesi         2017/398 E.  ,  2017/2688 K.

    "İçtihat Metni"

    Mahkemesi :İş Mahkemesi


    Dava, yersiz aylıkların tahsili amacıyla yapılan icra takibinde, itirazın iptali, takibin devamı ve asıl alacak üzerinden %40 icra inkar tazminatı istemine ilişkindir.
    Mahkemece, uyulan bozma ilamı sonrası davanın kısmen kabulüne, itirazın iptali ile takibin devamına, icra inkar tazminatı talebinin reddine karar verilmiştir.
    Hükmün, davacı Kurum vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi.
    Davalıya yersiz ödendiği ileri sürülen ölüm aylıklarının yasal faiziyle birlikte kendisinden geri alınması için başlatılan icra takibine yönelik itiraz üzerine açılan davanın yasal dayanaklarından olan 2004 sayılı İcra ve İflas Kanununun icra takip tarihinde yürürlükte olan 67. maddesinin ikinci fıkrasında, borçlunun itirazının haksızlığına karar verilirse alacaklı yararına ve istem üzerine tarafların durumuna, davanın ve hüküm altına alınan şeyin tahammülüne göre, hüküm altına alınan tutarın %40’ından aşağı olmamak üzere uygun bir tazminata karar verileceği yönünde düzenleme öngörülmüştür. İtirazın iptali davalarında icra inkâr tazminatına hükmedilebilmesi için, diğer koşulların yanında takibe konu alacağın likit olması da zorunludur. Anılan tür bir alacaktan söz edilebilmesi için ise gerçek tutarın belli ve sabit olması veya borçlu tarafından belirlenebilmesi için alacağın tüm unsurlarının bilinmesi ya da bilinebilecek durumda bulunması gereklidir. Buna göre, alacağın likit nitelikte olduğunun kabulü için borçlu tarafından tutarın araştırılarak belirlenmesi olanağının varlığı yeterlidir.
    Yukarıdaki açıklamalar ışığında dava değerlendirildiğinde, asıl alacak niteliğindeki yersiz ödenen ve icra takibine konu yapılan aylığın, takip ve dava tarihi itibarıyla varlığı ve tutarının belli ve sabit dolayısıyla, likit nitelikte olduğu belirgin bulunduğundan, davacı alacaklı Kurum yararına, davalının icra inkar tazminatıyla sorumluluğuna hükmedilmesi gerekirken, mahkemece bu husus da karar verilmemesi usûl ve yasaya aykırı olup, bozma nedenidir.
    Ne var ki; bu aykırılığın giderilmesi yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden hüküm bozulmamalı, 01.10.2011 günü yürürlüğe giren 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun geçici 3. maddesinin yollamasıyla 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanununun 438. maddesi gereğince düzeltilerek onanmalıdır.
    S O N U Ç : 1- Hüküm kısmının 1. paragrafındaki “Davanın kısmen kabulüne,” ibaresindeki “kısmen” sözcüğünün silinerek hükümden çıkarılmasına,
    2- Hüküm kısmının 3. paragrafındaki “Davacının icra inkar tazminatı talebinin reddine” ibaresinin silinerek yerine, “Takip tarihi dikkate alınarak, asıl alacağın % 40’ı oranında icra inkâr tazminatının davalıdan alınarak davacı Kuruma verilmesine” sözcüklerinin yazılmasına ve hükmün bu şekli ile DÜZELTİLEREK ONANMASINA, 28.03.2017 gününde oybirliğiyle karar verildi.




    Bu web sitesi, sisteminin bir üyesidir.