17. Hukuk Dairesi 2014/21114 E. , 2017/3833 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki trafik kazasından kaynaklanan maddi ve manevi tazminat davasının yapılan yargılaması sonunda; kararda yazılı nedenlerden dolayı davanın kısmen kabulüne dair verilen hükmün süresi içinde davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği düşünüldü:
-K A R A R-
Davacı; 12/03/2010 tarihinde davalının yönetimindeki aracıyla hızlı bir şekilde kendisine çarpması sonucu yaralandığını, yaralanması nedeniyle zarara uğradığını, eşinin kendisine bakmak için işinden ayrıldığını belirterek 10.000,00 TL maddi tazminat ve 10.000,00 TL manevi tazminatın davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı vekili; öncelikle davalının ikametinin Şişli olması nedeniyle yetkili mahkemenin Şişli Asliye Hukuk Mahkemesi olduğunu, kazanın oluşunda davalının bir kusurunun olmadığını ve kaza nedeniyle davalının üzerine düşenleri yaptığını belirterek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
İhbar olunan vekili dava sonucunda ihbar olunan şirket aleyhine hüküm kurulmamasını talep etmiştir.
Mahkemece, davacının maddi tazminat talebinin kısmen kabulü ile 5.116,08-TL maddi tazminatın davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine, fazlaya ilişkin talebin reddine; davacının manevi tazminat talebinin kısmen kabulü ile 1.000-TL manevi tazminatın davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine, fazlaya ilişkin talebin reddine karar verilmiş; hüküm davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
1-Dosya içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp değerlendirilmesinde ve özellikle oluşa ve dosya içeriğine uygun olarak düzenlenen uzman bilirkişi raporunda belirtilen kusur oranının ve tazminata ilişkin hesaplamanın hükme esas
alınmasında bir usulsüzlük bulunmamasına ve manevi tazminatın takdirinde B.K.nun 47. maddesindeki özel haller dikkate alınarak hak ve nesafet kuralları çerçevesinde hüküm kurulmuş olmasına göre davacı vekilinin aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan ve yerinde görülmeyen sair temyiz itirazlarının reddine karar vermek gerekmiştir.
2-Dava, trafik kazasından kaynaklanan maddi ve manevi tazminat istemine ilişkindir.
Somut olayda mahkemece 10.000 TL manevi tazminat talebinin kısmen kabulü ile 1.000 TL"lik kısmının kabulüne karar verilmiş olup kendini vekille temsil eden davalı lehine manevi tazminat yönünden 1.500,00 TL vekalet ücretine hükmedilmiş, davacı kendisini vekille temsil ettirmediği için vekalet ücretine hükmedilmemiştir. AAÜT"nin 10. maddesinin 2. bendinde “Davanın kısmen reddi durumunda, karşı taraf vekili yararına Tarifenin üçüncü kısmına göre hükmedilecek ücret, davacı vekili lehine belirlenen ücreti geçemez.” şeklinde düzenlenmiştir. Bu halde davacı lehine tarifeye göre hesap edilen manevi tazminata ilişkin red vekalet ücreti 1.500,00 TL olup, bu miktar davacı lehine hükmedilebilecek olan 1.000,00 TL"yi geçemeyeceğinden davacı aleyhine, davalı lehine red edilen manevi tazminat talebi ile ilgili olarak 1.000,00 TL vekalet ücretine hükmedilmesi gerekirken 1.500,00 TL vekalet ücretine hükmedilmesi doğru olmayıp bozma sebebi ise de; bu yanılgının giderilmesi yargılamanın tekrarını gerektirir nitelikte görülmediğinden, hükmün 6100 sayılı HMK.nun geçici 3/2 maddesi delaletiyle 1086 sayılı HUMK.nun 438/7 maddesi uyarınca düzeltilerek onanmasına karar vermek gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda 1 numaralı bentte açıklanan nedenlerle davacı vekilinin sair temyiz itirazlarının reddine, yukarıda 2 numaralı bentte açıklanan nedenlerle davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hüküm fıkrasının 9.bendindeki “1.500,00 TL”nin hükümden çıkarılarak yerine “1.000,00 TL” yazılmasına ve hükmün bu şekli ile DÜZELTİLEREK ONANMASINA, peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davacıya geri verilmesine 10/04/2017 gününde oybirliğiyle karar verildi.