17. Hukuk Dairesi 2014/22285 E. , 2017/3827 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki itirazın iptali davası üzerine yapılan yargılama sonunda, kararda yazılı nedenlerle, davanın kısmen kabulüne ilişkin verilen hüküm, davacı vekili tarafından süresi içinde temyiz edilmekle, dosya incelendi, gereği düşünüldü:
- K A R A R -
Davacı vekili, davalının maliki/sürücüsü olduğu araçla yaptığı kazada iki kişinin öldüğünü ve bir kişinin de malul kaldığını, davalıya ait aracın ... poliçesi bulunmadığından, kazada zarar gören 3. kişilere davacı tarafından toplam 21.000,00 TL. tazminat ödendiğini, ödenen bedelin kazada tam kusurlu olan davalıdan rücuen tahsili için başlatılan takibe davalının itiraz ettiğini, davalının itirazının haksız olduğunu belirterek, takibe itirazın iptali ile alacağın % 40"ı oranında icra inkar tazminatının davalıdan tahsilini talep etmiştir.
Davalı vekili, davalıya ait aracın kaza tarihini kapsar ... poliçesi bulunduğunu ve bu nedenle davacının yaptığı ödeme için davalıya rücu hakkı bulunmadığını, davalının aracında yolcu olup kazada ölen kişilerin, davalı tarafından hatır için taşındığını ve tazminattan indirim yapılması gerektiğini belirterek davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece, iddia, savunma, yapılan yargılama ve toplanan delillere göre; kazada ölen ... ... evli olup çocukları bulunduğu, bu nedenle ölenin anne babasının destekten yoksun kalma tazminatı alma hakları bulunmadığı, davacının bu kişilere yaptığı ödeme için rücu hakkının bulunmadığı gerekçesiyle; davanın kısmen kabulü ile 8.000,00 TL. asıl alacak ve 126,00 TL. işlemiş faiz toplamı 8.126,00 TL. için davalının takibe itirazının iptaline ve takibin devamına, fazla talebin reddine, tarafların icra inkar tazminatı taleplerinin reddine karar verilmiş; hüküm, davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Dava, kaza tarihinde geçerli teminat limitlerine göre trafik sigortasını yaptırmayan davalı aracının sebep olduğu kaza nedeniyle, 3. kişilere ödeme yapan davacının ödediği bedelin, davalıdan rücuen tahsili için başlatılan takibe vaki itirazın iptali istemine ilişkindir.
Davalının maliki ve sürücüsü olduğu araç, 11.08.1999 tarihinde kaza yapmış, bu kazada ... .... ile ... ... ölmüş ve ... .. .... da kalıcı maluliyete uğramıştır. Davacı ..., ölenlerin yakınları ile malul kalanın başvurusu üzerine tazminat ödemek durumunda kalmış; ödediği tazminatları davalıdan rücuen tahsil etmek için icra takibine girişmiş, davalının takibe itirazı üzerine de eldeki davayı açmıştır. Mahkeme tarafından, kaza tarihinde geçerli teminat limitleri ile davalı aracının trafik sigortasında yer alan limit arasındaki fark kadar davacının davalıya rücu hakkı bulunduğu doğru biçimde tespit edilerek davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir. Ne var ki, kazada ölen ... .., kaza tarihinde evli ve çocuklu olduğu için, yasal mirasçılarının eşi ve çocukları olduğu, davacının ödeme yaptığı anne babasının destekten yoksun kalma tazminatı talep hakları bulunmadığı gerekçesiyle, davacının bu kişilere ödediği tazminat için davalıya rücu edemeyeceğine karar verilmiştir.
Destekten yoksun kalma tazminatının konusu, desteğin yitirilmesi nedeniyle yoksun kalınan zarardır. Buradaki amaç, destekten yoksun kalanların, desteğin ölümünden önceki yaşamlarındaki sosyal ve ekonomik durumlarının korunmasıdır. Olaydan sonraki dönemde de, destek olmasa bile, onun zamanındaki gibi aynı şekilde yaşayabilmesi için muhtaç olduğu paranın ödettirilmesidir. Yani, haksız bir eylem sonucu desteğini yitiren kimse, TBK"nun 53. (BK"nun 45/2.) maddesine dayanarak uğradığı zararın ödetilmesini isteyebilir.
Davacının ödeme yaptığı, kazada ölen ... anne ve babasının zararı, ölenin mirasçısı sıfatlarına değil, destekten yoksun kalan üçüncü kişi sıfatlarına dayanmaktadır. HGK"nun 15.6.2011 gün ve 2011/17-142 Esas-411 Karar, HGK"nun 22.2.2012 gün 2011/17-787 Esas- 2012/92 Karar, HGK"nun 16.1.2013 gün ve 2012/17-1491 Esas- 2013/74 Karar sayılı ilamlarında da, destekten yoksun kalma zararının, yasal mirasçılık sıfatından kaynaklanmadığı açıkça ifade edilmiştir.
Kazada ölen ... kaza tarihinde 26 yaşında olduğu, evli olduğu ve 3 çocuğunun bulunduğu, ölenin anne babası tarafından davacı ..."na başvuru yapılması üzerine davacı tarafından alınan aktüer raporuyla bu kişilerin talep edebileceği tazminat miktarlarının saptandığı, davacı tarafından bu kişilere ödeme yapıldığı, dosya kapsamından anlaşılmaktadır.
Bu durumda mahkemece; destekten yoksun kalma zararının, yasal mirasçılık sıfatına bağlı olmayan, ölen ile geride kalanlar arasındaki bakım ilişkisine ve ölüm olayı nedeniyle bundan mahrum kalmaya ilişkin bir zarar olduğu yönündeki yerleşik Yargıtay uygulaması gereği; kazada ölen ... anne babasının da destekten yoksunluk zararlarının tazminini talep hakları bulunduğu, davacının da bu hakkın kullanımı nedeniyle ödeme yaptığı gözönünde bulundurularak; ölenin anne babasının hak edebileceği tazminat miktarının ne olduğunun denetlenmesi amacıyla, konusunda uzman bilirkişiden rapor alınarak, davacının rücuya haklı olduğu miktarın saptanması suretiyle karar verilmesi gerekirken; yanılgılı değerlendirme ve hatalı gerekçeyle yazılı olduğu biçimde hüküm tesisi doğru görülmemiştir.
SONUÇ : Yukarıda açıklanan nedenlerle, davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA; peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davacıya geri verilmesine 10/04/2017 gününde oybirliğiyle karar verildi.