17. Ceza Dairesi 2015/10767 E. , 2016/3950 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi
SUÇ : Hırsızlık, işyeri dokunulmazlığını ihlal,
HÜKÜM : Mahkumiyet
Mahalli mahkemece verilen hüküm temyiz edilmekle incelenerek, gereği görüşülüp düşünüldü:
Sanığın, müştekiye ait iş yerinin alüminyum kapısını kilit hizasından zorlayarak içeriye girip hırsızlık suçunu işlediğinin anlaşılması karşısında; zamanaşımı içerisinde TCK’nın 151/1. maddesindeki mala zarar verme suçundan işlem yapılması olanaklı görülmüştür.
I-Sanık ..."nin işlediği hırsızlık suçu nedeniyle kurulan hükme yönelik temyiz istemlerinin incelenmesinde;
Dosya içeriğine, toplanıp karar yerinde incelenerek tartışılan hukuken geçerli ve elverişli kanıtlara, gerekçeye ve hakimin takdirine göre; suçun sanık tarafından işlendiğini kabulde ve nitelendirmede usul ve yasaya aykırılık bulunmadığından diğer temyiz nedenleri yerinde görülmemiştir.
Ancak;
1-Hırsızlık suçundan mahkumiyet kararı verildiği sırada, 5237 sayılı TCK’nın 62. maddesinin uygulanması sırasında özgürlüğü bağlayıcı cezanın “1 yıl 11 ay 10 gün ” yerine “1 yıl 11 ay 15 gün” biçiminde belirlenmesi suretiyle hesap hatası yapılarak fazla cezaya hükmolunması,
2-Müştekinin saat 08.40"ta hırsızlık olduğunu görerek müracaatta bulunduğunu bildirmesi, sanığın da suçu kabul etmemesi karşısında; “şüpheden sanık yararlanır." kuralı gereğince, sanık lehine değerlendirme yapılarak eylemin gündüzün hırsızlık olarak kabulü gerektiği gözetilmeden ve suçun gece sayılan zaman dilimi içinde işlendiğini gösteren kanıtların da neler olduğu açıklanıp tartışılmadan yazılı şekilde, hırsızlık suçu nedeniyle TCK"nın 143. maddesine göre sanık hakkında fazla ceza tayini,
3-Kasten işlemiş olduğu suçtan dolayı hapis cezasıyla mahkumiyetin yasal sonucu olarak sanığın, 5237 sayılı TCK"nın 53/1-c bendinde belirtilen haklardan aynı maddenin 2. fıkrası uyarınca hapis cezasının infazı tamamlanıncaya kadar yalnızca, kendi alt soyu üzerindeki velayet, vesayet ve kayyımlık yetkileri açısından ise anılan maddenin 3. fıkrası uyarınca mahkum olduğu hapis cezasından koşullu salıverilinceye kadar yoksun bırakılmasına karar verilmesi gerektiğinin düşünülmemesi ve T.C. Anayasa Mahkemesi"nin, TCK"nın 53. maddesine ilişkin olan, 2014/140 Esas ve 2015/85 Karar sayılı iptal kararının, 24.11.2015 gün ve 29542 sayılı Resmi Gazete"de yayımlanmış olması nedeniyle iptal kararı doğrultusunda TCK"nın 53. maddesindeki hak yoksunluklarının yeniden değerlendirilmesinde zorunluluk bulunması,
Bozmayı gerektirmiş, O yer Cumhuriyet Savcısı ile sanık ..."nin temyiz nedenleri ve tebliğnamedeki düşünce bu bakımdan yerinde görülmüş olduğundan, hükmün açıklanan nedenlerle tebliğnameye uygun olarak BOZULMASINA, bozma nedenleri yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden 5320 sayılı Yasa"nın 8/1. maddesi yollamasıyla 1412 sayılı CMUK’nun 322. maddesinin verdiği yetkiye dayanılarak, sanık hakkında hırsızlık suçundan dolayı kurulan hükümden TCK 62, 143. maddeleri ve T.C. Anayasa Mahkemesi"nin, TCK"nın 53. maddesine ilişkin olan, 2014/140 Esas ve 2015/85 Karar sayılı iptal kararının 24.11.2015 gün ve 29542 sayılı Resmi Gazete"de yayımlanmış olmasından kaynaklanan zorunluluk nedeniyle; "TCK"nın 53. maddesinin uygulanmasına ilişkin olan tüm kısımların" çıkartılması ile yerlerine “Sanığın sübut bulan hırsızlık suçunun işleniş biçimi,zararın ağırlığı,hep birlikte dikkate alındığında, TCK’nın 142/1-b maddesi gereğince takdiren alt sınırdan olmak üzere 2 yıl hapis cezası ile cezalandırılmasına,suçun geceleyin sayılan zaman dilimi içerisinde işlendiği kesin olmadığından TCK"nın 143. maddesinin uygulanmasına yer olmadığına, sanığın geçmişi,sosyal ilişkileri,fiilden sonraki ve soruşturma evresindeki davranışları, cezanın failin geleceği üzerindeki etkileri lehine taktiri indirim sebebi kabul edilerek, TCK"nın 62/1. maddesi gereğince, sanığa verilen ceza taktiren 1/6 oranında indirilerek, 1 yıl 8 ay hapis cezası ile cezalandırılmasına,” ve “TCK"nın 53. maddesinin Anayasa Mahkemesi"nin 2014/140 Esas ve 2015/85 Karar sayılı iptal kararı da gözetilerek , TCK"nın 53/1. maddesinde belirtilen ve 53/3. maddesindeki kendi alt soyu üzerindeki velayet, vesayet ve kayyımlık yetkileri dışındaki haklardan mahkum olduğu hapis cezasının infazı tamamlanıncaya kadar; 53/3. maddesi gözetilerek 53/1-c maddesi uyarınca kendi alt soyu üzerindeki velayet, vesayet ve kayyımlık yetkileri açısından ise koşullu salıverilme tarihine kadar yoksun bırakılmasına” ibareleri eklenmek suretiyle, diğer yönleri usul ve yasaya uygun olan hükmün DÜZELTİLEREK ONANMASINA,
II-Sanık ..."nin işlediği iş yeri dokunulmazlığını ihlal suçu nedeniyle kurulan hükme yönelik temyiz istemlerinin incelenmesinde ise;
Dosya içeriğine, toplanıp karar yerinde incelenerek tartışılan hukuken geçerli ve elverişli kanıtlara, gerekçeye ve hakimin takdirine göre; suçun sanık tarafından işlendiğini kabulde ve nitelendirmede usul ve yasaya aykırılık bulunmadığından diğer temyiz nedenleri yerinde görülmemiştir.
Ancak;
1-Dosya kapsamına göre, müştekinin iş yeri olduğu sabit bulunan kuaföründe gerçekleşen eylem için iddianamede 5237 sayılı Kanun"un 116/2. maddesinin uygulanması talep edildiği halde, bu konuda sanığa ek savunma hakkı verilmeden anılan kanunun 116/1. maddesinin uygulanmamasına karar verilmesi,
2-Müştekinin saat 08.40"ta hırsızlık olduğunu görerek müracaatta bulunduğunu bildirmesi, sanığın da suçu kabul etmemesi karşısında; “şüpheden sanık yararlanır." kuralı gereğince, sanık lehine değerlendirme yapılarak eylemin gündüzün işlendiğinin kabulü gerektiği gözetilmeden ve suçun gece sayılan zaman dilimi içinde işlendiğini gösteren kanıtların da neler olduğu açıklanıp tartışılmadan yazılı şekilde iş yeri dokunulmazlığını ihlal suçu nedeniyle 5237 sayılı TCK"nın 116/4. madde ve fıkralarına göre sanık hakkında fazla ceza tayini,
3-Gerekçeli karar başlığında suçun işlendiği zaman aralığının gösterilmemesi suretiyle, 5271 sayılı CMK"nın 232/2-c maddesine aykırı davranılması,
Kabul ve uygulamaya göre de;
4-Sanığın gece vakti mağdura ait kuaförün giriş kapısını zorlamak suretiyle içeri girip, hırsızlık yaptığının anlaşılması karşısında; eyleminin 5237 sayılı TCK"nun 116/2-4. maddesinde tanımlanan geceleyin iş yeri dokunulmazlığını ihlal suçunu oluşturduğu halde, bu suçla ilgili uygulama yapılırken önce anılan Kanun"un 116/1. maddesi gereğince ceza belirlenip, daha sonra aynı maddenin 4. fıkrası uyarınca artırım yapılarak, hükümde çelişkiye neden olunması,
5-TCK 116/4. maddesine göre tayin olunan “1 yıl” hapis cezasından, aynı Kanun"un 62. maddesinin uygulanması ile “1/6” oranında indirim yapıldığı esnada sonuç cezanın hesap hatası yapılarak “10 ay” yerine, “8 ay” şeklinde belirlenmesi,
6-Kasten işlemiş olduğu suçtan dolayı hapis cezasıyla mahkumiyetin yasal sonucu olarak sanığın, 5237 sayılı TCK"nın 53/1-c bendinde belirtilen haklardan aynı maddenin 2. fıkrası uyarınca hapis cezasının infazı tamamlanıncaya kadar yalnızca, kendi alt soyu üzerindeki velayet, vesayet ve kayyımlık yetkileri açısından ise anılan maddenin 3. fıkrası uyarınca mahkum olduğu hapis cezasından koşullu salıverilinceye kadar yoksun bırakılmasına karar verilmesi gerektiğinin düşünülmemesi ve T.C. Anayasa Mahkemesi"nin, TCK"nın 53. maddesine ilişkin olan, 2014/140 Esas ve 2015/85 Karar sayılı iptal kararının, 24.11.2015 gün ve 29542 sayılı Resmi Gazete"de yayımlanmış olması nedeniyle iptal kararı doğrultusunda TCK"nın 53. maddesindeki hak yoksunluklarının yeniden değerlendirilmesinde zorunluluk bulunması,
Bozmayı gerektirmiş, O yer Cumhuriyet Savcısı ile sanık ..."nin temyiz nedenleri ve tebliğnamedeki düşünce bu bakımdan yerinde görülmüş olduğundan, hükmün açıklanan nedenlerle tebliğnameye uygun olarak BOZULMASINA, 5320 sayılı Kanun"un 8/1. maddesi yollamasıyla 1412 sayılı CMUK’nun 326/son maddesi uyarınca hükmolunan cezanın süresi ve miktarı bakımından kazanılmış hakkın korunmasına, 23.03.2016 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.