Kasten yaralama - konut dokunulmazlığını ihlal - mala zarar verme - genel güvenliğin kasten tehlikeye sokulması - Yargıtay 1. Ceza Dairesi 2008/9448 Esas 2013/568 Karar Sayılı İlamı

Tebliğname No : 1 - 2008/175747
MAHKEMESİ : İzmir 4. Ağır Ceza Mahkemesi
TARİHİ VE NO : 27/02/2008, 2007/242 (E) ve 2008/46 (K)
SUÇ : Kasten yaralama, konut dokunulmazlığını ihlal, mala zarar verme, genel güvenliğin kasten tehlikeye sokulması

TÜRK MİLLETİ ADINA

1- 27.02.2008 tarihinde verilen kararın sanık Hüseyin ve müdafiinin yüzüne tefhim edildiği, sanık müdafiinin 28.02.2008 tarihindeki temyiz isteminden sanığın da muvafakatini alarak 29.02.2008 tarihinde vazgeçtiği anlaşıldığından, vazgeçmedensonra katılan-sanık Hüseyin"in yasal süresi de dolduktan sonra yaptığı temyiz isteminin CMUK.nun 317.maddesi uyarınca reddine karar verilmiştir.
2- Sanık Feyzullah"ın mağdur Hüseyin"i kasten silahla yaralama, konut dokunulmazlığını ihlal suçlarından mahkumiyetine, sanık Taner"in mağdurlar Pınar ve Hüseyin"i kasten silahla yaralama, konut dokunulmazlığını ihlal, mala zarar verme suçlarından mahkumiyetine, genel güvenliği kasten tehlikeye sokma suçundan beraatine dair kurulan hükümlerin incelenmesinde;
a) Gerekçeli kararın Anayasa"nın 141 ve 5271 sayılı CMK.nun 34, 230 ve 232. maddelerinde belirtilen nitelikleri taşıması, gerekçede iddia ve savunmada ileri sürülen görüşlerin açıkça gösterilmesi, delillerin tartışılması ve değerlendirilmesi hükme esas alınan ve reddedilen delillerin belirtilmesi, ulaşılan kanaat, sanıkların suç oluşturduğu sabit görülen fiilleri ve bunun nitelendirilmesinin tereddüte yer bırakmayacak şekilde açıkça gösterilmesinin gerektiği düşünülmeyerek yasal ve yeterli gerekçe gösterilmeksizin yazılı şekilde hüküm kurulması,
b) Dairemizce de benimsenen Ceza Genel Kurulu"nun 20.10.2009 gün ve 2009/1-85/242 sayılı kararında açıklandığı üzere; aynı öldürmeye teşebbüs, mala zarar verme ve konut dokunulmazlığını ihlal eylemlerinin failleri olarak yargılanan sanıklardan birisinin savunulmasının diğer sanık yönünden savunmada zaafiyet yarattığı durumlarda sanıklar arasında menfaat uyuşmazlığı bulunduğunun kabulü gerektiğinden, yakın akrabalık ilişkisi içinde olan sanıklar arasında menfaat çatışması bulunduğu anlaşıldığından, sanıkların savunmalarının ayrı ayrı müdafiiler yerine aynı müdafii tarafından yapılması suretiyle 1136 sayılı Avukatlık Kanunu"nun 38/1. ve 5271 sayılı CMK.nun 152. maddelerine aykırı davranılması,
Bozmayı gerektirmiş olup, sanıklar Feyzullah ve Taner müdafii, Cumhuriyet Savcısının temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde görüldüğünden, hükümlerin sair cihetleri incelenmeksizin, CMUK.nun 321.maddesi uyarınca farklı gerekçeyle tebliğnamedeki düşünce gibi BOZULMASINA, 28/01/2013 gününde oybirliği ile karar verildi.