4. Ceza Dairesi 2012/28769 E. , 2014/190 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Sulh Ceza Mahkemesi
SUÇ : Hakaret
HÜKÜM : Mahkumiyet
Yerel Mahkemece verilen hüküm temyiz edilmekle, başvurunun süresi ve kararın niteliği ile suç tarihine göre dosya görüşüldü:
Temyiz isteğinin reddi nedenleri bulunmadığından işin esasına geçildi.
Vicdani kanının oluştuğu duruşma sürecini yansıtan tutanaklar belgeler ve gerekçe içeriğine göre yapılan incelemede;
Sanığa yükletilen hakaret eylemiyle ulaşılan çözümü haklı kılıcı zorunlu öğelerinin ve bu eylemin sanık tarafından işlendiğinin Kanuna uygun olarak yürütülen duruşma sonucu saptandığı, bütün kanıtlarla aşamalarda ileri sürülen iddia ve savunmaların temyiz denetimini sağlayacak biçimde ve eksiksiz sergilendiği, özleri değiştirilmeksizin tartışıldığı, vicdani kanının kesin, tutarlı ve çelişmeyen verilere dayandırıldığı;
Eylemin doğru olarak nitelendirildiği ve Kanunda öngörülen suç tipine uyduğu,
Anlaşılmış ve ileri sürülen başkaca temyiz nedenleri yerinde görülmediği gibi hükmü etkileyecek oranda hukuka aykırılığa da rastlanmamıştır.
Ancak,
1- 5275 sayılı Kanunun 108/2. maddesi uyarınca tekerrür nedeniyle mükerrirlere özgü infaz rejiminin uygulanabilmesi için sonuç olarak hapis cezasına hükmedilmesinin zorunlu bulunması, ancak sanık hakkında hükmolunan hapis cezasının, TCK"nın 50/1-f. maddesine göre seçenek yaptırıma çevrilmesi karşısında, tekerrür hükümlerinin uygulanamayacağının gözetilmemesi,
2- Kısa süreli hapis cezasına seçenek yaptırımları düzenleyen TCK"nın 50/1-f maddesi uyarınca, gönüllü olan sanık hakkında verilen hapis cezasının kamuya yararlı bir işte çalıştırılma tedbirine çevrilmesine karar verilirken, 5275 sayılı Ceza ve Güvenlik Tedbirlerinin İnfazı Hakkında Kanunun 105/2. maddesinin "Denetimli serbestlik ve yardım merkezleri bölgelerinde bulunan bu tür kurumlardan hükümlüleri ne suretle çalıştırabileceklerine dair bilgi alırlar ve hizmetler listesini oluştururlar. Bu listeler mahkemelere verilir. Mahkeme, bu listelerden uygun gördüğü hizmeti ve süresini hükümlüye önerir ve bunu reddetme hakkına sahip olduğunu hatırlatır” hükmüne aykırı olarak infazda kısıtlamaya yol açacak biçimde hangi iş kolunda çalıştırılacağı gösterilerek hüküm kurulması,
Kanuna aykırı, sanık ... müdafii ve O Yer Cumhuriyet Savcısının temyiz iddiaları bu nedenle yerinde ise de, bu aykırılık, yeniden duruşma yapılmasına gerek olmaksızın düzeltilebilir nitelikte bir yanılgı olduğundan, temyiz edilen kararın açıklanan noktaları, tebliğnameye uygun olarak, tekerrür hükümlerinin uygulanmasına ilişkin kısmın hükümden çıkarılması ve yine “... genel idare ve temizlik işlerinde çalışmak suretiyle kamuya yararlı bir işte çalıştırılma tedbirine çevrilmesine” ibaresinin çıkartılarak yerine “... kamuya yararlı bir işte çalışma tedbirine çevrilmesine” ibaresinin hükme eklenmesi biçiminde DÜZELTİLMEK ve başkaca yönleri Kanuna uygun bulunan hükümler, bu bağlamda ONANMAK suretiyle 5320 sayılı Kanunun 8/1. madde ve fıkrası aracılığıyla 1412 sayılı CMUK"nın 322. maddesi uyarınca davanın esasına, 13/01/2014 tarihinde oyçokluğuyla karar verildi.
KARŞIOY
1- TCK"nın 58/1. Maddesinde "önceden işlenen suçtan dolayı verilen hüküm kesinleştikten sonra yeni bir suçun işlenmesi hâlinde, tekerrür hükümleri uygulanır." hükmüne yer verilmiş ve önceden tekerrüre esas bir suçla mahkum olan kişi hakkında tekerrür hükümlerinin uygulanmasına ilişkin emredici bir zorunluluk öngörülmüştür.
Mükerrir kişinin işlediği seçimlik ceza içeren suçlarda ise, 58. Maddenin 3. fıkrasında "tekerrür hâlinde, sonraki suça ilişkin kanun maddesinde seçimlik olarak hapis cezası ile adlî para cezası öngörülmüşse, hapis cezasına hükmolunur." İfadelerine yer verilmitir.
5275 sayılı CGTİK"nın 108/1. Maddesinde ise, tekerrür hâlinde işlenen suçtan dolayı mahkûm olunan;
...
c) Süreli hapis cezasının dörtte üçünün,
İnfaz kurumunda iyi halli olarak çekilmesi durumunda, koşullu salıverilmeden yararlanılabileceği belirtilmiş, koşullu salıverme hükümleri 5275 sayılı Kanunun 107. maddesi uyarınca, ancak hapis cezalarında uygulanabileceğinden mükerrirler hakkında TCK"nın 58/1. Maddesindeki emredici hüküm, aynı maddenin 3. Fıkrasındaki "kanun maddesinde seçimlik olarak hapis cezası ile adlî para cezası öngörülmüşse, hapis cezasına hükmolunur." biçimindeki, tekerrür uygulaması halinde sanıklar hakkında seçimlik cezalardan yalnızca hapse hükmedilebileceğine ilişkin düzenleme gözetildiğinde, mükerrirler hakkında seçimlik ceza içeren suçlarda ancak hapse hükmedilebileceği, bundan sonra da hapsin koşullu salıverme hükümlerinin uygulanma imkanı açısından adli para ya da tedbire çevrilemeyeceği düşünülmelidir. Aksi takdirde, mükerrir sanık hakkındaki emredici hükümlerin uygulanması hakimin keyfi olarak hükmedebileceği takdirine bırakılmış olacaktır ki, bu durum 5237 sayılı TCK"daki ve 5275 sayılı Kanundaki tekerrür düzenlemelerine aykırı olduğu gibi, hakimin takdir ve insiyatifıne terkedilmiş bir uygulama olamaz.
Nitekim böyle bir takdir hakkının bulunduğunu, tekerrürle ilgili hükümler olan TCK"nın 58/1-3, CGTİK"nın 108. maddelerinin yorumundan çıkarmak mümkün değildir.
Dairemizce incelemeye konu dosyada, sanık hakkında O yer C. Savcısının sanık aleyhine temyizi bulunmaktadır.
Seçimlik cezalardan hapsi seçmesi TCK"nın 58/3. maddesi uyarınca zorunlu olan mahkemenin bu cezayı tedbire çevirmesi mümkün değildir.
Dairemizce kabul edilen bu zorunluluk, belirtildikten sonra, hükmolunan hapsin, TCK"nın 50/1-f. maddesinde öngörülen kamu kurumunda gönüllü çalışma tedbirine çevrilmesi nedeniyle tekerrür hükümlerinin uygulanamayacağı düşüncesiyle sanık aleyhine temyiz bulunduğu halde düzeltme kararı verilmesi hukuka aykırıdır.
2- TCK"nın 50/1. maddesi hükmünde kısa süreli hapis cezasının, suçlunun kişiliğine, sosyal ve ekonomik durumuna, yargılama sürecinde duyduğu pişmanlığa ve suçun işlenmesindeki özelliklere göre; adlî para cezasına ya da diğer seçenek tedbirlere ve bunların içinde hapsin "Mahkûm olunan cezanın yarısından bir katına kadar süreyle ve gönüllü olmak koşuluyla kamuya yararlı bir işte çalıştırılmaya" çevrilebileceği hükme bağlanmıştır.
5275 sayılı CGTİK"nın 105. maddesinde "Türk Ceza Kanununun 50. maddesinin birinci fıkrasının (f) bendinde yer alan kısa süreli hapis cezasının yaptırım seçeneklerinden kamuya yararlı bir işte çalıştırma; hükümlünün, ücretsiz olarak bir kamu kurumunun veya kamu yararına hizmet veren bir özel kuruluşun belirli hizmetlerinde çalıştırılmasıdır.
Denetimli serbestlik ve yardım merkezleri, bölgelerinde bulunan bu tür kurumlardan hükümlüleri ne suretle çalıştırabileceklerine dair bilgi alırlar ve hizmetler listesini oluştururlar. Bu listeler mahkemelere verilir. Mahkeme, bu listelerden uygun gördüğü hizmeti ve süresini hükümlüye önerir ve bunu reddetme hakkına sahip olduğunu hatırlatır." hükmüne yer verilmiştir.
Kısa süreli hapse mahkum olan sanığa, gönüllülük esasına göre, TCK"nın 50/1. maddesi uyarınca kamuya yararlı bir işte çalışmak isteyip istemedikleri sorulması gerektiğine göre, bu kişilere uygun görülen hizmet ve süresi belirlenmeden gönüllü olup olmadıklarını sormanın da bir mantığı olmayacaktır. Zira sanık bu durumda hangi kamu hizmetine gönüllülüğün sorulduğunu bilmemektedir.
CİGTK"nın 105/1. ve 2. fıkralarında,denetimli serbestlik kurumları tarafından belirlenen ve mahkemeye sunulan hizmet kollarının ve sürelerinin mahkemece, "hükümlüye" önertilmesinden söz edilmiş ise de, denetimli serbestlik kurumunun, TCK"nın 50/1-f maddesinde öngörüldüğü üzere kısa süreli hapsin bu tedbire çevrilmesi halinde uygulanması yanında, TCK"nın 51. maddesinde erteleme, 58. maddesinde mükerrirliğe ilişkin uygulanabilmesi, koşullu salıverme sonrası uygulanır bir tedbir olması da dikkate alındığında, hükümlüler için de gözetilmesi gereken bir kurum olduğundan 5275 sayılı Kanunun 105. maddesindeki ibarelerin bu nedenle tercih edilmiş olabileceği kanaatini taşımaktayız.
Nitekim, 105/3. maddesindeki "Diğer bir hapis cezasına hükmedildiğinde kamu yararına çalıştırma kararı verilemez." hükmü gözetildiğinde, kamuya yararlı işte çalıştırma konusundaki işkolunun belirlenmesi ve önerilmesinin, ilk derece mahkemesinin görevi olduğu, zira, diğer bir hapis cezasına hükmedildiğinde ilk derece mahkemesinin gönüllü çalıştırılmaya karar vermemesi gerektiği açıktır.
20.3.2006 tarihli, 2006/10218 sayılı Bakanlar Kurulu Kararı ile kabul edilip yürürlüğe giren Ceza İnfaz Kurumlarının Yönetimi ile Ceza ve Güvenlik Tedbirlerinin İnfazı Hakkında Tüzük"ün 51/6-7. Madde hükmünde "Hükmedilen seçenekli yaptırımın hükümlünün elinde olmayan nedenlerle yerine getirilememesi durumunda, yaptırım, hükmü veren mahkemece değiştirilir." hükmüne yer verilmiş, ilk derece mahkemesinin gönüllülük esasına göre önerdiği işkolunun infaz sırasında hükümlünün bulunduğu yerde faaliyette olmaması halinde hükmolunan mahkemece değiştirilebileceği hükme bağlanmıştır.
Sanık hakkında verilen hapis cezalarının gönüllülük esasına göre TCK"nın 50/1-f. maddesi uyarınca tedbire çevrildiği sırada gönüllülüğün hangi iş koluna ilişkin olacağının mahkemece değil, infaz sırasında sorulması gerektiğine karar verilmesi, infaz aşamasında hangi mahkemenin bu işlemi yapacağı konusunda tereddüt oluşturacağı gibi, yine kararı veren mahkemenin bunu yapması gerektiği düşünülürse, önceden yapılması gereken bir işlemin sonraya bırakılması nedeniyle kurumların gereksiz yere aynı hususta tekrar tekrar meşgul edilmesi sonucunu doğuracak, hukuk uygulamasına da angaryadan başka bir şey kazandırmayacaktır.
Bu nedenlerle sayın çoğunluğun TCK"nın 50/1-f maddesinde öngörülen tedbir uygulanırken sanığın hangi iş kolunda çalıştırılacağının belirlenmesinin infazda kısıtlamaya yol açacağı biçimindeki düzeltmeli onama kararına katılamıyoruz.