Yerel Mahkemece verilen hükümler temyiz edilmekle, başvurunun süresi ve kararın niteliği ile suç tarihine göre dosya görüşüldü: 1- Süre tutum dilekçesinin katılan vekili sıfatıyla verildiği sanık müdafii sıfatıyla yapılan temyizin ise süresinde olmadığı anlaşıldığından, 5320 sayılı Kanunun 8/1 ve 1412 sayılı CMUK’nın 317. maddeleri uyarınca tebliğnameye aykırı olarak, katılan sanık ... vekilinin, sanık ... hakkında hakaret suçundan kurulan hükme ilişkin TEMYİZ İSTEĞİNİN REDDİNE, 2- Sanıklar ..., ..., ... ve ... hakkında yaralama suçundan kurulan hükümlere ilişkin temyize gelince; Temyiz isteğinin reddi nedenleri bulunmadığından işin esasına geçildi. Vicdani kanının oluştuğu duruşma sürecini yansıtan tutanaklar, belgeler ve gerekçe içeriğine göre yapılan incelemede, başkaca nedenler yerinde görülmemiştir. Ancak; Katılan ..."un olayın oluş şekline ilişkin anlatımı ile uyumlu kolluk tarafından tutulan 16.06.2011 tarihli olay yeri görgü tespit tutanağı ve katılanın basit tıbbi müdahale ile giderilebilir nitelikte yaralandığını tespit eden adli rapor karşısında, sözü geçen delillere neden itibar edilmediği denetime olanak verecek biçimde açıklanmadan, eksik inceleme ve yetersiz gerekçeyle sanıkların beraatine karar verilmesi, Kanuna aykırı ve katılan ... vekilinin temyiz nedenleri yerinde görüldüğünden tebliğnamedeki onama düşüncesinin reddiyle HÜKÜMLERİN BOZULMASINA, yargılamanın bozma öncesi aşamadan başlayarak sürdürülüp sonuçlandırılmak üzere dosyanın esas/hüküm mahkemesine gönderilmesine, 30/10/2017 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.