16. Hukuk Dairesi 2015/3011 E. , 2016/3045 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
DAVALILAR : HAZİNE, ...BELEDİYE BAŞKANLIĞI
DAVA TÜRÜ : TESCİL
KANUN YOLU : TEMYİZ
Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen hükmün Yargıtay"ca incelenmesi istenilmekle; temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldı, inceleme raporu ve dosyadaki belgeler okundu, GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ:
Davacı, ...Köyü çalışma alanında bulunan ve 1970 yılında yapılan kadastro sırasında paftasında çalılık vasfı ile tespit harici bırakılan taşınmaz hakkında kazandırıcı zamanaşımı zilyetliğine dayanarak tescil istemiyle, 02.08.2013 tarihinde dava açmıştır. Mahkemece yapılan yargılama sonunda davanın kabulüne, çekişmeli taşınmazın fen bilirkişisinin 26.04.2014 tarihli raporuna ekli haritasında (A) ile gösterilen 2.204,79 metrekare yüzölçümündeki kısmın davacı adına tesciline karar verilmiş; hüküm, davalı Hazine vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Mahkemece çekişmeli taşınmazın imar-ihya işlemlerinin tamamlanmış olması ve davacı lehine olağanüstü zamanaşımı ile taşınmaz edinme koşulları oluştuğu kabul edilerek davanın kabulüne dair yazılı şekilde hüküm kurulmuş ise de; yapılan araştırma, inceleme ve uygulama hüküm için yeterli değildir. Dava, TMK"nın 713/1, 3402 sayılı Kadastro Kanunu’nun 14 ve 17. maddelerine dayalı tescil isteğine ilişkindir. Bu tür davalarda Hazine yanında ilgili kamu tüzel kişi veya kişilerinin de davada taraf olması zorunludur. Hüküm tarihinden önce yürürlüğe giren 6360 sayılı Yasa"nın 1. maddesi gereğince büyükşehir belediyelerinin sınırları tüm ilin mülki sınırları haline getirilmiş olup eldeki davada da ilgili kamu tüzel kişisi olması nedeniyle....Büyükşehir Belediye Başkanlığının da taraf olması gerekir. Öncelikle taraf teşkili sağlanmalı, bundan sonra, davacının kazandırıcı zamanaşımı zilyetlik hukuki nedenine dayalı olarak 1970 yılında yapılan kadastro çalışmaları sırasında çalılık olması nedeni ile tespit harici bırakılan çekişmeli taşınmaz hakkında tescil isteğinde bulunduğu, bu nitelikteki bir taşınmazın iktisap edilebilmesi için; öncelikle taşınmazın zilyetlikle kazanılabilecek yerlerden olması, bundan sonra ise 3402 sayılı Yasa"nın 14 ve 17. maddeleri uyarınca; emek ve masraf sarfı suretiyle imar-ihya işlemlerinin tamamlanarak tarıma elverişli hale getirilmesi ve bu işlemlerin tamamlanmasından sonra kazanmayı sağlayacak zilyetlik süresinin geçmesinin zorunlu olduğu nazara alınarak araştırma ve inceleme yapılması gerekir. Mahkemece, dava tarihinden 28 yıl öncesi olan 1985 yılı ve 14 yıl öncesi olan 1999 yıllarına ait hava fotoğrafları üzerinde inceleme yapılmış ise de bu tarihlere ait hava fotoğrafları imar-ihyanın tamamlandığı tarihi belirleme açısından yeterli değildir. Ayrıca söz konusu inceleme de uzman olmayan orman mühendisi tarafından yapılmıştır. Bununla birlikte tescili istenen taşınmaz bölümü üzerinde davacı tarafın zilyetliğinin süresi ve sürdürülüş biçimi yönünden yapılan araştırma da hüküm vermek için yetersiz olduğu gibi yerel bilirkişi ve tanık sözlerinin doğruluğu da birden fazla ziraatçi bilirkişi kurulundan alınan rapor değerlendirilmek suretiyle denetlenmemiştir. Eksik araştırma, inceleme ve uygulamaya dayalı olarak karar verilemez. Sağlıklı bir sonuca ulaşmak için dava konusu taşınmaza ait özellikle 1988-1993 yılları arasında çekilmiş stereoskopik hava fotoğrafları Harita Genel Komutanlığından tarihleri açıkça yazılmak suretiyle istenilerek dosya arasına konulması ve dosya içerisinde mevcut 1985 ve 1999 yıllarına ait stereoskopik hava fotoğrafları da değerlendirilerek 3 kişilik ziraat mühendisleri kurulu ile jeodezi ve fotogrametri mühendisinden oluşacak bilirkişi heyeti aracılığıyla yapılacak keşifte, belirtilen tarihlerde çekilmiş stereoskopik hava fotoğrafları üzerinde stereoskop aletiyle inceleme yaptırılmalı, temin edilebilen en eski tarihli uydu fotoğrafları değerlendirilmeli, çekişmeli taşınmazın önceki ve şimdiki niteliğinin, imar-ihyaya en erken ne zaman başlanıldığının ve tamamlandığının, arazinin ekonomik amacına uygun olarak tarım arazisi niteliğiyle zilyetliğine ne zaman başlanıldığının belirlenmesine çalışılmalı, tanık ve yerel bilirkişi ifadeleri de bilimsel esaslara ve maddi bulgulara dayanılarak hazırlanan söz konusu bilirkişi raporlarıyla denetlenmeli, taşınmazın kadastro paftasındaki konumu bilgisayar programı aracılığıyla uydu ve hava fotoğraflarına aktarılmalı, 3 kişilik ziraatçi bilirkişi kurulu vasıtasıyla taşınmazın öncesi ve zirai faaliyete konu olup olmadığı, hangi tarihte imar-ihyaya başlandığı, tamamlandığı, ekonomik amaca uygun zilyetliğin hangi tarihte başladığı ve hangi tasarruflar ile sürdürüldüğü hususları özellikle irdelenmeli, bundan sonra iddia ve savunma çerçevesinde toplanan tüm deliller birlikte değerlendirilerek sonucuna göre karar verilmelidir. Eksik incelemeyle yazılı olduğu şekilde hüküm kurulması isabetsiz olup, davacının temyiz itirazları açıklanan nedenlerle yerinde bulunduğundan kabulüyle hükmün BOZULMASINA, 22.03.2016 gününde oybirliğiyle karar verildi.