8. Hukuk Dairesi 2013/16831 E. , 2014/4507 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ : Bursa 3. İcra Hukuk Mahkemesi
TARİHİ : 15/04/2013
NUMARASI : 2013/46-2013/248
Yukarıda tarih ve numarası yazılı Mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkiki davacılar tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden Daire"ye gönderilmiş olup, dava dosyası için Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp düşünüldü:
K A R A R
Alacaklı tarafından borçlular C. M. Nakliyat Yapı İnş. Malz.Harfiyat Taah.Beyaz Eşya ile E.. C.. ve E.. C.. hakkında ipoteğin paraya çevrilmesi yolu ile takip başlatılmıştır.
Şikayetçi borçlular vekili İcra Mahkemesi"ne başvurusunda, takip alacaklısına borçlarının bulunmadığını, takip dayanağı sözleşmelerdeki imzaların borçlu şirketi temsile yetkili kişilerin ve diğer borçluların eli ürünü olmadığını, borçlular Erhan ve Erdinç’in ipotekli taşınmazı haklarında takip başlamadan önce 3. kişiye sattıklarından takipte taraf ehliyetlerinin bulunmadığını, ipotekli taşınmazı satın alan 3. kişi S. Ç.’e muaccceliyet ihtarı gönderilmediğini ve asıl borçlu ile aralarında zorunlu takip arkadaşlığı bulunmasına rağmen onun takipte yer almadığını, hesap kat ihtarının İİK’nun 68/b maddesine uygun olmadığını, usulüne uygun olmayan hesap kat ihtarı ve hesap özetlerine borçlular tarafından itiraz edilmesi nedeniyle borçlulara icra emri gönderilemeyeceğini açıklayarak, takibin iptaline karar verilmesini istemiştir.
Mahkemece, ilamda yazılı gerekçelerle borçluların itiraz ve şikayetlerinin reddine karar verilmiştir.
İİK"nun 149. maddesinde "İcra Müdürü, ibraz edilen akit tablosunun kayıtsız, şartsız para borcu ikrarını ihtiva ettiğini ve alacağın muaccel olduğunu anlarsa, borçluya ve taşınmaz üçüncü şahıs tarafından rehnedilmiş veya taşınmazın mülkiyeti üçüncü şahısa geçmişse ayrıca bunlara birer icra emri gönderir..." hükmü yer almaktadır.
Anılan hükümden de anlaşılacağı üzere ipoteğin para çevrilmesi yolu ile takip, ipotek veren üçüncü kişi ve asıl borçlu hakkında yapılabilir. Kredi sözleşmesini kefil sıfatıyla imzalamış, ancak ipotek veren sıfatı bulunmayan kişilere ipotekli takip yapılıp, icra emri gönderilemez. Alacaklı, kredi sözleşmesinin kefillerine karşı haciz (veya iflas) yolu ile takip yapabilir.
Öte yandan Medeni Kanun"un 887. maddesi gereğince ipotekli taşınmazın maliki borçtan şahsen sorumlu değil ise, alacaklının ödeme isteminin ona karşı etkili olması, bu istemin hem borçluya hem kendisine karşı yapılmış olmasına bağlıdır.
Somut olayda; 16.01.2013 tarihli icra takibinin kredi borçlusu ile ipotekli taşınmazı takipten önce satan ipotek borçluları E.. C.. ve E.. C.. hakkında başlatıldığı, ancak takibe konu ipotekli taşınmazı 07.12.2011 de takip tarihinden önce ipotekle yükümlü olarak satın alan 3. Kişi S. Ç.’e TMK’nun 887 maddesine göre ihtarname gönderilmediği ve onun hakkında takip başlatılmadığı anlaşılmaktadır. Yeni malik ipotekli taşınmazı satın almakla ipotek verenin borçlarına da halef olmuş, buna karşılık taşınmazı satan önceki maliklerin ipotekten kaynaklanan sorumluluğu sona ermiştir. Bu durumda İİK"nun 149. maddesine göre asıl borçlu ile ipotek veren sıfatını alan yeni malik zorunlu dava arkadaşı olarak birlikte takip edilmelidir. Yerleşik Yargıtay İçtihatlarına göre asıl borçlu hakkında takip yapıldığı için ipotekli taşınmazı satın alan ipotek borçlusu yönünden yukarıdaki TMK’nun 887 madde hükmü yerine getirilerek üçüncü kişi hakkında da takip yapılması ve kredi borçlusu hakkındaki takiple birleştirilmesi mümkündür. İcra Mahkemesi"nce alacaklı tarafından bu eksiklik giderilinceye kadar takibin durdurulmasına ve ipotekli taşınmazı takipten önce satan Erdinç ve Erhan hakkında yukarıda açıklandığı üzere kefaletleri nedeni ile ipoteğin paraya çevrilmesi yolu ile takip yapılamayacağından onlar hakkında başlatılan takibin iptaline karar verilmesi gerekirken bu yöndeki istemlerin yazılı gerekçelerle reddine karar verilmesi isabetsizdir.
Diğer yandan borçlular vekilinin borca ve imzaya ilişkin tüm itirazları, bu konuda borçlular tarafından Noter kanalıyla yapılmış itiraza yönelik iddiada bulunulmadığı gibi delil ibraz edilmediği, bu takdirde icra emri gönderilerek takibe başlanmasının normal olduğu ve bu şekildeki bir takipte imzaya itiraz edilemeyeceği gerekçeleriyle reddedilmiş ise de; borçlular vekilinin dava dilekçesi içeriğinde ihtarnameye Noter kanalıyla itiraz edildiği, buna ilişkin itirazların dilekçe ekine eklendiği belirtilmiş, aynı iddia cevaba cevap dilekçesinde de tekrar edilmiştir. Uyap üzerinden alınan dava dilekçesine ekli Bursa 16.Noterliği’nin 25.07.2012 tarih 32501 yevmiye nolu cevabi ihtarname ile alacaklı yanca gönderilen ve borçlulara 19.07.2012 tarihinde tebliğ edilen Bursa 18. Noterliği’nin 16.07.2012 tarih 17364 yevmiye nolu ihtarnamesi ile bildirilen borca ve fer"ilerine 8 gün içinde itiraz edildiği anlaşılmaktadır. Bu durumda Mahkemece, asıl borçlunun borca fer"ilerine yönelik itirazlarının esasının incelenmesi gerekirken bu yönden eksik inceleme ile yazılı şekilde hüküm kurulması doğru görülmemiştir.
SONUÇ: Borçlular vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile Mahkeme kararının yukarıda yazılı nedenlerle İİK"nun 366. ve HUMK 428. maddeleri uyarınca BOZULMASINA, taraflarca HUMK"nun 388/4. (HMK m.297/ç) ve İİK"nun 366/3. maddeleri gereğince Yargıtay Daire ilamının tebliğinden itibaren ilama karşı 10 gün içinde karar düzeltme isteğinde bulunulabileceğine, 18.03.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.