20. Ceza Dairesi Esas No: 2017/2038 Karar No: 2020/407 Karar Tarihi: 14.01.2020
Uyuşturucu madde ticareti yapma - Yargıtay 20. Ceza Dairesi 2017/2038 Esas 2020/407 Karar Sayılı İlamı
Özet:
Mahkeme kararında, sanığın uyuşturucu madde kullanmak için bulundurma suçundan mahkum olduğu ve bu suçu bir önceki davada verilen tedavi ve/veya denetimli serbestlik tedbirinin infazı sırasında işlediği durumunda, ikinci suçtan açılan davanın kovuşturma şartının ortadan kalkması nedeniyle düşmesi gerektiği belirtildi. Ayrıca, suç tarihinde yürürlükte olan TCK'nın 191. maddesi ile sonrasında yürürlüğe giren 6545 sayılı Kanun'un değişik maddelerinin ayrı ayrı uygulanması gerektiği vurgulandı. Davada sanığın savunma hakkının kısıtlanmasının kanuna aykırı olduğu sonucuna varılarak kararın bozulmasına karar verildi. Kanun maddeleri ise şöyle: TCK'nın 191. maddesi, 6545 sayılı Kanun'un 68. maddesi ve CMK'nın 223. maddesi.
20. Ceza Dairesi 2017/2038 E. , 2020/407 K.
"İçtihat Metni"
Mahkeme : ADANA 1. Ağır Ceza Mahkemesi Suç : Uyuşturucu madde ticareti yapma Hükümler : Mahkûmiyet (değişen suç vasfına göre, kullanmak için uyuşturucu madde bulundurma suçundan)
Dosya incelendi. GEREĞİ GÖRÜŞÜLÜP DÜŞÜNÜLDÜ : 1-) Sanık hakkında kullanmak için uyuşturucu veya uyarıcı madde bulundurma suçundan dolayı başka dava olup olmadığı, varsa sanığın bu suçu diğer davaya konu olan suç nedeniyle verilen tedavi ve/veya denetimli serbestlik tedbirinin infazı sırasında işleyip işlemediği belirlendikten sonra; Sanık bu suçu, daha önce işlediği suçtan dolayı yapılan kovuşturma aşamasında hükmolunan tedavi ve/veya denetimli serbestlik tedbirinin infazı sırasında işlemiş ise, 6545 sayılı Kanun"un 68. maddesi ile değiştirilen TCK"nın 191. maddesinin 5. fıkrasında öngörülen “Erteleme süresi zarfında kişinin kullanmak için tekrar uyuşturucu veya uyarıcı madde satın alması, kabul etmesi veya bulundurması ya da uyuşturucu veya uyarıcı madde kullanması, dördüncü fıkra uyarınca ihlâl nedeni sayılır ve ayrı bir soruşturma ve kovuşturma konusu yapılmaz” hükmü uyarınca, ikinci suçtan açılan bu davanın kovuşturma şartının ortadan kalkması nedeniyle, CMK"nın 223. maddesinin 8. fıkrası uyarınca “davanın düşmesine"karar verilmesi gerektiğinin gözetilmemesi, Kabul ve uygulamaya göre; 2-) Suç tarihinde yürürlükte olan 5560 sayılı Kanun ile değişik TCK"nın 191. maddesi ile hüküm tarihinden sonra 28.06.2014 tarihli Resmi Gazete"de yayımlanarak yürürülüğe giren 6545 sayılı Kanun"la değişik TCK"nın 191. maddesi hükümlerinin ayrı ayrı uygulanıp karşılaştırma yapılması, sonucuna göre lehe Kanun’un tespit edilerek sanığın hukuki durumunun belirlenerek hüküm kurulmasında zorunluluk bulunması, 3-) 5237 sayılı TCK"nın suç ve hüküm tarihinde yürürlükte olan 191. maddesinin 5. fıkrasında, tedavi ve denetimli serbestlik tedbirinin gereklerine uymayan sanık hakkında davaya devam edilerek hüküm verileceğinin öngörülmüş olması karşısında; duruşma açılması ve sanığa “denetimli serbestlik tedbirine uymadığının iddia edilmesi nedeniyle, duruşmaya katılıp bu konuda beyanda bulunması veya diyeceklerini duruşma gününe kadar yazılı olarak bildirmesi gerektiği, aksi takdirde denetimli serbestlik tedbirine uymadığı kabul edilerek, cezaya hükmolunabileceği” uyarısını içeren uyarılı tebligat yapılması gerektiği halde; belirtilen ihtarı içermeyen davetiyenin gönderildiği ve duruşmaya gelmeyen sanığın savunmasının alınmadığı gözetilmeden, hüküm kurmak suretiyle savunma hakkının kısıtlanması, Kanuna aykırı, sanığın temyiz itirazları bu nedenle yerinde görüldüğünden, hükmün BOZULMASINA, 14/01/2020 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.