10. Hukuk Dairesi 2017/60 E. , 2017/2624 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :İş Mahkemesi
Dava, rücûan tazminat istemine ilişkindir.
Mahkemece, bozma ilâmına uyularak ilâmında belirtildiği şekilde davanın kabulüne karar verilmiştir.
Hükmün, davacı Kurum avukatı tarafından temyiz edilmesi üzerine, temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hâkimi ... tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kâğıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi.
Eldeki davada, mahkemece verilen ilk karar, dairemizin 28.04.2014 günlü ve 2013/16463 Esas; 2014/9083 K. sayılı ilamıyla; “Borçlar Kanunu"nun 179. maddesi gereğince, bir mameleki veya bir işletmeyi aktif ve pasifleriyle birlikte devralan kimse, bunu alacaklılara ihbar veya gazetelerde ilan ettiği tarihten itibaren onlara karşı mamelekin veya işletmenin borçlarından sorumlu olur; şu kadar ki, iki yıl müddetle evvelki borçlu dahi yenisiyle birlikte müteselsilen sorumlu kalır; bu müddet muaccel borçlar için ihbar veya ilan tarihinden ve daha sonra muaccel olacak borçlar için de muacceliyet tarihinden itibaren işlemeye başlar.
Somut olayda, iş kazasının meydana geldiği 05.01.2008 tarihi itibariyle, işverenin..., Ev Aletleri...A.Ş. olduğu, kazalanan sigortalının 10.10.2008 tarihli hizmet akdi devir sözleşmesi ile davalı .... San. A.Ş nezdinde çalışmaya başladığı, Mahkemenin 6098 sayılı Borçlar Kanunu"nun "Hizmet sözleşmesi, ancak işçinin yazılı rızası alınmak suretiyle, sürekli olarak başka bir işverene devredilebilir…."
Mahkemece yapılacak iş, öncelikle olay tarihinde yürürlükte bulunan 818 sayılı Borçlar Kanunu"nun 179. maddesi kapsamında bir işyeri devri bulunup bulunmadığını ortaya koymak, böylece husumet sorununu çözümlemek ile hâsıl olacak sonuca göre bir karar verilmesi gereğine işaret edilerek, araştırma yapılmak üzere bozulmuştur.
Mahkemenin, Yargıtay Dairesince verilen bozma kararına uyması sonunda, kendisi için o kararda gösterilen şekilde inceleme ve araştırma yaparak, yine, o kararda belirtilen hukuki esaslar gereğince hüküm verme yükümlülüğü doğar. “Usuli kazanılmış hak” olarak tanımlayacağımız bu olgu; mahkemeye, hükmüne uyduğu Yargıtay bozma kararında belirtilen çerçevede işlem yapma ve hüküm kurma zorunluluğu getirdiği gibi, mahkemenin kararını bozmuş olan Yargıtay Hukuk Dairesince; sonradan, ilk bozma kararı ile benimsemiş olduğu esaslara usuli kazanılmış hakka aykırı bir şekilde, ikinci bir bozma kararı verilememektedir (09.05.1960 gün ve 21/9 sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararı, Hukuk Genel Kurulu’nun 12.07.2006 gün, 2006/9-508 E., 2006/521 sayılı kararı).
Mahkemenin, Yargıtay’ın bozma kararına uyması ile bozma kararı lehine olan taraf yararına bir usuli kazanılmış hak doğabileceği gibi, bazı konuların bozma kararı kapsamı dışında kalması yolu ile de usuli kazanılmış hak gerçekleşebilir. (Prof. Dr. Baki KURU, Usuli Müktesep Hak (Usule İlişkin Kazanılmış Hak) Dr. A. Recai Seçkin’e Armağan, Ankara Üniversitesi Hukuk Fakültesi Yayınları No. 351 Ankara, 1974, sayfa 395 vd.)
Yargıtay tarafından bozulan bir hükmün bozma kararının kapsamı dışında kalmış olan kısımları kesinleşir. Bozma kararına uymuş olan mahkeme kesinleşen bu kısımlar hakkında yeniden inceleme yaparak karar veremez. Bir başka anlatımla, kesinleşmiş bu kısımlar, lehine olan taraf yararına usuli kazanılmış hak oluşturur. (04.02.1959 gün ve 13/5 sayılı YİBK).
Mahkemece Dairemizce verilen bozma kararına uyulmuş ise de, bozma gereğinin tam olarak yerine getirildiğinden bahsedilmesi mümkün değildir. Mahkemece davalı şirketin. ... Ev Aletleri...A.Ş. ile ilgisinin tespit edilebilmesi bakımından, davalı Kurumdaki tüm işyerleri sorulmak suretiyle, kazanın meydana geldiği adreste davalı şirketin işyeri, büro veya eklentilerinin bulunup bulunmadığı, aynı adreste faaliyette bulunup bulunmadıkları hususu tespit edilmeli, aynı zamanda ticaret sicili ve gerekli olması halinde defter ve belgeleri üzerinde inceleme yapılması ile aralarında işyeri devrine dair yazılı bir sözleşmenin olup olmadığı hususu da sorulmak suretiyle öncelikle husumetin kime yöneltilmesi gerektiği hususu belirlendikten sonra sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde eksik araştırma ve yanılgılı değerlendirme ile hüküm kurulması isabetsizdir.
Mahkemece, açıklanan maddi ve hukuki ilkeler gözetilerek, uyulan bozma kararı gereklerine göre bir karar verilmesi gerekirken, eksik araştırma ve inceleme ile yazılı şekilde karar verilmiş olması, usul ve yasaya aykırı olup, bozma nedenidir.
O hâlde, davacı Kurum vekilinin bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilerek hüküm bozulmalıdır.
SONUÇ: Temyiz edilen hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, 28.03.2017 gününde oybirliğiyle karar verildi.