4. Hukuk Dairesi 2011/15256 E. , 2013/837 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Davacı ... vekili Avukat ... tarafından, davalı ... aleyhine 11/11/2010 gününde verilen dilekçe ile haksız fiil nedeniyle maddi ve manevi tazminat istenmesi üzerine mahkemece yapılan yargılama sonunda; davanın kısmen kabulüne dair verilen 07/07/2011 günlü kararın Yargıtay’ca incelenmesi davalı vekili ... tarafından süresi içinde istenilmekle temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra tetkik hakimi tarafından hazırlanan rapor ile dosya içerisindeki kağıtlar incelenerek gereği görüşüldü.
1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı kanıtlarla yasaya uygun gerektirici nedenlere, özellikle delillerin değerlendirilmesinde bir isabetsizlik görülmemesine göre aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları reddedilmelidir.
2-Davalının diğer temyiz itirazlarına gelince;
Dava, haksız fiil nedeniyle uğranılan zararın tazmini istemine ilişkindir. Mahkemece dava kısmen kabul edilmiş, kararı davalı temyiz etmiştir.
Davacı, davalının kendisine hakaret etmesi nedeniyle maddi ve manevi tazminat istemiş, yerel mahkeme maddi tazminat istemini red, manevi tazminat istemini kısmen kabul etmiştir. Davalı kendini vekille temsil ettirmiş, kısmen reddedilen manevi tazminat için davalıya vekalet ücretine hükmolunmuş ise de, reddedilen maddi tazminat için vekalet ücreti verilmemiştir. Yürürlükteki A.A.Ü.T."nin 10/son maddesi gereğince maddi ve manevi tazminat istemleri için ayrı vekalet ücretine hükmolunmak gerekirken yerel mahkemece maddi tazminat için vekalet ücretine hükmolunmaması doğru değilse de bu yanılgının giderilmesi yeniden yargılamayı gerektirmediği için kararın HUMK"nun 438. maddesi gereğince düzeltilerek onanması gerekmiştir.
SONUÇ: Temyiz olunan kararın yukarıda (2) nolu bentte gösterilen nedenlerle hüküm fıkrasının 7. bendinde yer alan "1100" sözcüğünün çıkartılarak yerine "1.700" sözcüğünün eklenmesine, davalının diğer temyiz itirazlarının yukarıda (1) nolu bentte gösterilen nedenlerle reddi ile kararın davalı yararına düzeltilmiş bu biçimi ile ONANMASINA ve peşin alınan harcın istek halinde geri verilmesine 24/01/2013 gününde oyçokluğuyla karar verildi.
KARŞI OY YAZISI
Dava, kamu görevlilerinin yetkilerini kullanırken (görevlerini yaparken) kusurları sonucu şahıslara zarar vermelerinden kaynaklanan ve zarar gören şahısların kamu görevlileri aleyhine adli yargıda açtıkları tazminat davasıdır.
Anayasa’nın 129/5. maddesindeki “Memurlar ve diğer kamu görevlilerinin yetkilerini kullanırken işledikleri kusurlardan doğan tazminat davaları, kendilerine rücu edilmek kaydıyla ve kanunun gösterdiği şekil ve şartlara uygun olarak ancak idare aleyhine açılabilir” hükmü ile buna paralel olarak düzenlenmiş olan 657 sayılı Devlet Memurları Yasası’nın 13. maddesi hükmünün açık, net ve amir olması, bu düzenlemeler gereğince kamu görevinden dolayı zarar gören kişilerin ancak idare aleyhine idari yargıda dava açabileceği, kamu görevlisi aleyhine adli yargıda dava açılmasının ve açılacak bu davalarda kamu görevlisinin kişisel kast veya kusurunun araştırılmasının mümkün olmaması, yasa hükümlerine aykırı yorum ve uygulama yapılamayacağı, idari yargının görevine giren davaların kamu düzenine aykırı sonuç doğuracak şekilde adli yargıda görülemeyeceği, kamu görevlileri hakkında adli yargıda kişiler tarafından açılan tazminat davalarının kast ve kusur araştırması yapılmaksızın husumet yönünden reddine karar verilmesi gerektiği, taraflardan birinin davacı ve davalı olma sıfatının bulunmadığının anlaşılması halinde açtığı veya aleyhine açılan davanın sıfat yokluğu nedeniyle ret edilmesi gerekirken mahkemece kabul edilmesi halinde, ilgili tarafça itiraz ve temyiz edilmese dahi dosya kapsamından taraf sıfatının yokluğunun temyiz incelemesi sırasında Yargıtay"ca anlaşılması halinde yasaların mahkemelerce uygulanmasını denetleyen Yüksek Mahkeme olarak sıfat yokluğu nedeniyle ilgili taraf hakkında davanın ret edilmesi yönünde kararı bozması gerektiği, bu durumun re"sen incelenecek hususlardan olması nedeniyle aleyhe bozma yasağını ihlal etmeyeceği düşüncesinde olduğumdan sayın çoğunluğun görüşüne katılmıyorum. 24/01/2013