1. Hukuk Dairesi 2015/6060 E. , 2015/9217 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ : ALTINTAŞ SULH HUKUK MAHKEMESİ
TARİHİ : 20/02/2015
NUMARASI : 2014/245-2015/26
Taraflar arasında görülen tapu kaydında düzeltim davası sonunda, yerel mahkemece davanın, kabulüne ilişkin olarak verilen karar davalı vekili tarafından yasal süre içerisinde temyiz edilmiş olmakla dosya incelendi, Tetkik Hakimi . . . "ın raporu okundu, açıklamaları dinlendi, gereği görüşülüp düşünüldü;
-KARAR-
Dava, tapu kaydındaki kimlik bilgilerinin düzeltilmesi isteğine ilişkindir.
Davacı,575,573,574,24,23,193,192,187 parsellerin tapu kayıtlarında miras bırakanın Nuri olarak yazılan adını Abdurrahman ,yazılmayan baba adını da Umran olarak, 2 ve 148 parsel sayılı taşınmazların tapu kayıtlarında ise Nuri olarak yazılan adını Abdurrahman Nuri olarak nüfus kayıtlarına uygun şekilde düzeltilmesini istemiştir.
Mahkemece,davanın kabulüne karar verilmiştir.
Dosya içeriği ve toplanan delillere, hükmün dayanağı yasal ve hukuksal gerekçeye ve özellikle; çekişme konusu 575, 573, 574, 24, 23, 193, 192 parsel sayılı taşınmazların malikinin davacının mirasbırakanı olduğu belirlenerek davanın kabulüne karar verilmiş olmasında kural olarak bir isabetsizlik yoktur. Davalı vekilinin bu yöne değinen temyiz itirazları yerinde değildir. Reddine.
Ancak,hemen belirtilmelidir ki, 2 parsel sayılı taşınmazın kadastro tespitinin tapu kaydına dayalı olarak yapıldığı ve davanın ,tapu kaydında düzeltim isteğine ilişkin olarak 17.8.2013 tarih ve 28738 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanan yeni Tapu Sicili Tüzüğü"nün yürürlüğü zamanında 20.11.2014 tarihinde açıldığı sabit olup,mahkemece,bu parsel yönünden düzeltim için öncelikle Tapu Müdürlüğüne başvurulması ön koşulunun yerine getirilmediği gerekçesiyle davanın usulden reddine karar verilmesi gerekirken yanılgılı değerlendirme ile yazılı olduğu şekilde karar verilmesi isabetsizdir.
Tapu Müdürlüğüne husumet yöneltilerek açılması gereken kayıt düzeltme davalarında, mahkemece sağlıklı bir inceleme yapılmalı, kayıt maliki ile ismi düzeltilecek kişinin aynı kişi olduğu kuşkuya yer vermeyecek şekilde saptanmalıdır. Bu saptama yapılırken de aşağıda açıklanan yöntem izlenmelidir.
./..
1-Kimlik bilgilerinde düzeltme yapılması istenen dava konusu taşınmazların tapu kayıtları (ilk tesis ve tedavülleriyle) ve kadastro tutanakları (tespit ve tescile esas alınan tüm dayanak belgeleriyle) ayrıca taşınmazlar kadastrodan sonra edinilmişse buna ilişkin tüm belgeler ile birlikte getirtilmelidir.
2-Nüfus Müdürlüğünden, dava konusu taşınmazların tapu kayıtlarında malik olarak görünen kişi ile aynı kimlik bilgilerine sahip bir başka kişi veya kişilerin nüfus kayıtlarının bulunup bulunmadığı araştırılmalı, mevcut ise bu kişi veya kişiler duruşmaya çağrılarak dava konusu taşınmazlarda mülkiyet hakkı iddiaları bulunup bulunmadığı kendilerinden sorulmalı, kaydı düzeltilecek kişilerin nüfus kayıtları, tapu kayıtları ve dayanakları ile bağlantı kurulacak şekilde incelenmelidir.
3-Taşınmazın bulunduğu yerleşim yerinde zabıta aracılığı ile kayıt maliki ile aynı ismi taşıyan başka kişi veya kişilerin bulunup bulunmadığı da araştırılmalıdır.
4-İstem konusunda tanıklar dinlenmelidir.
5-Tüm bu araştırmalar sonucu hala kesin bir kanaat oluşmamış ise mahallinde keşif yapılarak; tanıklar ve varsa tespit bilirkişileri taşınmaz başında dinlenmelidir.
Açıklanan bu hususlar çerçevesinde yapılacak inceleme ve araştırma sonucu, tapu ve nüfus bilgileri arasında bağlantı ve tutarlılık sağlandığında davanın kabulü yoluna gidilmelidir.
Davanın niteliği gereğince, yargılama harcı ve vekâlet ücreti maktu olarak belirlenmelidir.
Tapu Müdürlüğü yasal hasım olduğundan yargılama giderlerinden (ve yargılama giderlerinden olan vekalet ücretinden) sorumlu tutulmamalıdır.
Bu ilkeler ışığında somut olaya bakıldığında; mahkemece yapılan araştırma ve incelemenin hükme elverişli ve yeterli olduğu söylenemez.
Diğer yandan; 148 parsel sayılı taşınmazın mirasbırakan adına hükmen tescil edildiği anlaşılmasına karşın, tescile esas 14.08.1985 tarihli mahkeme ilamının getirtilmediği görülmektedir.
Ayrıca; 187 parsel ise tesciline esas dayanak mahkeme ilamına göre müdahil Ömer mirasçıları adına miras hisseleri nispetinde tapuya tescile karar verilmiştir.Ancak tapu kaydında taşınmazın Zeliha Mirasçıları Azime ve mirasbırakan Nuri ile Mehmet mirasçıları adına kayıtlı olduğu anlaşılmıştır.Dava Konusu taşınmaza ilişkin olarak dayanak mahkeme ilamına aykırı şekilde taşınmazın davalı adına tapuya tescil edildiği ileri sürülerek ,eldeki davacımız aleyhine Yunus Gezer tarafından Altıntaş Asliye Hukuk Mahkemesine tapu iptal ve tescil istekli dava(2014/63 Esas) açıldığı iş bu davanın dava şartı yokluğundan reddedilerek 10.04.2015 tarihinde taraflarca temyiz yoluna başvurulmadığından kesinleştiği görülmüştür.Mahkemece ilgili dava dosyası getirtilmediği gibi güncel tapu kaydında 13.12.1984 tarihli dayanak mahkeme ilamının kesinleşme tarihi olan 17.03.1985 tarihi geçmekte olduğu halde dayanak ilam tarihi ise 02.05.2007 tarihi olarak verilmiştir.Buna karşın söz konusu çelişkinin giderilmesi suretiyle tapu müdürlüğünden 02.05.2007 tarihli tescile esas mahkeme ilamı getirtilmediği gibi,kayıt malikleri adına hükmen tescil edilen taşınmazın tesciline dayanak mahkeme ilamının 13.12.1984 tarihli mi yoksa 02.05.2007 tarihli mi olduğu soruşturulmadan sonuca gidilmiştir.
Hâl böyle olunca; 2 parsel sayılı taşınmaz bakımından Tapu Müdürlüğüne başvurulması ön koşulu yerine getirilmediği gerekçesiyle davanın usulden reddine karar verilmesi,187 ve 148 parsel sayılı taşınmazlara ilişkin olarak da yukarıdaki ilkeler doğrultusunda araştırma ve inceleme yapılması ve hasıl olacak sonuca göre karar verilmesi gerekirken, eksik inceleme ile yetinilerek yazılı olduğu şekilde karar verilmiş olması doğru değildir.
Davalı vekilinin temyiz itirazı yerindedir. Kabulü ile, hükmün açıklanan nedenlerle (6100 sayılı Yasanın geçici 3.maddesi yollaması ile) 1086 sayılı HUMK"un 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, 22.06.2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.