MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi

Taraflar arasındaki itirazın iptali davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davacı tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi gereği konuşulup düşünüldü.
KARAR
Davacı, davalıya büyükbaş hayvan sattığını, davalı tarafından imzalanmış adi yazılı belgeye göre borcun, 06/10/2014 tarihinde ödeneceğinin kararlaştırıldığını ancak süresinde ödenmediğini, davalıdan 2.000,00TL alacaklı olduğunu, alacağı tahsil etmek için davalı hakkında başlatılan takipte faiz ile birlikte 2.308,00TL talep edildiğini, davalı tarafından takibe itiraz edildiğini belirterek itirazın iptaline ve takibin devamına, %20 icra inkar tazminatına hükmedilmesini istemiştir.
Davalı, davanın reddini dilemiştir.
Mahkemece, davanın reddine karar verilmiş; hüküm, davacı tarafından temyiz edilmiştir.
Dava, satılan büyükbaş hayvanın bedelinin tahsili amacı ile başlatılan takibe vaki itirazın iptali davasıdır. Davalı, davacıya borcunun olmadığını, dava konusu bedelin bir kısmını peşin olarak elden ödediğini, kalan kısmını ise davacıya oğlak vererek tamamladığını belirterek davanın reddini dilemiştir. Mahkemece, taraflar arasında düzenlenen belgenin yazılı delil niteliğinde sayılabilecek bir belge olmadığı ancak taraflar arasındaki sözleşmenin varlığına karine olabilecek bir yazılı delil başlangıcı niteliğinde olduğu kanaatine varılarak tanıklar dinlenmiş ve tanık beyanları doğrultusunda, davalının borcu ödediği kanaatine varılarak davanın reddine karar verilmiş ise de; taraflar arasında büyükbaş hayvan alım satımı yapıldığı hususu tarafların kabulünde olup, uyuşmazlık konusu değildir. Uyuşmazlık, davalı tarafın savunmasına göre borcun ödendiği hususundadır. İcra takibine dayanak belge altındaki imzanın davalıya ait olduğu, davalının kabulünde olup anılan belge, HMK 199. maddesi uyarınca yazılı belge niteliğinde olup yazılı delil başlangıcı niteliğinde değildir. HMK 201. madde uyarınca senede bağlı her çeşit iddiaya karşı ileri sürülen ve senedin hüküm ve kuvvetini ortadan kaldıracak veya azaltacak nitelikte bulunan hukuki işlemler, ikibinbeşyüz Türk Lirasından az bir miktara ait olsa bile tanıkla ispat olunamaz. İspat yükü kendisinde olan davalının ödeme iddiasını, aynı kuvvette delil ile kanıtlaması gerekmektedir. Mahkemece, takip konusu belge, yazılı delil başlangıcı sayılarak ve davalı tanıkları dinlenerek yanılgılı gerekçe ile davanın reddine karar verilmesinde isabet bulunmamaktadır.
Az yukarıda sayılan ilkeler gözönüne alınarak tarafların gösterdiği deliller değerlendirilerek sonucuna uygun bir karar verilmesi gerekirken, davanın reddine karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olup, bozmayı gerektirir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle hükmün davacı yararına BOZULMASINA, HUMK’nun 440/III-1 maddesi uyarınca karar düzeltme yolu kapalı olmak üzere, 17/09/2019 gününde oybirliğiyle karar verildi.