Ceza Genel Kurulu 2017/213 E. , 2017/257 K.
"İçtihat Metni"
Kararı veren
Yargıtay Dairesi : 11. Ceza Dairesi
Mahkemesi :Asliye Ceza
Günü : 14.07.2014
Sayısı : 436-448
Vergi Usul Kanununa muhalefet suçundan sanık ..."nın 213 sayılı VUK"nun 359/b-1-son ve TCK"nun 62, 53 ve 51. maddeleri uyarınca 15 ay hapis cezası ile cezalandırılmasına, hak yoksunluğuna ve ertelemeye ilişkin, İzmir 13. Asliye Ceza Mahkemesince verilen 29.12.2011 gün ve 220-824 sayılı hükmün, sanık müdafii tarafından temyiz edilmesi üzerine dosyayı inceleyen Yargıtay 11. Ceza Dairesince 22.04.2014 gün ve 26338-7864 sayı ile;
“1-Sanığın ".... İnşaat Sanayi Taahhüt Ticaret Ltd. Şti.nin ortakları ben ve annem Nuran Tokatlı"dır, şu anda şirket faaliyette değildir. 2005 yılında şirketin yetkili temsilcisi bendim. Ben ve annem ticari amaçla bu şirketi kurmuştuk, ancak birtakım şeyler yürümedi. Şirketi sahte fatura düzenlemek için kurmuş değiliz. Ben sahte fatura düzenlemedim, lehine sahte fatura düzenlendiği iddia edilen Efeler Vergi Dairesi mükellefi Koçu İnşaat Taahhüt Nakliyat Turizm Oto Alım Satım Gıda Sanayi Ticaret Ltd. Şti.ni de bilmiyorum. Benim yöneticisi olduğum .... Şirketinin faturalarının kim tarafından kesildiğini de bilmiyorum." şeklindeki savunması, suça konu sahte faturalar düzenlenmeden önce 26.08.2005 tarihinde sahibi olduğu şirkete ait faturaların kardeşi ... tarafından imzalanması nedeniyle Cumhuriyet Başsavcılığına şikâyet dilekçesi sunması, düzenlenen faturaları kullandığı iddia olunan ve hakkında vergi tekniği raporu hazırlanan Koçu İnşaat Ltd. şirketi yetkilisi ...."nun faturaları bir kadından almadığı yönündeki beyanı karşısında; gerçeğin kuşkuya yer vermeyecek şekilde belirlenmesi bakımından faturalar üzerinde imza ve yazı incelemesi yaptırılması, sanığın kardeşi ..."nın tanık olarak dinlenilmesi, sahte fatura kullanmak eyleminden hakkında vergi tekniği raporu düzenlenen ....hakkında, kamu davasının dosyamızı ilgilendiren evraklarının onaylı suretlerinin alınması ve adı geçen bu kişiden faturaları hangi ticari ilişki nedeniyle kimden aldığının sorulmasından sonra sonucuna göre hukuki durumun değerlendirilmesi yerine eksik inceleme ile yetinilerek yazılı şekilde hüküm kurulması,
Kabule göre de;
2-5237 sayılı TCK"nun 53. maddesinin 1. fıkrasının (a), (b), (d), (e) bentlerinde yer alan hak yoksunluklarının hapis cezasının infazının tamamlanıncaya kadar, (c) bendinde yer alan hak yoksunluğunun, aynı maddenin 3. fıkrasına göre koşullu salıverilen hükümlünün kendi alt soyu üzerindeki velayet, vesayet kayyımlık yetkileri açısından koşullu salıverilmeye kadar uygulanabileceği gözetilmeden yazılı şekilde hüküm kurulması,
3-5237 sayılı TCK"nun 51/7. maddesinde "hükümlünün deneme süresi içinde kasıtlı bir suç işlemesi veya kendisine yüklenen yükümlülüklere hâkimin uyarısına rağmen uymamakta ısrar etmesi halinde ertelenen cezanın kısmen veya tamamen infaz kurumunda çektirilmesine karar verileceğinin" belirtilmesi karşısında; mahkemece "denetim süresi içinde kasıtlı bir suç işlemesi halinde sanığın ertelenen cezasının infaz kurumunda çektirilmesine" karar verilerek infazı kısıtlayacak şekilde hüküm tesisi” isabetsizliklerinden bozulmasına karar verilmiştir.
Yerel mahkeme ise 14.07.2014 gün ve 436-448 sayı ile;
“Yargıtay 11. Ceza Dairesinin bozma ilamında bir numaralı bentte belirtilen bozma sebepleri açısından sahte faturayı kullanan Koçu inşaatın vergi suçu raporu dosyada mevcut olduğundan, Koçu inşaatın yetkilisi ....tanık olarak mahkememiz tarafından istinabe yolu ile dinlenmiş olduğundan, bu tanık her ne kadar faturaları bir bayandan almadım demiş ise de, fatura aldığı kişiler, şirketin çalışanları olabileceğinden, bilirkişi raporunun usul ve yasaya uygun olduğu" gerekçesiyle, Özel Daire bozma ilamının iki ve üç numaralı bozma nedenlerine uymuş, bir numaralı bozma nedenine ise direnerek sanığın önceki hükümdeki gibi cezalandırılmasına karar vermiştir.
Bu hükmün de sanık müdafii tarafından temyiz edilmesi üzerine, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının 16.06.2016 gün ve 316398 sayılı “bozma” istekli tebliğnamesiyle Yargıtay Birinci Başkanlığına gönderilen dosya, Ceza Genel Kurulunca 07.12.2016 gün ve 1005-1052 sayı ile; 6763 sayılı Kanunun 38. maddesi ile 5320 sayılı Kanuna eklenen geçici 10. madde uyarınca kararına direnilen daireye gönderilmiş, aynı madde uyarınca inceleme yapan Yargıtay 11. Ceza Dairesince 02.03.2017 gün ve 108-1534 sayı ile, direnme kararının yerinde görülmemesi üzerine Yargıtay Birinci Başkanlığına gönderilen dosya, Ceza Genel Kurulunca değerlendirilmiş ve açıklanan gerekçelerle karara bağlanmıştır.
TÜRK MİLLETİ ADINA
CEZA GENEL KURULU KARARI
Özel Daire ile yerel mahkeme arasında oluşan ve Ceza Genel Kurulunca çözümlenmesi gereken uyuşmazlık; sanığa atılı Vergi Usul Kanununa muhalefet suçunun sübutu bakımından eksik araştırma ile hüküm kurulup kurulmadığının belirlenmesine ilişkindir.
İncelenen dosya kapsamından;
Dosyada yer alan ticaret sicil gazetesi örneklerine göre; sanığın suç tarihlerinde .... İnşaat Sanayi Taahhüt Ticaret Limited Şirketi"nin ortağı ve yetkili müdürü olduğu,
28.12.2010 tarihli vergi tekniği ve vergi suçu raporlarında özetle; mükellef .... İnşaat Sanayi Taahhüt Ticaret Limited Şirketi"nin adresinde yapılan 02.02.2005 tarihli yoklamada mükellefin adreste bulunmadığının, vergi dairesi tarafından yapılan yoklamalar sonucunda mükellef iş yerinde bulunmadığından 30.11.2005 tarihi itibarıyla mükellefiyetinin resen terkin ettirildiğinin, mükellef şirketçe düzenlenen 17.12.2005 ve 20.12.2005 tarihli faturaların sahte belge olarak değerlendirilmesi gerektiğinin belirtildiği,
Sanığın, suça konu sahte faturaların düzenlenme tarihinden önce verdiği şikayet dilekçesine istinaden 26.08.2005 tarihinde kollukta verdiği ifadesinde özetle; .... İnşaat Sanayi Taahhüt Ticaret Limited Şirketi"nin yetkili müdürü olmasına rağmen kendisinin imzalaması gereken faturaları, bilgisi ve rızası dışında kardeşi ...’nın imzaladığını, kardeşi hakkında şikâyetçi olduğunu beyan ettiği, bu hususla ilgili yapılan soruşturma sonucunda ... hakkında 21.12.2005 tarihinde kovuşturmaya yer olmadığına karar verildiği,
21.12.2011 tarihli bilirkişi raporunda özetle; suça konu faturaların, mükellef şirketçe beyan edilmemesi ve şirketin faaliyette olmadığının tespit edildiği tarihten sonra düzenlenmesi nedeniyle sahte belge kapsamında olduğunun anlaşıldığı, sanığın suç tarihinde şirketin kanuni temsilcisi olduğu, 26.08.2005 tarihinde kardeşi ... hakkında yaptığı şikâyetin, suçun muhatabını değiştirip değiştirmeyeceği hususunun takdirinin mahkemeye ait olduğu bilgilerine yer verildiği,
Anlaşılmaktadır.
Tanık ....06.09.2011 tarihinde mahkemece talimatla alınan beyanında özetle; .... Limited Şirketinden aldığı malzemeler karşılığında suça konu faturaların kendilerine verildiğini, faturaları kendilerine veren kişinin bayan olmadığını ifade etmiştir.
Sanık mahkemede; .... İnşaat Sanayi Taahhüt Ticaret Limited Şirketini annesi ile birlikte ticari amaçla kurduklarını, 2005 yılında şirket temsilcisinin kendisi olduğunu, ancak işlerin yürümediğini, şirketi sahte fatura düzenlemek için kurmadıklarını, lehine sahte fatura düzenlendiği iddia olunan Koçu İnşaat Şirketini ve bu şirketin kime ait olduğunu bilmediğini, faturaları kendisinin düzenlemediğini savunmuştur.
Ceza muhakemesinin amacı, usul kurallarının öngördüğü ilkeler doğrultusunda, somut gerçeğin her türlü şüpheden uzak biçimde kesin olarak ortaya çıkarılmasıdır. Gerek 1412 sayılı CMUK, gerekse 5271 sayılı CMK; adil, etkin ve hukuka uygun bir yargılama yapılarak maddi gerçeğe varmayı amaç edinmiştir. Bu nedenle, ulaşılma imkânı bulunan bütün delillerin ele alınıp değerlendirilmesi gerekmektedir. Diğer bir deyişle, adaletin tam olarak gerçekleşebilmesi için, maddi gerçeğe ulaşma amacına hizmet edebilecek tüm kanuni delillerin toplanması ve tartışılması zorunludur.
Bu açıklamalar ışığında somut olay değerlendirildiğinde;
Suça konu faturaların iki adet olması, sanığın istikrarlı olarak üzerine atılı suçlamayı inkâr etmesi, faturaların düzenleme tarihinden önce kardeşi Bülent hakkında şirkete ait faturaları kendisi adına, bilgisi ve rızası dışında imzaladığı iddiasıyla şikâyette bulunması, faturaları kullanan şirket yetkilisi tanık ....’nun, faturaları bir bayandan almadığını belirtmesi karşısında; suça konu sahte faturalar üzerindeki yazı ve imzalarla ilgili bilirkişi incelemesi yaptırılması, sanığın kardeşi ..."nın tanık olarak dinlenilmesi, hakkında sahte fatura kullanmak eyleminden vergi tekniği raporu düzenlenen ....hakkında kamu davası açılıp açılmadığının araştırılması, açılmış ise inceleme konusu dava ile ilgili belgelerin onaylı örneklerinin dosya içine konması ve ...."nun suç konusu faturaları hangi ticari ilişki nedeniyle kimden aldığı hususunda ayrıntılı beyanının alınmasından sonra, tüm deliller birlikte değerlendirilerek, sonucuna göre sanığın hukuki durumunun belirlenmesi gerekirken, eksik araştırma ile hüküm kurulması usul ve kanuna aykırıdır.
Bu itibarla, yerel mahkeme direnme hükmünün, eksik araştırma ile hüküm kurulması isabetsizliğinden bozulmasına karar verilmelidir.
SONUÇ:
Açıklanan nedenlerle;
1-İzmir 13. Asliye Ceza Mahkemesinin 14.07.2014 gün ve 436-448 sayılı direnme hükmünün, eksik araştırma ile hüküm kurulması isabetsizliğinden BOZULMASINA,
2-Dosyanın, mahalline gönderilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına TEVDİİNE, 09.05.2017 tarihinde yapılan müzakerede oybirliğiyle karar verildi.