10. Hukuk Dairesi Esas No: 2015/4885 Karar No: 2017/2603 Karar Tarihi: 28.03.2017
Yargıtay 10. Hukuk Dairesi 2015/4885 Esas 2017/2603 Karar Sayılı İlamı
10. Hukuk Dairesi 2015/4885 E. , 2017/2603 K.
"İçtihat Metni"
Mahkemesi :Asliye Hukuk (İş) Mahkemesi
Dava, borçlu olmadığının tespiti istemine ilişkindir. Mahkemece ilamında belirtildiği şekilde davanın kabulüne karar verilmiştir. Hükmün, davalı Kurum vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine, temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hâkimi ... .... Yavaş tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi. 21.07.2004 gün ve 25529 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanarak, öngördüğü istisnalar dışındaki hükümleri yayım tarihinde yürürlüğe giren, 14.07.2004 tarih ve 5219 sayılı “Çeşitli Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun” ve ayrıca 5236 sayılı Kanun, katsayı artışı da uygulanmak suretiyle bu kanunların yürürlük tarihinden sonra yerel mahkemelerce verilen hükümler yönünden 2014 yılı için 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu’nun 427’nci maddesindeki temyiz (kesinlik) sınırını 1.890,00 TL. olarak değiştirmiştir. Kesinlik sınırı kamu düzeni ile ilgilidir. Temyiz sınırı belirlenirken yalnız dava konusu edilen taşınır malın veya alacağın değeri dikkate alınır. Faiz, icra (inkar) tazminatı, vekalet ücreti ve yargılama giderleri hesaba katılmaz. Alacağın bir kısmının dava edilmiş olması halinde temyiz (kesinlik) sınırının saptanmasında alacağın tamamının gözetilmesi; tümü dava konusu yapılan bir alacağın kısmen kabulünde ise temyiz (kesinlik) sınırının belirlenmesinde kabul ve reddedilen miktarların esas alınması, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun Geçici 3. maddesi delaletiyle, mülga 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu’nun 427’nci maddesi hükmü gereğidir. Somut olayda, tespit ve kabule konu alacak tutarı 186,91 TL olup, davanın kesinlik sınırı, yukarıda değinilen temyiz (kesinlik) sınırının altında bulunduğundan, anılan karara karşı temyiz yoluna başvurulması miktar itibariyle mümkün değildir. Hal böyle olunca, davalı Kurum vekilinin temyiz dilekçesinin miktar itibariyle, kesinliği nedeniyle reddi gerekir. SONUÇ : Yukarıda açıklanan nedenle davalı kurum vekilinin temyiz dilekçesinin REDDİNE, 28.03.2017 gününde oybirliği ile karar verildi.