4. Ceza Dairesi 2012/17141 E. , 2014/144 K.
"İçtihat Metni"Tebliğname No : 2 - 2010/251794
MAHKEMESİ : Ankara 4. Sulh Ceza Mahkemesi
TARİHİ : 06/07/2010
NUMARASI : 2009/363 (E) ve 2010/745 (K)
SUÇ : Hakaret
Yerel Mahkemece verilen hüküm temyiz edilmekle, başvurunun süresi ve kararın niteliği ile suç tarihine göre dosya görüşüldü:
Temyiz isteğinin reddi nedenleri bulunmadığından işin esasına geçildi.
Vicdani kanının oluştuğu duruşma sürecini yansıtan tutanaklar belgeler ve gerekçe içeriğine göre yapılan incelemede başkaca nedenler yerinde görülmemiştir.
Ancak;
1- Hakaret fiillerinin cezalandırılmasıyla korunan değer, kişilerin onur, şeref ve saygınlığı üzerindeki hakları olup, bu suçun oluşabilmesi için fiilin, gerçek bir kişinin belirtilen kişilik haklarını rencide edecek şekilde işlenmesi gerekmektedir. Bir hareketin tahkir edici olup olmadığı bazı durumlarda nispi olup, zamana, yere ve duruma göre değişebilmektedir. Kamu görevlileri veya sivil vatandaşa yönelik her türlü ağır eleştiri veya rahatsız edici sözlerin hakaret suçu bağlamında değerlendirilmemesi, sözlerin açıkça, onur, şeref, ve saygınlığı rencide edebilecek nitelikte somut bir fiil veya olgu isnadını veya sövmek fiilini oluşturması gerekmektedir. Hakaret suçu, Anayasanın 24 ila 30. maddeleri ile Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesinin 9 ve 10. maddelerinde düzenlenen ifade hürriyetinin sınırlarını oluşturmaktadır. Suçu oluşturan eylem bakımından failin ifade hürriyeti, mağdur yönünden ise onur, şeref ve saygınlığı ile din, vicdan ve kanaat hürriyetine ilişkin temel kişilik hakları çatışmaktadır. Uyuşmazlığın çözümü, sözü edilen karşılıklı hakların dengelenmesini gerektirmektedir. Ancak, ileri sürülen bir düşünceyle bağlantısı bulunmayan, esasında düşünce açıklaması vasfında da görülemeyen sövme niteliğindeki fiillerin ifade özgürlüğünden yararlanamayacağı açıktır.
İncelenen dosyada; sanığın Ankara 6. Sulh Hukuk Mahkemesi"nde aleyhine açılan davada sunduğu cevap dilekçesinde yer alan iddianameye konu "...Apartmanda sadece benimle ilgili hukuki işlere bakar ve davalarla ilgili apartman adına yatırmış olduğum paralardan aldığı yaşa dışı faiz, masraf vs. adı altındaki paraların dışında ayrıca apartmandan maaş da almaktadır. Sayemde yaklaşık 5 yıldır maddi yönden iyi bir mesleki aşama yapmış bulunmaktadır. Benimde avukatım konumundaki bu kişi para kazanmak, en azından olur olmaz şeylere bile dava açarak avukatlık ücreti kazanabilmek adına çaba göstermektedir. İşte bu dava da yasal olarak hiçbir dayanağı olmayan, sanki dava açmış olmak için açılan bir davadır..." ve " ...Bütün bu izah edilenler karşı tarafın hukuki zaafı ve telaşının bir tezahürüdür. Dava dilekçesindeki bütün iddialar savsatadan başka bir şey değildir..." biçimindeki beyanları ile davayı kazanmayı amaçlayıp, bu ifadelerin TCK"nın 128. maddesinde düzenlenen iddia ve savunma dokunulmazlığı kapsamında kaldığı ve katılanın onur, şeref ve saygınlığını rencide edici boyutta olmayıp, eleştiri niteliğinde bulunması nedeniyle, hakaret suçunun unsurlarının somut olayda oluşmadığı gözetilmeden, sanığın mahkumiyetine karar verilmesi,
2-Kabule göre de, TCK"nın 53/1-(c) maddesinde yer alan hak yoksunluğunun kendi alt soyu üzerindeki velayet, vesayet ve kayyımlık yetkileri yönünden koşullu salıverme tarihine kadar, diğer kişilere karşı belirtilen yetkiler yönünden mahkum olunan hapis cezasının infazı tamamlanıncaya kadar geçerli olacağının gözetilmemesi,
Kanuna aykırı ve sanık A.. S.."ün temyiz nedenleri yerinde görüldüğünden tebliğnamedeki onama düşüncesinin reddiyle HÜKMÜN BOZULMASINA, yargılamanın bozma öncesi aşamadan başlayarak sürdürülüp sonuçlandırılmak üzere dosyanın esas/hüküm mahkemesine gönderilmesine, 13.01.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.