Esas No: 2016/302
Karar No: 2016/4748
Yargıtay 20. Hukuk Dairesi 2016/302 Esas 2016/4748 Karar Sayılı İlamı
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Kadastro Mahkemesi
Taraflar arasındaki yapılan kadastro tespitine itiraz davasının yargılaması sonunda kurulan hükmün Yargıtayca duruşmalı olarak incelenmesi davacı ... vekili Av. ... tarafından istenilmekle, tayin olunan 19/04/2016 günü için yapılan tebligat üzerine, temyiz eden davacı ... ile diğer taraftan davalı ... Yönetimi vekili Av.... ile davalı ... vekili Av. ... geldiler, başka gelen olmadı, açık duruşmaya başlandı. Süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçelerinin kabulüne karar verildikten sonra, gelenlerin sözlü açıklamaları dinlendi, duruşmanın bittiği bildirildi. İş karara bırakıldı. Daha sonra dosya içindeki tüm belgeler incelenip, gereği düşünüldü:
K A R A R
Kadastro sırasında, ...köyü 107 ada 79, 80, 90, 98, 99 ve 103 ada 266 sayılı sırasıyla 205,23 m2, 20,32 m2, 604,50 m2, 1991,81 m2, 311,64 m2 ve 1074,77 m2 yüzölçümündeki taşınmazlar tarla, bahçe ve harman niteliğiyle davalılar...adlarına, 103 ada 263 sayılı parsel 56313 m2 yüzölçümü ile ham toprak niteliği ile ... adına tespit edilmiştir.
Davacı ... 90, 98 ve 99 sayılı parseller içinde yolu bulunduğu, diğer parsellerde ise hissesi olduğu iddiasıyla dava açmıştır.
Mahkemece; davanın kabulüne, 107 ada 99 parselin, (F)=110 m2, 98 sayılı parselin, (D)=30 m2 ve 90 sayılı parselin (E)=135 m2 bölümlerinin yol olarak terkinine, 107 ada 79 sayılı parselin 1/3 hissesinin ... mirasçıları adına, kalan kısmın...ile ... adına, 107 ada 80 sayılı parselin 2/3 payının ... mirasçıları, kalan kısmın ... adına, 103 ada 263 ve 266 sayılı parsellerin davacı adına tesciline karar verilmiş; davacı ... tarafından (A), (B) ve (C) harfli bölümlerin de kendisine ait olduğu gerekçesiyle, davalı ....tarafından eksik araştırma ve inceleme yapıldığı gerekçesiyle ve davalı ... tarafından da 103 ada 263 sayılı parsele yönelik olarak temyiz edilmesi üzerine hüküm, Yargıtay 20. Hukuk Dairesinin 12/05/2009 gün ve 2009/6481 E. - 8013 K. sayılı ilâmıyla bozulmuştur.
Hükmüne uyulan bozma kararında özetle; “Mahkemece yapılan araştırma ve inceleme hükme yeterli değildir.
1- Davacı ..., 26.03.2007 günlü dilekçesi ile süresinde kadastro mahkemesine açtığı davada davalılar adına tespit edilen 107 ada 90, 98 ve 99 sayılı parseller içerisinde kendisine ait kuzey tarafdaki 114 sayılı parsele giden yolu bulunduğunu, bu bölümün paftasında yol olarak gösterilmesini istemiş, mahkemece 90 sayılı parsel içinde (E) harfi ile işaretli, 98 sayılı parsel içinde (D) harfi ile işaretli, 99 sayılı parselin (F) harfi ile işaretli bölümlerinin ifrazen yol olarak terkinine karar verilmiş, parsellerin kalan bölümlerinin kim ve kimler adına tescil edileceği konusunda hüküm kurmamıştır. Kadastro hâkiminin düzenli sicil oluşturma görevi vardır. Parsellerin kalan bölümleri hakkında hüküm kurulmamış olması isabetsiz olduğu gibi, yol olarak terkinine karar verilen (D), (E) ve (F) harfleri ile işaretli bölümler hakkındaki araştırma ve inceleme yetersizdir.
3402 sayılı Kadastro Kanununun 25/son maddesi gereğince kadastro tutanağının düzenlendiği günden sonra doğan haklar ile mahkemeden yenilik doğurucu hüküm almayı gerektiren dava ile ilgili isteklerin incelenmesi kadastro mahkemesinin görevi dışındadır. Yol olduğu iddia edilen bölümler 90, 98 ve 99 sayılı parseller içinde iseler bu parsellerin tespit malikleri tarafından kullanılıyorsa davacının isteğinin geçit hakkına dayalı olduğu ve mahkemeden yenilik doğurucu hüküm almayı gerektirir istek olduğu ve bu tür davaların da kadastro mahkemesince incelenemeyeceği gözönünde bulundurularak, davaya bakma görevinin asliye hukuk mahkemesinde olacağı gözönünde bulundurularak, dava dilekçesinin görev yönünden reddine ve 107 ada 90, 98 ve 99 sayılı parsellerin tespit gibi malikleri adına payları oranında tesciline karar verilmesi gerekir.
Bu konuda yapılan araştırma ve inceleme yetersizdir. Taraflardan tanık istenmemiş, dinlenen yerel bilirkişi bilgisi olmadığını söylemiş, tespit bilirkişileri bu yerlerin kadim yol olup olmadığı konusunda beyanda bulunmamış, sadece davacının kuzey tarafında tarla ve bahçesine gitmek için bu parseller içinden geçtiğini söylemişler, daha sonra verdikleri dilekçe ile beyanlarının yanlış olduğunu, burada eski bir yol olmadığını bildirmişlerdir.
O halde; taraflardan 3402 sayılı Kadastro Kanununun 28. maddesi gereğince delillerini bildirmesi istenmeli, bundan sonra taraf tanıkları ve yerel bilirkişiler huzuruyla yapılacak keşifte hükme dayanak yapılan krokide (D), (E) ve (F) harfleri ile işaretli bölümlerin kadim yol olup olmadıkları, yol varsa bu yolun ne zamandan beri kimler tarafından nasıl kullanıldığı yerel bilirkişi ve tanıklardan ayrıntılı, maddi olaylara dayalı olarak sorulmalı, taşınmaz maliklerinin rızası ile ve geçici olarak yılın belli mevsimlerinde ve zamanlarda örf adet gereği taşınmaz üzerinden gelip geçmenin bu yerin eski yol yeri olamayacağı düşünülmeli, bu yerlerin eski ve kadim yol yeri olmadığının belirlenmesi halinde davanın reddine ve parselin tespit malikleri adına tescili ile yol isteği hakkında yine görevsizlik kararı verilmelidir.
2- Yine davacı dilekçesinin 2. bendinde eski yol yerinin davalılardan .... tarafından kendisine ait yol yeri olduğunu bildirmiş, ancak bu yerin kadastro sırasında hangi parsele ilave edilerek tespit edildiğini, ya da tespit tutanağı düzenlenmeyerek yol olarak paftasında gösterilip gösterilmediğini bildirmemiş, mahkemece de bu konuda bir araştırma yapılmamıştır.
Öncelikle, yapılacak keşif sırasında dava dilekçesinin 2. bendinde dava konusu edilen yerin neresi olduğu davacıya açıklattırılarak fen bilirkişi tarafından yerinin belirlenmesi, bu yer davacı .... adına tespiti yapılan parselin çapı içinde gösterilmişse davanın esası incelenerek bu yerin eski yol yeri olup olmadığı yerel bilirkişi ve taraf tanıklarından sorularak tarafların delillerine göre karar verilmelidir. Şayet bu yer Veysel Karani ya da diğer davalılar adına tespit edilen parsellerin çapı içinde olmayıp, başka bir parselin çapı içinde ise, davalılar adına tescilleri yapılan parsel tutanaklarının kesinleşmiş olduğu nazara alınarak davacıların iddia ettiği parsel malikleri aleyhine dava açmakta serbest olduğuna karar verilmelidir. Yine dava edilen yol bölümünün herhangi bir parsel içinde değilse paftada yol olarak gösterilmesine, bu takdirde davacının hukukî yararı yokluğundan davasının reddine karar verilmelidir.
3- Davacı, dava dilekçesinin 5. bendinde 104 ada 79 sayılı parselde 1/3 payı olduğunu, ancak kendisine 2/8 pay yazıldığını bildirerek dava açmıştır. 107 ada 79 sayılı parselin dosyadaki tespit tutanağına göre 6/8 pay ... ve 1/8’erden 2/8 payı da...ve ... adına tespit edilmiştir. Davacının iddia ettiği gibi, kendisi adına 2/8 pay tespit edilmemiştir. Mahkemece bu olgu üzerinde durularak iddiası sorulmalı, şayet dava konusu ettiği taşınmazın ada ve parsel numarasında hata yapılmışsa doğru parsel numarası tespit edilerek tespit tutanağı getirtilip o parselin tespiti davalılar adına yapılmışsa davanın süresinde açıldığı gözönünde bulundurularak davanın esası incelenip sonucuna göre karar verilmelidir. Şayet davacı dilekçesinde yazıldığı gibi, 107 ada 79 parseli de dava ediyorsa iddiası açıklattırılarak bu parseli hangi nedenle dava ettiği sorulup, yine deliller toplanarak sonucuna göre karar verilmelidir.
4- Yine, davacı dilekçesinin 3. bendinde kendisine ait 103 ada 277 sayılı parselin güney tarafında bulunan eski pey yerlerinin davalı ... adına tespit edilen 103 ada 263 sayılı
(56.313,50 m2) parsel içinde olduğunu bildirmiş ve 263 sayılı parselin tamamını dava etmemiştir. Hal böyle olduğu halde, mahkemece davacı tarafın dava ettiği yerlerin 263 nolu parsel içinde hangi bölümü dava ettiği sorulmadan ve yeterli inceleme yapılmadan parselin tamamının davacı ... adına tesciline karar verilmiştir. Dosya içinde bulunan Kadastro Mahkemesinin 10.05.2007 gün ve 513 sayılı yazısı ve aynı gün temyiz incelemesi yapılan Sulh Hukuk Mahkemesinin 2007/175 Esas (Dairenin 2009/4687) dosyası içindeki bilgi ve belgelere göre 263 sayılı parselin bir kısmının bitişikteki 103 ada 264 numaralı orman parseli ile birlikte Kadastro Komisyonunun 26.06.2006 günlü düzenlediği tutanakta 133.668,46 m2 olarak ... adına orman niteliği ile tespit tutanağı düzenlendiği ve 01.07.2006 – 31.07.2006 tarihleri arasında kısmî ilâna çıkartıldığı, 264 sayılı parselin çapının incelenmesinde 264 sayılı parselin bir kısmının aynı ada 263 sayılı parsel içinde gösterilerek 263 sayılı parselin 18.04.2006 tarihinde tespit tutanağı düzenlenip 24.02.2007 – 26.03.2007 tarihleri arasında diğer kültür arazilerinin tespit tutanakları ile birlikte ilâna çıkarıldığı, 263 sayılı parselin 264 sayılı parsel içinde kalan bölümü ile 103 ada 266, 272, 273, 274, 275, 276 ve 277 sayılı parsellerin tamamının 264 sayılı orman nitelikli parsel çapı içinde kalıp, 01.07.2006 ve 31.07.2006 tarihleri arasında ilâna çıkarıldığı, ancak, bu durum gözönünde bulundurulmadan aynı yerlerin yeniden ve ikinci defa kadastro tespit tutanağı düzenlendiği ve bu yerler hakkında asliye ve sulh hukuk mahkemelerinde bir çok davaların açıldığı anlaşılmaktadır.
3402 sayılı Kanunun 22/1. maddesi gereğince ikinci kadastro bütün sonuçlarıyla hükümsüz sayılır ve süresinde dava açılmadığı takdirde ikinci defa yapılan kadastronun tapu müdürlüğünce re"sen iptal edilmesi gerekir.
264 sayılı orman parseli içinde ölçülüp ilâna çıkarılan taşınmaz içinde kalan 263 sayılı parselin bir bölümü ile 265, 266, 273, 274, 275, 276 ve 277 sayılı parseller dava konusu edildiğine göre, bu bölümlerin tapulama tespitlerinin iptal edilmesi ve bu bölümler hakkında orman kadastrosu yönünden 264 sayılı parsel hakkında açılan davalarda yöntemince orman ve zilyetlik araştırması yapılarak sonucuna göre karar verilmesi gerekir.
Diğer taraftan; ikinci kadastrosu yapılan 266 sayılı parsel 264 sayılı orman parselinin çap sınırı içinde tespiti yapılmış, diğer taraftan 25.04.2006 tarihinde ... adına zilyetliğe dayalı olarak bahçe niteliği ile tespit tutanağı düzenlenmiş ve Kadastro Mahkemesinin 2007/35, Dairenin 2009/6481 sayılı dosyasında ... tarafından ... aleyhine açılan dava kabul edilerek 266 parselin ... adına tesciline karar verilmiş, ancak Sulh Hukuk Mahkemesinin 2007/175 Esas (Dairenin 2009/4687) sayılı dosyasında ... tarafından Orman Yönetimi aleyhine açılan dava sonucu 266 sayılı parselin daha önce 264 sayılı orman parseli içine alındığı kabul edilerek, 266 sayılı parselin yine ... adına tesciline karar verilerek çelişki yaratılmıştır. 266 sayılı parselin tespit tutanağı kesinleşmemiştir. Askı ilân süresi içinde açılan davalar kadastro mahkemesinde görülmesi gerekirken, 266 sayılı parsel sulh hukuk mahkemesi kararı ile ... adına tescil edilmiş ve 2. kadastro durumu gözönünde bulundurulmamıştır. Bu nedenle; 263, 265, 266, 272, 273, 274 ve 277 sayılı parseller hakkında sulh, asliye ve kadastro mahkemelerinde açılan davaların tümünün temyize konu Kadastro Mahkemesinin 2007/35 sayılı dosyası ile birlikte görülmesi gerekir.” denilmiştir.
Mahkemece bozma ilâmına uyulmuştur.
Davacı .... Asliye Hukuk Mahkemesinin 2007/50 Esasına kaydı yapılan 03/07/2007 havale tarihli dilekçesi ile özetle, .... köyü 103 ada 265, 266, 275, 276 ve 277 parsel saylı taşınmazların kendisine ait olup zilyetliğinde iken orman parseli ile mükerrerlik oluşturduğu gerekçesiyle ölçülmediği iddiasıyla orman adına yapılan tespitin iptaliyle adına tescilini talep etmiş; mahkemece, Yargıtay 20. Hukuk Dairesinin 2009/4687 E. - 7962 K. sayılı ilâmında 103 ada 263, 264, 265, 266, 272, 273, 274 ve 277 parsel sayılı taşınmazlarla ilgili asliye, sulh ve kadastro mahkemelerindeki davaların birlikte görülmesi gerektiği açıklandığından görevsizlik kararı verilmiş, Kadastro Mahkemesinin 2010/32 Esasına kaydı yapılan dosya daha sonra irtibat nedeniyle Kadastro Mahkemesinin 2009/55 Esas sayılı dosyası ile birleştirilmiştir.
Davacı ..., .... Sulh Hukuk Mahkemesinin 2007/215 Esasına kaydı yapılan 20/06/2007 tarihli dava dilekçesi ile adına tespit edilen 103 ada 266 sayılı parselin, 103 ada 264 sayılı parsel ile mükerrer kadastroya tâbi tutulduğunu iddia ederek orman parselinin tapu kaydının iptaline karar verilmesini talep etmiş, mahkemece; davanın kabulüne, 103 ada 266 sayılı parselin tespit tutanağının iptaliyle ... adına tapuya tesciline karar verilmiş, davalı ... Yönetimi tarafından temyiz edilmesi üzerine hüküm, Yargıtay 20. Hukuk Dairesinin 12/05/2009 tarih ve 2009/4687 E. - 7962 K. sayılı ilamıyla; “266 sayılı parsel sayılı taşınmazın kadastro tespit tutanağı, Kadastro Mahkemesinin 2007/35 sayılı dosyasında davacı ... tarafından açılan dava nedeniyle kesinleşmediği, askı ilânı içinde açılan davaların kadastro mahkemesinde görülmesi gerektiğinden mahkemece görevsizlik kararı verilmesi” gerektiği gerekçesiyle bozulmuş, mahkemece, bozma ilâmına uyulduktan sonra davanın görev yönünden reddine karar verilmiş, Kadastro Mahkemesinin 2010/31 Esasına kaydı yapılmış daha sonra irtibat nedeniyle Kadastro Mahkemesinin 2009/55 sayılı dosyası ile birleştirilmiştir.
.... Kadastro Mahkemesinin HSYK tarafından kapatılması mahkemenin 2009/55 sayılı dosyası ... Kadastro Mahkemesinin 2013/55 Esasına kaydedilmiştir.
Mahkemece; 103 ada 265, 275, 276 ve 277, 103 ada 264 sayılı parsel ve 24/05/2012 tarihli fen bilirkişi raporu ve ekindeki krokide (B) harfiyle işaretli 56,23 m² ve (C) harfiyle işaretli bölümler ile 107 ada 82 parsel sayılı taşınmaz sınırları içinde kalan (B2) ile gösterilen 9,13 m²’lik bölüme yönelik davaların tefrikiyle mahkemenin yeni bir esasına kaydına karar verildikten sonra davanın kısmen kabulüne,
A) a)... köyü 107 ada 79 sayılı parselin ... adına yapılan 1/8 hissesine ve ... adına yapılan 1/8 hissesine ilişkin kadastro tespitinin iptaliyle,....köyü 107 ada 79 parsel sayılı taşınmazın 2/8 hissesinin davacı ... adına, 6/8 hissesinin tespit gibi...adına tapuya kayıt ve tesciline,
b) ... köyü 107 ada 79 sayılı parselin, fen bilirkişisi heyeti tarafından tanzim edilen 24/05/2012 havale tarihli fen bilirkişi raporu ve ekindeki Kroki:2"de (A) ve (B1) ile gösterilen bölümleri hakkındaki davanın reddine;
B) .... köyü 107 ada 90, 98 ve 99 sayılı parseller hakkındaki davanın görev yönünden reddine, davaya bakmakla görevli yetkili mahkemenin .... Asliye Hukuk Mahkemesi olduğuna,
... ili, .... ilçesi, .... köyü 107 ada 90, 98 ve 99 parsel sayılı taşınmazın tespit gibi tapuya kayıt ve tesciline;
C) a) ... ili, .... ilçesi, .... köyü 103 ada 263 parsel sayılı taşınmazın kadastro tespitinin ve kadastro tutanağının iptaline;
b) .... köyü 103 ada 263 sayılı parselin, 103 ada 264 sayılı parsel ile mükerrer tespit edildiği anlaşılan, 25/03/2015 havale tarihli fen bilirkişisi ek raporuna ekli haritada (X) ve (E) harfleri ile gösterilen bölümleri çıkarıldıktan sonra kalan, (T) harfi ile gösterilen 11505,68 m², (Z) harfi ile gösterilen 9112,81 m² ve (Y) harfi ile gösterilen 13844,52 m2 yüzölçümündeki bölümün, bulunduğu adanın son parsel numarası ile ... adına tapuya kayıt ve tesciline;
c) 24/05/2012 havale tarihli fen bilirkişi raporu ve ekindeki haritada (E) harfi ile gösterilen 267,43 m2"lik kısma yönelik davacı ... tarafından açılan davanın görev yönünden reddine, davaya bakmakla görevli yetkili mahkemenin .... Asliye Hukuk Mahkemesi olduğuna,
D) a) .... köyü 103 ada 266 sayılı parselin kadastro tespitinin ve kadastro tutanağının iptaline;
b) ... ili, .... ilçesi, 103 ada 264 sayılı parsel ile mükerrer tespit edildiği anlaşılan .... köyü 103 ada 266 parsel sayılı taşınmaz bölümüne yönelik davacı ... ve birleştirilen .... Kadastro Mahkemesinin 2010/31 Esas sayılı dosyası davacısı ... tarafından açılan davanın görev yönünden reddine, davaya bakmakla görevli yetkili mahkemenin .... Asliye Hukuk Mahkemesi olduğuna karar verilmiş; hüküm, davacı ... ve davalı ... Yönetimi tarafından temyiz edilmiştir.
Dava kadastro tespitine itiraz niteliğindedir.
Çekişmeli taşınmazların bulunduğu yerde orman kadastrosu 3402 sayılı Kanunun 4. maddesine göre yapılmıştır.
Dosya kapsamına ve mahkemece uyulan bozma kararı gereğince işlem yapılarak hüküm kurulmuş olduğuna, dava konusu 107 ada 90, 98 ve 99 sayılı parseller içinde olduğu iddia edilen yolların kadim yol olmadığı belirlendiğine, davacının 107 ada 79 sayılı parsel içinde müstakilen dava ettiği (A) ve (B1) işaretli bölümlere ilişkin davasını ispat edememiş olmasına ve 103 ada 264 sayılı parsel içinde mükerrerliği tespit edilen ve kadastro tespitleri orman parselinin tespitinden sonra yapılan 103 ada 263 ve 266 sayılı parsellerin kadastro tutanağının iptaline karar verilip bu parsellerin zeminde isabet ettiği bölümler yönünden ise 103 ada 264 sayılı parselin kadastro tutanağının kesinleştiği dikkate alınarak yazılı şekilde hüküm kurulmasında bir isabetsizlik bulunmadığına göre, yerinde görülmeyen temyiz itirazlarının reddiyle, usûl ve kanuna uygun olan hükmün ONANMASINA, temyiz incelemesinin duruşmalı yapılması nedeniyle 1.100,00.-TL vekâlet ücretinin davacıdan alınarak davalı Hazineye verilmesine, taraflarca 6100 sayılı HMK"nın 297/1-ç ve aynı Kanunun geçici 3. maddesi atfıyla HUMK"nın 440/I maddeleri gereğince Yargıtay Daire ilâmının tebliğinden itibaren ilâma karşı 15 gün içinde karar düzeltme isteğinde bulunulabileceğine, aşağıda yazılı onama harcının temyiz edenlere ayrı ayrı yükletilmesine 19/04/2016 günü oy birliği ile karar verildi.
Bu alandan sadece bu kararla ilintili POST üretebilirsiniz. Bu karardan bağımsız tamamen kendinize özel POST üretmek için TIKLAYINIZ
Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.