23. Hukuk Dairesi 2012/6565 E. , 2013/258 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Ticaret Mahkemesi
Taraflar arasında karşılıklı alacak ve itirazın iptali davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı asıl davanın reddine, karşı davanın kısmen kabulüne yönelik olarak verilen hüküm süresi içinde davacı-karşı davalı vekilince duruşmalı davalı-karşı davacı vekilince duruşmasız olarak temyiz edilmiştir. 5219 Sayılı Kanun ile yapılan değişiklik sonucu HUMK"nun 438/I. maddesindeki parasal sınır, 5236 sayılı Kanunun 19’uncu maddesiyle HUMK’na eklenen Ek-Madde 4’te öngörülen yeniden değerleme oranı da dikkate alındığında 2010 yılı için 14.510,00 TL’dir.
Temyize konu 2010 tarihli kararda dava değerinin 14.342,00 TL olması nedeniyle, duruşma isteğinin miktar yönünden reddiyle incelemenin evrak üzerinde yapılmasına karar verildikten ve temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
-K A R A R-
Davacı vekili, müvekkilinin 09.05.2006 tarihinde kooperatif üyesi olan dava dışı ..."dan B Blok 19 no"lu daireyi satın aldığını, kooperatif ortağı olmadığını, hakkında başlatılan icra takibi ile ortaklık aidatlarının istendiğini, yalnızca site yönetimi için kabul edilen aylık 200,00 TL"nin kendisinden talep edilebileceğini, 2006 yılı Mayıs ayından 2007 yılı Kasım ayına kadar bu miktarın çok üzerinde ödeme yaptığını ileri sürerek, fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydı ile haksız olarak tahsil edilen 14.342,00 TL"nin ödeme tarihlerinden itibaren avans faizi ile birlikte davalı kooperatiften tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı-karşı davacı vekili cevap ve karşı dava dilekçesinde; davacının ortak olmasa dahi tüm giderlere katılmak zorunda olduğunu, kooperatif hizmetlerinden ortaklar gibi faydalandığını, aidatların tahsili için yapılan takibe itirazın haksız olduğunu savunarak, asıl davanın reddine, karşı davanın kabulüne ile takibe yapılan itirazın iptaline karar verilmesini istemiştir.
Mahkemece, tarafların iddia ve savunmaları, toplanan kanıtlar, benimsenen bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamına göre; 13.05.2006 tarihli dilekçe ile davacının kooperatif ortağı olduğunu kabul ettiği, hazirun cetvelinde adının yazıldığı, fazla ödemesinin olmadığı, icra dosyasına yaptığı itirazın 945,00 TL alacak yönünden haksız olduğu gerekçesiyle, asıl davanın reddine, birleşen davanın kısmen kabulüne, 945,00 TL yönünden itirazın iptaline, takibin aylık %10 faiz yürütülmek suretiyle bu miktar yönünden devamına karar verilmiştir.
Kararı, taraf vekilleri ayrı ayrı temyiz etmiştir.
1-Asıl davaya ilişkin davacı-karşı davalı vekilinin temyizi yönünden:
Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle gerektirici sebeplere, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre, davacı-karşı davalı vekilinin temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.
2-Karşı dava yönünden davacı-karşı davalı vekilinin temyizi ve davalı-karşı davacı vekilinin katılma yoluyla temyizi yönünden:
5219 Sayılı Kanun ile yapılan değişiklik sonucu Hukuk Muhakemeleri Usulü Kanunu"nun (HUMK) 427. maddesinde öngörülen kesinlik sınırı, 5236 sayılı Kanun"un 19 uncu maddesiyle HUMK’na eklenen Ek-Madde 4’te öngörülen yeniden değerleme oranı da dikkate alındığında 2010 yılı için 1.430,00 TL"dir.
Karşı dava dilekçesinde, 1.318,00 TL yönünden icra takbine yapılan itirazın iptaline karar verilmesi talep edilmiş olup, mahkemece 945,00 TL yönünden itirazın iptaline ve takibin devamına karar verilmiştir. Davacı-karşı davalı aleyhine kabul edilen kısım, yukarıda anılan madde hükmüne göre temyiz sınırının altında kaldığı cihetle kesin niteliktedir. Kesin olan kararların temyiz istemleri hakkında mahkemece bir karar verilebileceği gibi, 01.06.1990 gün ve 1989/3 Esas, 1990/4 Karar sayılı İçtihadı Birleştirme Kararı uyarınca Yargıtay tarafından da karar verilebileceğinden, davacı-karşı davalı vekilinin karşı dava yönünden temyiz isteminin reddine karar verilmesi gerekmiştir.
Öte yandan, miktar itibariyle kesinlik sınırının altında kalan kararların katılma yolu ile temyizi de mümkün değildir. Bu itibarla, davalı-karşı davacı vekilinin karşı dava yönünden katılma yolu ile temyiz isteminin bu nedenle reddi gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda (1) nolu bentte açıklanan nedenlerle, davacı-karşı davalı vekilinin asıl dava yönünden tüm temyiz itirazlarının reddiyle usul ve kanuna uygun bulunan hükmün ONANMASINA, (2) nolu bentte açıklanan nedenlerle taraf vekillerinin karşı davaya ilişkin temyiz istemlerinin reddine, aşağıda yazılı onama harcının temyiz eden davacı-karşı davalıdan alınmasına, peşin alınan harcın davalı-karşı davacıya iadesine, kararın tebliğinden itibaren 15 gün içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere 21.01.2013 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.