Abaküs Yazılım
19. Hukuk Dairesi
Esas No: 2018/1718
Karar No: 2019/4471
Karar Tarihi: 24.09.2019

Yargıtay 19. Hukuk Dairesi 2018/1718 Esas 2019/4471 Karar Sayılı İlamı

Özet:


Davalı şirkete Euro bazında fiyat üzerinden plastik hammadde satan davacı şirket, faturalarda kur riski olduğunu belirtmiştir. Davalı, ihtarname ile fatura aslını geri iade etmiştir. Davacı alacak davasını açarak, toplam 31 adet faturadan kaynaklanan kur farkı alacağının 14.677,55 TL ile birlikte ticari faizi ile davalıdan tahsilini talep etmiştir. Mahkeme, davacının alacağının 9.403,52 TL olduğunu tespit ederek, davanın kısmen kabulüne karar vermiş ve davalıyı temerrüde düşürdüğünden yasal faize mahkum etmiştir. Kararda, satışın yabancı para cinsinden yapılması ya da sözleşmenin bulunması gereklidir, davacı alacağının bulunması için mahsup işlemine uyulması gerektiği ve davalının temerrüde düştüğü belirtilerek yerel mahkeme kararı bozulmuştur. Kanun maddeleri olarak Türk Borçlar Kanunu'nun 117. maddesi (ödeme tarihi), 157. maddesi (alaylı satış), 158. maddesi (kur farkı), 160. maddesi (temerrüt faizi) ve Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 71. maddesi (usulüne uygun atılan ihtarname) gösterilmiştir.
19. Hukuk Dairesi         2018/1718 E.  ,  2019/4471 K.

    "İçtihat Metni"


    MAHKEMESİ :Ticaret Mahkemesi

    Taraflar arasındaki alacak davasının bozma ilamına uyularak yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kısmen kabulüne kısmen reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davacı vekilince temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği görüşülüp düşünüldü.

    - KARAR -

    Davacı vekili, davacı şirketin davalı şirkete Euro bazında fiyat üzerinden anlaşma yaparak plastik hammadde sattığını, anlaşma gereği davalının ödemesini 90 gün vadeli olarak yapmasının kararlaştırıldığını, faturaların ise prosedür gereği TL olarak kesildiğini, kesilen faturalar üzerine "kur risklidir" ve "iş bu fatura bedeli vadesinde Euro olarak ödenecektir" şeklinde ibareler yazıldığını, davacının kestiği faturalarla ilgili olarak 14.677,55 TL tutarında kur farkı faturası düzenlendiğini, alacağını ihtarname ile davalıya bildirdiğini, davalının ise ihtarname aracılığıyla fatura aslını davacıya iade ettiğini ileri sürerek, toplam 31 adet faturadan kaynaklanan kur farkı alacağı olan 14.677,55 TL"nin 07.10.2013 tarihinden itibaren işleyecek ticari faizi ile birlikte davalıdan tahsiline, davalının haksız dava açılmasına sebebiyet vermesi nedeniyle fatura tutarının %20"si oranında tazminata karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
    Davalı vekili, taraflar arasında yaklaşık 1 yıllık ticari ilişki olduğunu, davacının satılan mallar karşılığında fatura kestiğini ve ücretlerini tahsil ettiğini, taraflar arasında daha önceden kur farkı talebi olmadığını, taraflar arasında bu konuda yazılı anlaşma bulunmadığını savunarak, davanın reddini istemiştir.
    Mahkemece verilen davanın reddi kararı, Dairemiz 2015/853 esas ve 2015/12740 karar sayılı, 14.10.2015 tarihli ilamı ile “ Davacı, davalıya Euro cinsinden mal sattığını ve bu hususun faturada belirtildiğini, ödemelerin faturada gösterilen 90 günden sonra yapıldığını, dolayısıyla kur farkı alacağı olduğunu ileri sürerek icra takibi başlatmış, itiraz üzerine iş bu dava açılmıştır. Kur farkı alacağının doğması için satışın yabancı para cinsinden yapılması yada sözleşmenin bulunması gereklidir. Davalının da kabulünde olan mal satış faturalarında birim fiyatının Euro cinsinden, ödeme vadesinin de 90 gün olduğu belirlenmiştir. Davalının bu tarihten sonraki ödemeleri nedeniyle davacı satıcının kur farkından doğan alacağının gerçekleştiğinin kabulü gerekir. Mahkemece tarafların iddia ve savunmaları değerlendirilip, satış ve ödeme tarihleri belirlenerek davacı alacağının tespiti gerekirken yazılı şekilde davanın reddine karar verilmesi doğru görülmemiştir.” gerekçesiyle bozulmuştur.
    Mahkemece bozmaya uyularak yapılan yargılama sonucunda, benimsenen 2. ek raporda davacının, davalı tarafından yapılan geç ödemeler sebebiyle doğan kur farkı alacağının 9.403,52 TL olduğunun tespit edildiği, bu bedelin, davalı 90 gün içinde ödeme yapmış olsaydı doğmayacağı; daha geç ödeme yapması sebebiyle, 90 günün sonundaki Euro"nun TL karşılığı ile fiili ödeme tarihindeki Euro"nun karşılığı arasındaki döviz artışından kaynaklandığı; taraflar arasındaki ilişki sebebiyle davacı zararının davalı yanca tazmini gerektiği; davanın icra inkar tazminatını da gerektiren bir dava olmadığı; davacının talebi nazara alınarak yasal faize hükmedildiği, temerrüt tarihi olarak da, iddiaya konu ihtarnamenin usulüne uygun tebliğ edilmemesi nedeniyle dava tarihinin kabulü gerektiği gerekçesiyle davanın kısmen kabulüne, 9.403,52 TL"nin dava tarihi olan 17.12.2013"den itibaren işleyecek yasal faizi ile davalıdan tahsiline, fazlaya dair taleplerin reddine karar verilmiş, hüküm davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
    1- Dosyadaki yazılara, mahkemece uyulan bozma kararı doğrultusunda inceleme yapılıp hüküm verilmiş olmasına, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına, bozmanın kapsamı dışında kesinleşmiş olan yönlere ilişkin temyiz itirazları incelenemeyeceğine göre, davacı vekilinin aşağıdaki bendin dışında kalan diğer temyiz itirazlarının reddi gerekmiştir.
    2- Mahkemece bozmaya uyulmuş, bozma kararı gereği bilirkişiden rapor alınmış ise de alınan ve bu rapora dayalı verilen karar bozma ilamına uygun olmamıştır. Mahkemece yapılması gereken iş, konusunda uzman bir bilirkişiye tarafların ticari kayıtları incelettirilip, davacının satış faturalarından, davalı tarafından yapılan 3 adet iade faturasına konu malların  ilgili olduğu fatura bedelinden mahsubu yapıldıktan sonra, her bir faturanın düzenlenme tarihini takip eden 90. günde ödenmesi gerektiğinden, fatura bedelinin (iade faturaları ile mahsubu yapılan satış faturalarının bakiye bedelinin) ödeme tarihindeki TL karşılığının saptanması, böylece davacının alacağının TL cinsinden bulunması, daha sonra davalının yaptığı TL ödemelerinin borçtan mahsubu ile geriye bir bakiye kalırsa bunun davacının kur farkı alacağını oluşturduğunun kabulü gerekir. Diğer taraftan davacının davalıyı temerrüde düşürmek için gönderdiği ihtarnamenin davalı şirket muhasebecisine tebliğ edilmiş olması nedeniyle ihtarın usulüne uygun  yapıldığının kabul edilerek, ihtar içindeki 3 günlük atıfet suresinin sonunda, davalının temerrüde düştüğünün kabulü gerekir. Bu nedenle mahkemenin, davalının temerrüdünün dava tarihinden başladığını kabulü doğru olmadığı gibi, temerrüt tarihinin hafta sonuna veya resmi tatile rastlaması durumunda temerrüt tarihinin iş gününe uzatılması şeklindeki değerlendirme de doğru değildir. 
    SONUÇ : Yukarıda (1) nolu bentte açıklanan nedenlerle davacı vekilinin diğer temyiz itirazlarının reddine, (2) nolu bentte açıklanan nedenlerle yerel mahkeme hükmünün BOZULMASINA, peşin harcın istek halinde temyiz eden davacıya iadesine, 24/09/2019 gününde oybirliğiyle karar verildi.






    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi