Davacı, Bağ-Kur kaydının iptaliyle, ödediği 1.180.00 YTL.primin iadesine ve 01.04.2005 tarihinden geçerli olmak üzere SSK."dan yaşlılık aylığı almaya hak kazandığının tespitine karar verilmesini istemiştir.
Mahkeme ilamında belirtildiği şekilde, isteğin kabulüne karar vermiştir.
Hükmün, davalı vekilleri tarafından temyiz edilmesi üzerine temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tesbit edildi.
1-Dosyadaki yazılara, toplanan delillere, hükmün dayandığı gerektirici nedenlere göre davalı S.G.K vekillerinin aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan diğer temyiz itirazlarının reddi gerekir.
2-Davacı 506 sayılı Yasa’ya tabi zorunlu ve isteğe bağlı sigortalı olduğu halde davalı Bağ-Kur’un kendisinden prim tahsil ederek sigortalılığını devam ettirdiğinden diğer davalı SSK’ca kendisine yaşlılık aylığı bağlanmadığından, Bağ-Kur sigortalılığının terkiniyle ödediği 1.180,00 YTL primin iadesi ve SSK’dan 1.4.2005 tarihinden geçerli olmak üzere yaşlılık aylığı bağlanmasını istemiştir.
Mahkemece, davacının 506 sayılı Yasa"ya tabi 1.3.1992-31.3.1992 tarihleri arasında 30 gün zorunlu, 1.9.1992-31.12.2000 tarihleri arasında 2880 gün isteğe bağlı sigortalı olduğu kabul edilerek 720 gün askerlik borçlanması ile birlikte toplam 3630 gün 506 sayılı Yasa’ya tabi isteğe bağlı sigortalılıktan 1.4.2005 tarihinden geçerli olmak üzere yaşlılık aylığına hak kazandığının tespitine, Bağ-Kur’a ödediği 1.180,00 YTL nin kendisine iadesine karar verilmiştir.
Dosyadaki kayıt ve belgelerden; davacının Ziraat Odasına 1.1.1974-11.3.2005 tarihleri arasında üye olduğu, Tarım Kredi Kooperatifine 1989-2003, Çukobirlik Kooperatifine 29.8.1989-8.1.2002 tarihleri arasında ortak olduğu, zirai arazisinin bulunduğu, sattığı ürün bedelinden 20.11.1996 tarihinde kesinti yapıldığı 20.6.1995 tarihli giriş bildirgesi ile 1.7.1995 tarihinde 2926 sayılı Yasa’ya tabi Tarım Bağ-Kur sigortalısı olarak tescil edildiği, 27.12.1995 tarihinde bir kez toplu olarak prim ödemesinde bulunduğu, davacının 7.2.1996 ve 5.10.2004 tarihlerinde terkin taleplerinde bulunduğu ancak 18.5.2005 tarihinde davalı Bağ-Kur’a 1.180,00 YTL prim ödediği, kurumca sigortalılığının devam ettirildiği, 506 sayılı Yasa’ya tabi zorunlu sigortalı çalışmalarının 1.3.1992-31.3.1992 tarihleri arasında 30 gün, isteğe bağlı sigortalılığının ise 1.9.1992-31.12.2000 tarihleri arasında toplam 1710 gün sigortalı olduğunun davalı Kurumca kabul edildiği ancak mahkemeye farklı prim ödeme belgeleri ibraz ettiği davacının 3.3.2005 tarihli aylık talebinin SSK’ca, 1.7.1995 tarihinden itibaren Bağ-Kur sigortalılığı devam ettiği gerekçesiyle reddedildiği, SSK"na 720 gün askerlik borçlanması yaptığı, Bağ-Kur tarafından davacının yaptığı prim ödemelerinin 1.12.1995-30.4.1996 ile 1.5.2005 - 30.6.2006 dönemini kapsadığının bildirildiği anlaşılmaktadır.
Davacının tarımsal faaliyeti ile ilgili kayıtları bir arada değerlendirildiğinde davacının 1.7.1995 tescil tarihinden 11.3.2005 tarihine kadar 2926 sayılı Yasa’ya tabi sigortalı olduğunun kabulü gerekir. Ancak davacının bu dönemde 1.9.1992 tarihinden başlayıp 31.12.2000 tarihine kadar devam eder şekilde 506 sayılı Yasa’ya tabi isteğe bağlı sigortalıdır.
Sosyal güvenlik sistemimizde çifte sigortalılık mümkün olmayıp çakışan sigortalılık olarak adlandırılan böyle durumlarda zorunlu sigortalılık ile isteğe bağlı sigortalılığın çakışması durumunda asıl olanın zorunlu sigortalılık olduğundan, sorun zorunlu sigortalılığa geçerlilik tanınarak çözümlenmektedir.
Diğer yandan 1479 sayılı Yasa’nın 22.2.2006 gün ve 5458 sayılı Yasa’nın 13.maddesi ile değişik 1.3.2006 tarihinde yürürlüğe giren Ek 19.maddesinde bu Kanun ve 2926 sayılı Kanuna göre kayıt ve tescili yapıldığı halde, 5 yıl ve daha fazla süreye ilişkin prim borcu bulunan sigortalıların bu sürelere ilişkin prim borçlarının Kurumca yapılacak bildirimde belirtilen süre içerisinde ödenmemesi halinde daha önce prim ödemesi bulunan sigortalının ödediği primlerin tam olarak karşıladığı ayın sonu itibariyle, prim ödenmesi bulunmayan sigortalının ise tescil tarihi itibariyle sigortalılığı durdurulur. Prim borcunun ait olduğu süreler sigortalılık süresi olarak değerlendirilmez ve bu sürelere ilişkin Kurum alacakları takip edilmeyerek, Kurum alacakları arasında yer verilmez. Ancak, sigortalı veya hak sahipleri daha sonra sigortalının en son bulunduğu basamağın başvuru tarihindeki değeri üzerinden hesaplanacak borç tutarlarını tebliğ tarihinden itibaren üç ay içinde ödedikleri takdirde bu süreler sigortalılık süresi olarak değerlendirilir. Bu madde kapsamına giren sigortalılar hakkında zaman aşımının kesilmesi ve zaman aşımının işlememesi ile ilgili olarak 6183 sayılı Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkında Kanunun 103 üncü maddesinin 1.fıkrasının (6),(8) ve (10) numaralı bentleri hariç diğer hükümleri ile aynı Kanunun 104 üncü maddesi hükümlerinin uygulanacağı , yine 5458 sayılı Yasa’nın 14.maddesi ile eklenen ve 1.3.2006 tarihinde yürürlüğe giren Geçici 26.maddesine göre bu Kanun ve 2926 sayılı Kanuna göre kayıt ve tescili yapıldığı halde 31.3.2005 tarihi itibariyle beş yıl ve daha fazla süreye ilişkin prim borcu bulunan sigortalılar ve hak sahiplerinden bu sürelere ilişkin prim borçlarını yeniden yapılandırma talebinde bulunmayanlar veya yeniden yapılandırma talebinde bulundukları halde yapılandırma haklarını kaybedenler hakkında ek 19.madde hükmü uygulanacağı bildirilmiştir.
Somut olayda davacının 2926 sayılı Yasa"ya tabi sigortalı olduğu süre içerisinde prim ödemelerinin bulunduğu anlaşılmaktadır. Bu durumda, öncelikle 1479 sayılı Yasa’nın Ek 19. maddesi nazara alınarak davacının geçerli 2926 sayılı Yasa’ya tabi sigortalılık süresinin saptanması gerekir.
Öncelikle yapılacak iş; Davacının prim ödeme cetvelinin getirtilerek ödediği primlerin tam olarak karşıladığı ayın sonu itibariyle beş yıl ve daha fazla süreye ilişkin prim borcu bulunup bulunmadığını tesbit etmek, var ise primlerin tam olarak karşıladığı ayın sonu itibariyle sigortalılığı durdurmak ve prim borcu olduğu dönemi sigortalılık süresi olarak saymamaktır.
Öte yandan davalı Kurumca davacının 1.9.1992-31.12.2000 tarihleri arasında toplam 1710 gün 506 sayılı Yasa’ya tabi isteğe bağlı sigortalı olduğunun kabul edildiği, davacının mahkemeye ibraz ettiği prim ödeme belgelerini değerlendiren bilirkişi tarafından ise davacının bu dönemde 2880 gün isteğe bağlı sigortalı olduğu bildirilmektedir. Davacının mahkemeye ibraz ettiği prim ödeme belgeleri Kuruma gönderilmek bu ödemelere göre davacının primlerini ödediği isteğe bağlı sigortalılık süresini tartışmaya yol açmayacak şekilde belirlemek davacının 2926 sayılı Yasa’ya tabi sigortalı olarak kabul edilmediği dönemdeki isteğe bağlı sigortalılığına geçerlilik tanımak, 506 sayılı Yasa’ya tabi sigortalılık süresinin aylık bağlamaya yetmesi halinde davacıya 506 sayılı Yasa’dan aylık bağlanmasına, bu sürenin yeterli olmaması halinde hizmet birleştirilmesi yapılarak davacının yaşlılık aylığı alacağı kurumun saptanması için 2829 sayılı Yasadaki hükümlerde nazara alınarak sonuca gitmektir.
Mahkemece bu hususlar göz önünde bulundurulmaksızın eksik araştırma ve inceleme sonucu yazılı şekilde hüküm kurulması usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.
O halde, davalı SGK (SSK ve Bağ-Kur’un) temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.
SONUÇ: Hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, 07.10.2008 gününde oybirliğiyle karar verildi.