Davacılar, 01.07.1998 tarihinden itibaren SSK."dan ölüm aylığı bağlanmasına ve birikmiş aylıkların ödenmesi gerektiğinin tespitiyle, sağlık karnelerinin geri verilmesine karar verilmesini istemiştir.
Mahkeme ilamında belirtildiği şekilde, isteğin kısmen kabulüne karar vermiştir.
Hükmün, davalı vekilleri tarafından temyiz edilmesi üzerine temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tesbit edildi.
Davacılar, murislerinin 1479 ve 506 sayılı Yasa’ya tabi hizmetlerinin bulunduğunu, 1.7.1998 tarihinde Bağ-Kur tarafından kendilerine ölüm aylığı bağlandığını ancak kurumlar arası çıkan uyuşmazlıktan dolayı da aylığın 22.9.2005 tarihinde iptal edilip 13.886,45 YTL yersiz ödemenin geri istendiğini, 1.7.1998 tarihinden itibaren SSK’dan ölüm aylığı bağlanmasını ve birikmiş aylıların ödenmesini, sağlık karnelerinin geri verilmesini istemişlerdir.
Mahkemece istemin kısmen kabulü ile; davacıların sigortalı murisleri Kemal Şahin’den dolayı her iki kurumdan ölüm aylığı almaya hak kazandıkları, Bağ-Kur dan ölüm aylığı bağlanacakken hataen SSK ca bağlandığını, 5502 sayılı Yasa gereği her iki kurum birleştiğinden ve Bağ-Kur’dan ölüm aylıklarını yersiz almadıklarından Bağ-kur’a ölüm aylığından dolayı borçlu olmadıklarını ve Bağ-kur dan SSK ya tahsis talebinde bulunduğu 24.11.2005 tarihine kadar ölüm aylığı almaları gerektiğinin, bu tarihe kadar da Bağ-kur dan sağlık yardımlarından yararlanmaları gerektiğinin tespitine, 1.12.2005 tarihinden sonra ise 2829 sayılı Yasanın 8. maddesine göre SSK dan hem ölüm aylığı hem de sağlık yardımlarından yararlanmaları gerektiğinin ve SSK dan 1.12.2005 den sonra ödenecek ölüm aylıklarının 1.12.2005 den itibaren yasal faiziyle ödenmesine, 1.12.2005 tarihine kadar Bağ-kur ca ölüm aylığı ödeneceğinden davacının 1.7.1998 den itibaren SSK dan toptan ödeme yapılması talebinin reddine karar verilmiş ise de varılan bu sonuç usul ve yasaya uygun bulunmamıştır.
1.4.1972 tarihinde yürürlüğe giren 1479 sayılı Yasa"nın 24. maddesinde zorunlu Bağ-Kur sigortalılığı için esnaf sicili veya kanunla kurulu meslek kuruluşu kaydı aranırken 4.5.1979 tarihinde yürürlüğe giren 2229 sayılı Yasa ile 1479 sayılı Yasa’nın 24. maddesinin öngördüğü meslek kuruluşlarına kayıtlı olma koşulu kaldırılmış sadece yasanın temel ilkesi olan kendi ad ve hesabına çalışma koşulu getirilmiş, 20.4.1982 tarihinde yürürlüğe giren 2654 sayılı Yasa ile 1479 sayılı Yasa"nın 24. maddesi değiştirilerek zorunlu Bağ-Kur sigortalılığı için gelir vergisi mükellefi olması şartı getirilmiş ancak gelir vergisinden muaf olanlar için meslek kuruluşuna kayıtlı olma yeterli görülmüş, 22.3.1985 tarihinde yürürlüğe giren 3165 sayılı Yasa ile 24. madde değiştirilerek zorunlu Bağ-Kur sigortalılığı için vergi kaydı veya esnaf sicil kaydı veya oda kaydının bulunması yeterli görülmüş, 2.8.2003 tarihinde yürürlüğe giren 4956 sayılı Yasa ile 24. madde değiştirilerek zorunlu Bağ-Kur sigortalılığı için gelir vergisi mükellefi olma şartı getirilmiş ancak gelir vergisinden muaf olanlar için esnaf sicil kaydı ve oda kaydının bir arada bulunması yeterli görülmüştür.
Dosya içindeki kayıt ve belgelerden davacılar murisinin 21.6.1998 tarihinde öldüğü, muris sigortalının 23.9.1977-8.10.1977, 22.6.1978-30.8.1979, 1.9.1979-13.12.1980, 1.10.1996-28.2.1997, 1.10.1997-31.10.1997, 15.10.1997-28.2.1998 ve 21.5.1998-21.6.1998 tarihleri arasında 1168 gün 506 sayılı Yasa"ya tabi zorunlu sigortalı olarak çalıştığı, murisin 1994 yılında vergi kaydına istinaden geçmişe dönük olarak 20.4.1982 tarihinden itibaren 1479 sayılı Yasa’ya tabi zorunlu Bağ-kur sigortalısı olarak tescil edilip, 20.4.1982-30.5.1996 tarihleri arasında zorunlu sigortalı ve 30.5.1996-1.10.1996, 1.3.1997-1.10.1997 ile 1.3.1998-21.6.1998 tarihleri arasında ihtiyari olmak üzere 15 yıl 4 ay 1 gün 1479 sayılı Yasa"ya tabi Bağ-kur sigortalısı olarak kabul edildiği, murisin 25.1.1982-21.6.1998 tarihleri arasında Oda kaydının, 22.11.1984-21.6.1998 tarihleri arasında Esnaf sicil kaydının, 1.2.1986-30.5.1996 tarihleri arasında da Vergi kaydının bulunduğu, SSK’ca 12.10.1998 tarihinde davalı Bağ-kur’a, murisin 1.10.1996-28.2.1997, 1.10.1997-31.10.1997 ve 15.10.1997-28.2.1998 tarihleri arasında toplam 1122 gün olarak sigortalı çalışmalarının bildirilmesi nedeniyle, davacılara 1.7.1998 tarihinde davalı Bağ-Kur tarafından ölüm aylığı bağlandığı, 22.9.2005 tarihinde de sigortalının 506 sayılı Yasa"ya tabi zorunlu sigortalı olduğu sürelerin Bağ-Kur’a eksik bildirildiği, murisin en son hizmeti SSK’da geçtiği halde aylığın hata ile Bağ-Kur’ca bağlandığı gerekçesiyle ölüm aylığının iptal edildiği, davacıların SSK’ dan 24.11.2005 tarihinde tahsis talebinde bulundukları ve SSK’ca aylık bağlama işlemlerinin devam ettiğinin bildirildiği anlaşılmaktadır.
Somut olayda davalı Bağ-Kur’un sigortalıyı 1994 yılında geçmişe dönük olarak 20.4.1982 tarihinden itibaren 1479 sayılı Yasa’ya tabi zorunlu Bağ-kur sigortalısı olarak tescil edip, sadece Vergi kaydının devam ettiği 20.4.1982-30.5.1996 tarihleri arasında zorunlu sigortalı sayıp 30.5.1996 tarihinden sonra ise 506 sayılı Yasa’ya tabi zorunlu sigortalı olduğu süreler dışında ihtiyari sigortalı olarak kabul etmesi hatalı olup, sigortalının her ne kadar Vergi kaydı 30.6.1996 tarihinde sona ermiş ise de; Esnaf sicil ve Oda kayıtlarının ölüm tarihi olan 21.6.1998 tarihine kadar devam etmesi nedeniyle muris sigortalı ölüm tarihi olan 21.6.1998 tarihine kadar 1479 sayılı Yasa’ya tabi sigortalılık şartlarını taşıdığından ölüm tarihine kadar 1479 sayılı Yasa’ya tabi sigortalı olduğu kabul edilmelidir.
Sosyal Güvenlik sistemimizde çifte sigortalılığa cevaz verilmemiş olup bir kişinin aynı anda iki ayrı Sosyal Güvenlik Yasası’na tabi sigortalı olması mümkün değildir. Çatışan sigortalılık olarak adlandırılan bu sorun zorunlu sigortalılıkların çakışması halinde önceden başlayıp devam eden sigortalılığa değer verilerek çözüme kavuşturulmalıdır.
Gerçekten 1479 sayılı Yasanın 24. maddesi I a) bendi gereğince vergi kaydı bulunan, kendi nam ve hesabına bağımsız çalışanların zorunlu Bağ-kur sigortalısı olacağını belirtirken, 506 sayılı Yasanın 3. maddesi k) bendinde bağımsız çalışanların zorunlu sigortalı olamayacağı yolunda düzenleme getirilmiştir.
Çifte sigortalılık mümkün olmadığından muris sigortalının bu dönemde çakışan 1.10.1996-28.2.1997, 1.10.1997-31.10.1997, 15.10.1997-28.2.1998 ve 21.5.1998-21.6.1998 tarihleri arasındaki 506 sayılı Yasa"ya tabi sigortalılığı geçerli değildir. Nitekim H.G.K.nun 3.10.2001 tarih ve 2001/21-627 Esas 2001/659 Karar sayılı kararı da bu yöndedir.
Öte yandan çeşitli sosyal güvenlik kurumlarına tabi olarak geçen hizmetlerin birleştirilmesi suretiyle ilgililerin sosyal güvenliklerinin sağlanmasına dair usul ve esasları düzenleyen 2829 sayılı Yasa’nın 8/2. maddesine göre ölüm aylıklarında, ilgililere hizmet sürelerinden sonuncusunun tabi olduğu kurumca kendi mevzuatına göre aylık bağlanacağı belirtilmiştir. Somut olayda davacıların murisinin ölüm tarihinde 1479 sayılı Yasa’ya tabi Bağ-kur sigortalısı sayılması gerektiğinden davacılara 1479 sayılı Yasa esas alınarak ölüm aylığı bağlanmasına ilişkin davalı Kurum işlemi doğrudur.
Yapılacak iş; davacılara 1479 sayılı Yasa esas alınarak ölüm aylığı bağlanmasına ilişkin davalı Kurum işleminin yerinde olduğunun, 1479 sayılı Yasa gereğince bağlanan ölüm aylığının kesildiği tarihten itibaren ödenmesine devam edilmesi gerektiğinin ve davacılara ödenen ölüm aylıkları nedeniyle davalı Kuruma borçlu olmadıklarının tespitine, davalı Kurumların aksi yöndeki işlemlerinin iptaline, fazla istemin reddine karar vermektir.
Mahkemece bu maddi ve hukuki olgular dikkate alınmadan yazılı şekilde karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.
O halde kamu düzenine ilişkin bu husus resen nazara alınmalı, davalılar SSK ve Bağ-Kur vekillerinin bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.
SONUÇ: Temyiz edilen hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, 07.10.2008 gününde oybirliğiyle karar verildi.