(Kapatılan)23. Hukuk Dairesi 2018/955 E. , 2020/3668 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 17. Hukuk Dairesi
İLK DERECE
MAHKEMESİ : İstanbul 18. Asliye Ticaret Mahkemesi
Taraflar arasındaki alacak davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kabulüne yönelik verilen hükmün süresi içinde davalı vekilince temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
- K A R A R -
Davacı vekili; taraflar arasında 4735 sayılı Kanun"a göre 27.12.2012 tarihinde hizmet alım sözleşmesi imzalandığını, 18.07.2013 tarihinde davalı kurumca sözleşmenin haksız feshedildiğini, müvekkili şirket çalışanlarının, davalı şirket bünyesine alınmasının, fesih için hukuki ve geçerli bir gerekçe olmadığını, sözleşmenin davalı şirket tarafından fesh edilmesi, ya da işin tasfiye edilmesi halinde sözleşmenin 29. maddesinde tazminat yükümlülüğü düzenlendiğini ileri sürerek sözleşmenin 29. maddesine göre 145.291,99 TL tazminatın fesih tarihinden itibaren avans faiziyle birlikte tahsilini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili, Alt İşverenlik Yönetmeliği kapsamında verilen idari rapor ve mahkeme kararları neticesinde, işyerinde yürütülen mal veya hizmet üretimine ilişkin asıl işin bir bölümünde uzmanlık gerektirmeyen işlerin alt işverene verilmesi muvazaa ilişkisini doğuracağından dolayı davacı firma çalışanlarının müvekkil şirket bünyesinde alınma zorunluluğu hasıl olduğunu, davacının tazminat talebinin 4735 sayılı Kamu İhale Sözleşmeleri Kanunu"nun 24. maddesinin son fıkrasında belirtilen duruma ve hesaplama şekline dayandırıldığını, ancak söz konusu düzenlemenin, sözleşme bedelinin %80"inden daha düşük bedelle tamamlanacağı anlaşılan işler için geçerli olduğunu, savunarak davanın reddini istemiştir.
İlk derece mahkemesince, davalı idarenin ÇSGB İstanbul Bölge Müdürlüğünün 23/02/2012 tarihli raporuna uymakla yükümlü olduğundan hizmet alım sözleşmesini haklı sebeple fesih ettiği, taraflar arasındaki sözleşmenin 29. maddesinin; sözleşme kapsamında yaptırılacak ilave işler, iş eksilişi ve işin tasfiyesine ilişkin olduğu, davalı idare tarafından sözleşmenin devamında işin daha eksiltilebileceği ve sözleşmenin bedelinin %80 "inden daha düşük bedelle tamamlanacağının anlaşıldığı durumlarda uygulama alanı bulacağının görüldüğü, sözleşmenin feshi halinde sözleşmenin 29. maddesi uyarınca davacının tazminat talep edebilmesinin mümkün olmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
İlk derece mahkemesince davanın reddine dair karara karşı davacı vekilince yapılan istinaf başvurusu, İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 17. Hukuk Dairesinin 14.02.2018 tarih ve 2017/1461 E., 2018/227 K. sayılı ilamıyla TBK 112 maddesinde, borç hiç veya gereği gibi ifa edilmezse, borçlu kendisine hiçbir kusurun yüklenemeyeceğini ispat etmedikçe, alacaklının bundan doğan yararının gidermekle yükümlü olduğu düzenlemesi, somut olaya uymakla beraber BK, genel kanun niteliğinde olup, olay sözleşmeye dayandığından, daha özel nitelikte olan Kamu İhale Sözleşmesi Kanununun olaya uygulanması gerektiği, Davalının davacı şirkette kayıtlı bulunan işçileri bünyesine almak suretiyle sözleşmeyi feshederek sonlandırması durumu, sözleşmenin 29. Maddesinde belirtilen işin tasfiyesi durumuna uyduğunun kablü gerekeceği gerekçesiyle davacı vekilinin istinaf başvurusunun kabulüne, ilk derece mahkemesi kararının kaldırılarak davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Kararı davalı vekili temyiz etmiştir.
Dava, taraflar arasındaki hizmet alım sözleşmesinin haksız feshi nedeniyle sözleşmenin 29. maddesine dayalı tazminat istemine ilişkindir.
Taraflar arasında 27.12.2012 tarihli Hizmet Alım Sözleşmesi akdedilmesi sonrası Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı İstanbul Bölge Müdürlüğü asıl işin hizmet alımı yoluyla ihale edilmesinde davalı idare ile yüklenici firmalar arasında muvazaalı ilişkinin olduğu gerekçesiyle yüklenici firmaların kayıtlarında görülen ancak davalı idarenin bünyesindeki işyerlerinde istihdam edilen işçilerin başlangıçtan itibaren davalı idarenin işçisi sayılarak işlem görmeleri gerektiği yönünde rapor vermiştir. Davalı idare, raporun iptaline ilişkin iş mahkemesinde dava açmış ancak davanın sonucunu beklemeden 23.2.2012 tarihinde raporu gerekçe göstererek sözeşmeyi feshetmiştir. Fesihten sonra 05.11.2013 tarihinde de davanın reddine karar verildiği anlaşılmıştır. Davalı idarenin sözleşmeyi imzalarken muvazaalı davrandığı Bakanlığın raporuna rağmen sözleşme ilişkisini devam ettirdiği ve dava sonucunu beklemeden sözleşmeyi feshettiği anlaşıldığına göre fesihte haksız olduğunun kabulü gerekir.
Davacının feshedilen sözleşmenin 29. maddesine göre talepte bulunduğu anlaşılmaktadır.
Davacı şirketin dayanak gösterdiği sözleşmenin 29. maddesinin son fıkrasında ise "Bu ihalede 4735 sayılı Kamu İhale Sözleşmeleri Kanunun 24. maddesi çerçevesinde iş eksilişi yapılabilir. İhale konusu işin sözleşme bedelinin % 80"inden daha düşük bedelle tamamlanacağının anlaşılması halinde ise, yükleniciye yapmış olduğu gerçek giderle ve yüklenici karına karşılık olarak sözleşme bedelinin % 80 ile sözleşme fiyatlarıyla yaptığı işin tutarı arasındaki bedel farkının % 5"i ödenir." hükmünün yer aldığı görülmektedir.
Taraflar arasında imzalanan sözleşmenin davalı idare tarafından haksız olarak feshi halinde davacı ancak bu haksız fesih nedeniyle uğradığı müsbet zararını talep edebilir. Halbuki davacı yukarıda da belirtildiği gibi feshedilen sözleşmenin 29. Maddesi kapsamında bir zarar talebinde bulunmaktadır. Mahkemece somut olayda feshedilen sözleşmenin 29. Maddesinin uygulama alanı bulunmadığından reddine karar verilmesi gerekirken yazılı gerekçelerle kısmen kabule karar verilmesi doğru görülmemiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 17. Hukuk Dairesinin ilk derece mahkemesince verilen kararın kaldırılarak yeniden esas hakkında verdiği karar usul ve yasaya aykırı görüldüğünden BOZULMASINA, İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 17. Hukuk Dairesi Kararının KALDIRILMASINA, HMK"nun 373/2. maddesi gereğince dosyanın İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 17. Hukuk Dairesine kararın bir örneğininde ilk derece mahkemesine gönderilmesine, peşin alınan harcın istek halinde ilgiliye iadesine, 17.11.2020 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.