Yukarıda tarih ve numarası yazılı kararın temyizen tetkiki davacı(Alacaklı) ile davalı (3. kişi) vekilleri tarafından istenmiş, mahkemece ilamında belirtildiği şekilde yetkisizliğine karar verilmiştir. Temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşıldıktan ve Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tesbit edildi.
Uyuşmazlık, alacaklı tarafından 3.kişinin istihkak iddiasının reddi istemiyle açtığı istihkak davasına ilişkindir.
Basit yargılama usulüne göre yürütülen taşınır mala ilişkin istihkak davalarında yasaca kesin yetki kuralı öngörülmediğinden yetki itirazı ancak ilk itiraz olarak ve engeç ilk oturumda davanın esasına girilinceye kadar ileri sürülebilir.(HUMK. Md.187/2) Kesin yetki kuralı bulunmadığı durumlarda, hakim doğrudan yetkisizlik kararı veremez.
Hal böyle olunca, davalı 3.kişinin yetki itirazında bulunmadığı gözetilerek davanın esasının incelenmesi yerine doğrudan yetkisizlik kararı verilmesi usul ve yasaya aykırıdır. Kaldı ki alacaklı İİK’nun 99.maddesine dayalı istihkak davasını aşağıda gösterilen yerlerde açabilir.
1-HUMK"nun 512.maddesinin birinci fıkrasına göre, üçüncü kişi istihkak davasını icra takibinin yapıldığı (haczin vazolunduğu) veya (mal istinabe yolu ile haczedilmiş ise) malın bulunduğu yerde açabilir.
Bu maddede yalnız üçüncü kişinin açacağı hacizli mala istihkak davası için yetki düzenlemesi görülmekte ise de bu husus 512.maddenin kaynağı olan Nöşatel Usul Kanununun 463.maddesinin yanlış tercümesinden kaynaklanmaktadır. Gerçekten, 463.maddede, İsviçre İİK’nun madde numaraları da belirtilerek, hem İsviçre İİK’nun 107.maddesine (Türk İİK.md.97) hem de 109.maddesine (Türk İİK.md.99) göre açılacak istihkak davaları için yetkili mahkeme belirtildiğinden HUMK"nun 512.maddesinin birinci fıkrası hükmünün kaynak Nöşatel Usul Kanunundaki anlaşılması gerekir. (Baki Kuru, Hukuk Muha kemeleri Usulü C:1 sh: 539, yıl 2001)
Bu göre, İİK’nun 99.maddesine göre alacaklı yanca açılacak istihkak davalarında da, icra takibinin yapıldığı yer veya hacizli malın bulunduğu yer İcra Mahkemesinin yetkili olduğunun kabulü gerekir. Yargıtay’ın uygulaması da bu yöndedir. (21.H.D. 1.7.2003 gün ve 5144 – 6361, 15.H.D. 18.9.1985 gün ve 4681 – 4723, 13.H.D. 4.6.1981 gün ve 3301 – 4286 )
2-Alacaklı istihkak davasını davalının dava tarihinde yerleşim yerinde bulunan İcra Mahkemesinde de açabilir. Gerçekten HUMK"nun 9.maddesinin 1.fıkrasına göre “Her dava, Kanunda aksine hüküm bulunmadıkça açıldığı tarihte davalının Türk Medeni Kanunu gereğince ikametgahı sayılan yer mahkemesinde görülür.) Özel yetki düzenlemesini içeren HUMK"nun 512/1.maddesi, HUMK"nun 9.maddesinde öngörülen genel yetki kuralının ortadan kaldırmamıştır. Bu genel yetki kuralının ayrıcalıkları iflas da istihkak davası (İİK.md.229) ile taşınmaza ilişkin istihkak davasıdır. (HUMK.md.13)
Şu halde, alacaklı taşınır mala ilişkin istihkak davasını davalının yerleşim yerinde bulunan İcra Mahkemesinde açabileceği gibi, esas icra takibinin yapıldığı veya istinabe ile haciz yapılmışsa hacizli malın bulunduğu yer İcra Mahkemesinde açabilir. Bu konuda seçimlik hak davacı alacaklınındır. Alacaklı, bu yetkili yer İcra Mahkemelerinden birisinde davasını açarsa, yetkisizlik kararı verilemez.
Somut olayda, alacaklı istihkak davasının, yetkili bulunan haczin yapıldığı yer İcra Mahkemesinde açtığına göre, mahkemece yetkisizlik kararı verilmiş olması kabul şekli bakımından hatalı olmuştur.
Mahkemece bu maddi ve hukuki olgular dikkate alınmadan, usule aykırı olarak yetkisizlik kararı verilmesi usul ve yasaya aykırıdır.
O halde, davacı alacaklının bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve karar bozma nedenine göre diğer temyiz itirazları incelenmeksizin bozulmalıdır.
SONUÇ: Hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, temyiz harcının istek halinde davacı (Alacaklı)"ya iadesine, 07.10.2008 gününde oybirliğiyle karar verildi.