17. Hukuk Dairesi Esas No: 2014/22225 Karar No: 2017/3739 Karar Tarihi: 06.04.2017
Yargıtay 17. Hukuk Dairesi 2014/22225 Esas 2017/3739 Karar Sayılı İlamı
17. Hukuk Dairesi 2014/22225 E. , 2017/3739 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki tazminat davasının yapılan yargılaması sonunda; kararda yazılı nedenlerden dolayı davanın kısmen kabulüne dair verilen hükmün süresi içinde davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği düşünüldü:
-K A R A R-
Davacı vekili, 26.02.2008 tarihinde davalı Mehmet’e ait diğer davalı ...’un sevk ve idaresindeki aracın yaya halinde bulunan müvekkili davacıya çarpması ile meydana gelen trafik kazasında davacının ağır yaralandığını ileri sürerek 9.685,00 TL maddi ve 20.000,00 TL manevi tazminat olmak üzere toplam 29.685,00 TL"nin kaza tarihinden itibaren yasal faizi ile birlikte davalılardan tahsilini talep etmiştir. Davalı ... vekili, talep edilen tazminat miktarlarının fahişi olduğunu belirterek davanın reddini savunmuştur. Davalı Mehmet, davaya cevap vermemiştir. Mahkemece, iddia, savunma ve toplanan kanıtlara göre, davanın kısmen kabulü ile 2.372,70 TL maddi, 2.000,00 TL manevi tazminatın olay tarihi olan 26/02/2008 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile davalılardan alınarak davacıya verilmesine karar verilmiş; hüküm, davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir. Dava, trafik kazasından kaynaklanan maddi ve manevi tazminat istemine ilişkindir. Borçlar Kanunu"nun 47. maddesi hükmüne göre (6098 sayılı TBK m. 56), hakimin özel halleri göz önünde tutarak manevi zarar adı ile hak sahibine verilmesine karar vereceği bir para tutarı adalete uygun olmalıdır. Manevi tazminat, zarara uğrayanda, manevi huzuru gerçekleştirecek ve tazminata benzer bir fonksiyonu da olan özgün bir nitelik taşır. Manevi
tazminat bir ceza olmadığı gibi, mamelek hukukuna ilişkin zararın karşılanmasını da amaç edinmemiştir. Zarar görenin zenginleşmemesi, zarar sorumlusunun da fakirleşmemesi gerekmektedir. Takdir edilecek miktarın, mevcut halde elde edilmek istenen tatmin duygusunun etkisine ulaşmak için gerekli olan kadar olmalıdır. 22.6.1976 günlü ve 7/7 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararı’nın gerekçesinde de takdir edilecek manevi tazminatın tutarını etkileyecek özel hal ve şartlar da açıkça gösterilmiştir. Bunlar her olaya göre değişebileceğinden, hakim bu konuda takdir hakkını kullanır iken ona etkili olan nedenleri de karar yerinde objektif ölçülere göre isabetli bir biçimde göstermelidir. O halde; mahkemece, meydana gelen trafik kazası sonucu yaralanma ve malul kalma nedeniyle duyulan acı ve elemin kısmen de olsa giderilmesi amacıyla tarafların sosyal ve ekonomik durumları, davacının daimi işgöremezlik oranı ve kusur oranları gözönünde tutularak, olay tarihindeki paranın alım gücüne uygun düşen, davacı için hak ve nesafet kuralları çerçevesinde daha yüksek manevi tazminata hükmedilmesi gerekirken, somut olay ile bağdaşmayan miktarda manevi tazminata hükmedilmesi uygun görülmemiştir. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün davacı yararına BOZULMASINA, peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davacıya geri verilmesine 06/04/2017 gününde oybirliğiyle karar verildi.