17. Hukuk Dairesi 2014/22095 E. , 2017/3736 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki tazminat davasının yapılan yargılaması sonunda; kararda yazılı nedenlerden dolayı davanın kısmen kabulüne dair verilen hükmün süresi içinde davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği düşünüldü:
-K A R A R-
Davacı vekili, davalı sürücü ...’nin kusurlu eylemi sonucu 12.08.2005 tarihinde davacı ...’in kullandığı aracın çarpması ile meydana gelen trafik kazasında davacının yaralandığını ve kaza sonucu müvekkilinin olayın olduğu günden itibaren 1,5 ay iş ve gücünden kaldığını, kazanın etkisini halen hissettiğini, manevi açıdan büyük acı ve elem duyduğunu belirterek fazlaya ilişkin haklarının saklı kalmak üzere 6.104,17 TL maddi tazminatın ve 25.000,00 TL manevi tazminatın kaza tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte tahsilini talep etmiştir.
Davalı, davanın reddini savunmuştur.
Yapılan yargılama sonucu, davanın kısmen kabulüne dair verilen hüküm, Yargıtay 4. Hukuk Dairesinin 2012/2979 Esas 2013/2324 Karar Sayılı 12.2.2013 tarihli ilamı ile bozulmuştur. Mahkemece, uyulmasına karar verilen bozma ilamı, toplanan delillere göre; davacının maddi tazminat talebinin kısmen kabul kısmen reddi ile 228,84 TL maddi tazminatın, davacının manevi tazminat talebinin kısmen kabul kısmen reddi ile 10.000,00 TL manevi tazminatın kaza tarihi olan 12/08/2005 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya ödenmesine karar verilmiş; hüküm, davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
1- Davalı vekilinin davacı lehine hükmedilen 228,84 TL maddi tazminata ilişkin temyiz itirazlarının incelenmesinde; 6100 sayılı HMK"nın geçici 3/2. maddesi delaletiyle 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanununun 427. maddesinde öngörülen kesinlik sınırı 2014 yılı için 1.890,00 TL"dir. Davacı İçin 228,84 TL olarak hükmedilen maddi tazminat miktarı itibari ile kesinlik sınırının altında olup davalı vekilinin davacı lehine hükmedilen maddi tazminata ilişkin temyiz dilekçesinin reddi gerekmiştir.
2-Dava dosyası içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp, değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına göre, davalı vekilinin aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan ve yerinde görülmeyen sair temyiz itirazlarının reddi gerekmiştir.
3-Hakim, manevi tazminata 6098 Sayılı TBK 56. madde (eski Borçlar Kanunu’nun 47. maddesi) hükmüne göre, özel durumları göz önünde tutarak adalete uygun olarak hükmeder. Manevi tazminat, zarara uğrayanda, manevi huzuru gerçekleştirecek ve tazminata benzer bir fonksiyonu da olan özgün bir nitelik taşır. Manevi tazminat bir ceza olmadığı gibi, mamelek hukukuna ilişkin zararın karşılanmasını da amaç edinmemiştir. Zarar görenin zenginleşmemesi, zarar sorumlusunun da fakirleşmemesi gerekmektedir. Takdir edilecek miktar, mevcut halde elde edilmek istenen tatmin duygusunun etkisine ulaşmak için gerekli olan kadar olmalıdır. Bu durumda hükmedilen manevi tazminat miktarı, somut olayın özellikleri, kaza tarihi, davacının maluliyet oranı, tarafların ekonomik ve sosyal durumları, olayın meydana gelmesindeki etkiler gibi hususlar birlikte değerlendirilerek belirlenmelidir. Somut olayda; olayın oluş şekli, kaza tarihi bir arada değerlendirildiğinde hükmedilen manevi tazminat miktarı bir miktar fazladır.
SONUÇ: Yukarıda (1) nolu bentte açıklanan nedenlerle davalı vekilinin maddi tazminata dair temyiz dilekçesinin mahkeme hükmünün kesin olması nedeniyle REDDİNE, (2) nolu bentte açıklanan nedenlerle davalı vekilinin yerinde görülmeyen sair temyiz itirazlarının REDDİNE, (3) numaralı bentte açıklanan nedenlerle davalı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün davalı yararına BOZULMASINA, peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davalıya geri verilmesine 06/04/2017 gününde oybirliğiyle karar verildi.