Abaküs Yazılım
22. Hukuk Dairesi
Esas No: 2017/18087
Karar No: 2018/27176
Karar Tarihi: 13.12.2018

Yargıtay 22. Hukuk Dairesi 2017/18087 Esas 2018/27176 Karar Sayılı İlamı

Özet:


Davacı işçi, iş sözleşmesinin haksız olarak feshedildiğini ve kıdem ve ihbar tazminatı ile birlikte bir kısım işçilik alacaklarının davalılardan tahsilini talep etmiştir. Davalı işveren ise, zamanaşımı definde bulunarak, davacıya ihbar ve kıdem tazminatının ödendiğini ve fazla mesai ücretinin ödendiğini belirtmiştir. Mahkeme, yapılan yargılama sonucunda toplanan deliller ve bilirkişi raporuna dayanarak, davanın kısmen kabulüne karar vermiştir. Ancak, davalı şirketin asıl işveren ve alt işveren olarak davacıyı çalıştırdıkları kabul edilerek alacaklardan müştereken ve müteselsilen sorumlu tutulması gerektiği belirtilmiştir. Fazla çalışma, hafta tatili çalışması ve çıplak ücret konularında ise taraflar arasında uyuşmazlık olduğu ve delillerin yeterli olmadığı ifade edilmiştir. Bu nedenle temyiz olunan kararın bozulmasına karar verilmiştir.
Kanun maddeleri:
- 4857 sayılı İş Kanunu'nun 66/b maddesi
- Borçlar Kanunu'nun 112, 113, 116 ve 369. maddeleri.
22. Hukuk Dairesi         2017/18087 E.  ,  2018/27176 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :Asliye Hukuk (İş) Mahkemesi
    DAVA TÜRÜ : ALACAK

    Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen kararın, temyizen incelenmesi taraflar vekillerince istenilmekle, temyiz taleplerinin süresinde olduğu anlaşıldı. Dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:

    Y A R G I T A Y K A R A R I
    Davacı vekili, davacının iş sözleşmesinin haksız olarak feshedildiğini, davacının her gün sabah saat 07:00 akşam 19:30-20:00 saatleri arasında ara dinlenme yapmaksızın çalıştığını, bu çalışma biçiminin haftanın altı günü ve hafta tatili, bayram ve genel tatil günlerinde de aynı şekilde sürdüğünü ve davacının hiç yıllık izin kullanamadığını, işine son verildiğinde davacıya kıdem ve ihbar tazminatının eksik ödendiğini, fazla mesai ve yıllık ücretli izin alacağının ise ödenmediğini belirterek kıdem ve ihbar tazminatı ile birlikte bir kısım işçilik alacaklarının davalılardan tahsilini talep etmiştir.
    Davalı vekili, davanın belirsiz alacak davası olarak açılmasında davacının hukuki yararı bulunmadığından dava şartı yokluğundan reddine karar verilmesi gerektiğini, zamanaşımı definde bulunduklarını, davacıya ihbar ve kıdem tazminatının ödendiğini ve davacının davalıyı ibra ettiğini, davacıya yıllık izinlerinin kullandırıldığını,fazla mesai ücretinin ödendiğini ve bordroların davacı tarafından ihtirazi kayıt ileri sürülmeden imzalandığını,davacının sözleşme veya yasadan doğan ikramiye ve teşvik primi alacağının bulunmadığnı belirterek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
    Mahkemece, yapılan yargılama sonucunda toplanan deliller ve bilirkişi raporuna dayanılarak, yazılı gerekçe ile davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
    Karar taraf vekillerince temyiz edilmiştir.
    1-Dosyadaki yazılara toplanan delillerle kararın dayandığı kanuni gerektirici sebeplere göre, tarafların aşağıdaki bendin kapsamı dışındaki temyiz itirazlarının reddine karar vermek gerekmiştir.
    2-Davalı ... .... A.Ş."ye husumet yöneltilip yöneltilemeyeceği hususunda uyuşmazlık bulunmaktadır.
    Davalı ... .... A.Ş"nin şirket ana sözleşmesinde ortaklarından en büyük hisse sahibinin diğer davalı ... İnş. San. Tic. A.Ş. olduğu, ayrıca ana sözleşmenin 3. maddesinde “kendi hidroenerji tesisleri kurulması, bu tesislerin montajı, işletmeye alınması, bakım ve servis hizmetlerinin yapılması” işlerinin şirketin amaç ve iştigal konuları arasında sayıldığı görülmektedir. Davalı şirketin kendisi tarafından yapılacak bir işi anahtar teslimi olarak başka bir tüzel kişiye ihale ettiğinin kabulü dosya içeriğine uygun düşmemektedir.Bu nedenle davalı ... .... A.Ş.’nin asıl işveren ve ... İnşaat ...Tic. A.Ş’nin alt işveren olarak davacıyı çalıştırdıkları kabul edilerek alacaklardan müştereken ve müteselsilen sorumlu tutulması gerekirken, davalı ... .... A.Ş. hakkındaki davanın husumetten reddi hatalıdır.
    3-Davacı işçinin fazla çalışma yapıp yapmadığı konusunda taraflar arasında uyuşmazlık bulunmaktadır.
    Fazla çalışma yaptığını iddia eden işçi bu iddiasını ispatla yükümlüdür. Ücret bordrolarına ilişkin kurallar burada da geçerlidir. İşçinin imzasını taşıyan bordro sahteliği ispat edilinceye kadar kesin delil niteliğindedir. Bir başka anlatımla bordronun sahteliği ileri sürülüp kanıtlanmadıkça, imzalı bordroda görünen fazla çalışma alacağının ödendiği varsayılır.
    Fazla çalışmanın ispatı konusunda işyeri kayıtları, özellikle işyerine giriş çıkışı gösteren belgeler, işyeri iç yazışmaları delil niteliğindedir. Ancak, fazla çalışmanın yazılı belgelerle kanıtlanamaması durumunda tarafların, tanık beyanları ile sonuca gidilmesi gerekir. Bunun dışında herkesçe bilinen genel bazı vakıalar da bu noktada göz önüne alınabilir. İşçinin fiilen yaptığı işin niteliği ve yoğunluğuna göre de fazla çalışma olup olmadığı araştırılmalıdır.
    İmzalı ücret bordrolarında fazla çalışma ücreti ödendiği anlaşılıyorsa, işçi tarafından gerçekte daha fazla çalışma yaptığının ileri sürülmesi mümkün değildir. Ancak, işçinin fazla çalışma alacağının daha fazla olduğu yönündeki ihtirazi kaydının bulunması halinde, bordroda görünenden daha fazla çalışmanın ispatı her türlü delille yapılabilir. Bordroların imzalı ve ihtirazi kayıtsız olması durumunda, işçinin bordroda belirtilenden daha fazla çalışmayı yazılı belge ile kanıtlaması gerekir. İşçiye bordro imzalatılmadığı halde, fazla çalışma ücreti tahakkuklarını da içeren her ay değişik miktarlarda ücret ödemelerinin banka kanalıyla yapılması durumunda, ihtirazi kayıt ileri sürülmemiş olması, ödenenin üzerinde fazla çalışma yapıldığının yazılı delille ispatlanması gerektiği sonucunu doğurmaktadır.
    Somut olayda, davacı dava dilekçesinde sabah saat 07:00"de işbaşı yaptığını bildirmesine rağmen Mahkemece, davacının talebini de aşar şekilde, sabah işveren tarafından sosyal yardım olarak sağlanan ve 4857 sayılı Yasanın 66/b bendine göre çalışma süresinden sayılmasına yasal imkan bulunmayan serviste geçen süreleri de kapsayan fazla mesai hesabının hükme esas alınması isabetsizdir. Ayrıca imzalı bordolarda tahakkuk olan aylar yönünden, bu aylar dışlanmak suretiyle hesaplama yapılması gerekirken ödenen miktarın mahsubu suretiyle alacak hesabı yapan bilirkişi raporunun esas alınmış olması da bozma nedenidir.
    4-Davacının çıplak ücretinin ne kadar olduğu taraflar arasında uyuşmazlık konusudur.
    İş sözleşmesinde açıkça işçinin günlük yevmiyesi ve buna eklenen yol ve yemek giderleri belirtilerek ücret kararlaştırılmış ve yol ile yemek dahil ücretin kıdem tazminatı hesabına esas ücret olduğunun belirlenmiş olmasına rağmen, bilirkişinin sadece bordrolaştırma usulünün yanlış olduğundan bahisle bu giydirilmiş ücretin fazla mesai alacağının hesaplanmış olması hatalıdır. Sözleşmede belirlenen çıplak ücretin, hesaplamaya esas alınması gereklidir. Ayrıca kıdem ve ihbar tazminatı hesabında da, sözleşmede belirlenen ve kıdem tazminatına esas giydirilmiş ücret olduğu belirtilen ücrete göre hesaplanması, yeniden bir yemek ve yol ücretinin eklenmemesi gerektiği hususu da gözden kaçırılmamalıdır.
    5-Davacı işçinin hafta tatili çalışması yapıp yapmadığı konusunda taraflar arasında uyuşmazlık bulunmaktadır.
    Hafta tatilinde çalışma yaptığını iddia eden işçi bu iddiasını ispatla yükümlüdür. Hafta tatili çalışmasının ispatı konusunda işyeri kayıtları, özellikle işyerine giriş çıkışı gösteren belgeler, işyeri iç yazışmaları delil niteliğindedir. Ancak, hafta tatili çalışmasının yazılı belgelerle kanıtlanamaması durumunda tarafların, tanık beyanları ile sonuca gidilmesi gerekir.
    Somut olayda, davalı tarafça dosyaya sunulmuş aylık puantaj belgelerinden her hafta bir gün izin kullanıldığının kayıtlı olduğu, davacı işçinin ilgili kayıtlarda imzası bulunduğu ve yargılamada imza inkarının ileri sürülmediği anlaşılmaktadır. Yazılı delil niteliğindeki puantaj kayıtlarının aksini ispatlayabilecek nitelikte başka bir yazılı kayıt davacı tarafça sunulmamakla hafta tatili isteminin reddi gerekirken kabulü hatalı olmuştur.
    SONUÇ: Temyiz olunan kararın, yukarıda yazılı sebeplerden dolayı BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgililere iadesine, 13.12.2018 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.

    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi