11. Hukuk Dairesi 2016/6235 E. , 2016/8013 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
Taraflar arasında görülen davada ... 2. Asliye Hukuk Mahkemesi’nce verilen 01/07/2015 tarih ve 2014/372-2015/244 sayılı kararın Yargıtayca incelenmesi davalı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, bazı noksanlıkların ikmali için dosya mahalline gönderilmişti. Bu noksanlıkların giderilerek dosyanın gönderildiği anlaşılmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
Davacı vekili, müvekkilinin davalı bankadan 236.400,00 TL büyükbaş hayvan besiciliği, 27.000,00 TL tarımsal mekanizasyon kredisi kullandığını ancak, davalının kredi sözleşmesinde bulunmayan, kredi masrafı adı altında kendisine daha önce bildirilmeyen ve sözleşmeye göre müvekkilinin ödemek zorunda olmadığı masraf adı altında yaklaşık 19.000,00 TL haksız tahsilat yaptığını, müvekkilinin anılan bedeli ödemek zorunda olmamasına rağmen ödediğini ileri sürerek, masraf adı altında haksız olarak tahsil edilen 19.000,00 TL"nin ödeme tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle davalıdan tahsilini talep ve dava etmiş, yargılama sırasında davacı dava değerini fazlaya ilişkin haklarını saklı tutarak 2.000,00 TL olarak belirtmiş ve bu miktar üzerinden davasını harçlandırmış, yargılama sırasında ıslah dilekçesi ile talebini 21.041,39 TL"ne yükseltmiştir.
Davalı vekili, müvekkili tarafından yapılan işlemin sözleşme ve yasaya uygun olduğunu savunarak, davanın reddini istemiştir.
Mahkemece bozma ilamına uyularak yapılan yargılama, iddia, savunma ve tüm dosya kapsamına göre, benimsenen bilirkişi raporu doğrultusunda davacının davalıdan 21.041,39 TL alacaklı olduğu gerekçesiyle, davanın kabulü ile, 4728,00 TL, 236,40 TL, 120,10 TL, 540 TL, 27 TL, 14,86 TL"nin 15/12/2010, 671,42 TL"nin 06/12/2011, 2479,67 TL ve 350,77 TL"nin 04/12/2012, 11.873,17 TL"nin ise, 04/01/2013 tarihinden itibaren yasal faiziyle davalıdan tahsiline karar verilmiştir.
Kararı, davalı vekili temyiz etmiştir.
1- Davacı tarafça, davalı banka ile akdedilen genel tarımsal kredi sözleşmesi kapsamında kullandırılan krediler nedeniyle kredi masrafı adı altında yapılan kesintilerin iadesi istemi ile açılan işbu davada, yukarıda özetlenen gerekçe ile davanın kabülüne karar verilmiştir. Ancak, davacı tarafça dava değeri fazlaya ilişkin haklar saklı tutularak 2.000,00 TL olarak belirtilmiş ve bu miktar üzerinden dava harçlandırılmış, mahkemece bozma öncesi yapılan yargılama neticesinde davanın reddine karar verilmiş, kararın davacı vekili tarafından temyizi üzerine Dairemizin 07/04/2014 tarih, 2014/50 E- 2014/6729 K. sayılı ilamı ile bozulmuştur. Bozma ilamına uyularak yapılan yargılama sırasında davacı vekili 28/05/2015 havale tarihli ıslah dilekçesiyle talebini 21.041,39 TL"ye yükseltmiş ve mahkemece de ıslahla artırılan bu miktar üzerinden davanın kabulüne karar verilmiştir.
Islah tarihi itibariyle yürürlükte bulunan 6100 sayılı HMK"nın 177. maddesinde ıslahın tahkikatın sona ermesine kadar yapılabileceği düzenlenmiştir. Yine, mülga 1086 sayılı HUMK 84. maddesi de aynı mahiyettedir. Yargıtay İçtihatları Birleştirme Genel Kurulu"nun 06/05/2016 tarih ve 2015/1 E- 2016/1 K. sayılı kararında da açıklandığı üzere, her ne sebeple verilirse verilsin bozmadan sonra ıslah yapılması mümkün değildir. Bu durumda mahkemece, davacı vekili tarafından bozma sonrası ıslah edilen miktar üzerinden davanın kabulüne karar verilmesi doğru olmamış, bozmayı gerektirmiştir.
2- Kabule göre de, her ne kadar mahkemece benimsenen bilirkişi raporu doğrultusunda, davalı banka tarafından davacıya kullandırılan krediler nedeniyle kesilen sigorta primlerinin de iadesine karar verilmiş ise de, işbu sigorta primlerinin davacıdan kasa fişi ile tahsil edilerek ödendiği anlaşılmakla, tahsil edilen sigorta primlerinin de iadesine karar verilmesi doğru görülmemiş, hükmün bu nedenle de bozulması gerekmiştir.
3- Yukarıda (1) numaralı bentte açıklanan nedenlerle, davalı vekilinin sair temyiz itirazlarının incelenmesine şimdilik gerek görülmemiştir.
SONUÇ: Yukarıda (1) numaralı bentte açıklanan nedenlerle, kararın re"sen BOZULMASINA, (2) numaralı bentte açıklanan nedenlerle, davalı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile kararın davalı yararına BOZULMASINA, (3) numaralı bentte açıklanan nedenlerle, davalı vekilinin sair temyiz itirazlarının incelenmesine şimdilik yer olmadığına, ödediği temyiz peşin harcın isteği halinde temyiz edene iadesine, 11/10/2016 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.