Taksirle yaralama suçundan sanıkların mahkumiyetine ilişkin hükümler, mahalli Cumhuriyet savcısı ve sanık ... tarafından temyiz edilmekle dosya incelenerek gereği düşünüldü: Yapılan yargılamaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, mahkemenin kovuşturma sonuçlarına uygun olarak oluşan kanaat ve takdirine, incelenen dosya kapsamına göre, sanık ..."nun sair temyiz itirazlarının reddine, ancak; 1-Taksirli suçlar açısından temel cezanın belirlenmesinde TCK"nın 61/1 ve 22/4. madde ve fıkralarında yer alan ölçütlerden olan failin kusuru, meydana gelen zararın ağırlığı, suçun işleniş biçimi ile suçun işlendiği yer ve zaman nazara alınmak suretiyle TCK"nın 3/1. maddesi uyarınca işlenen fiilin ağırlığıyla orantılı olacak şekilde maddede öngörülen cezanın alt ve üst sınırları arasında hakkaniyete uygun bir cezaya hükmolunması gerekirken, asli kusurlu olduğu mahkemece de kabul edilen sanık ... hakkında, adalet ve hakkaniyet kuralları uyarınca alt sınırdan uzaklaşılarak ceza tayin edilmesi gerektiğinin gözetilmemesi, 2-5237 sayılı TCK"nın 89/1. maddesinde adli para cezası ile hapis cezasının seçimlik olarak düzenlendiği, TCK"nın 50/2. maddesi gereğince seçimlik cezalardan hapis cezası seçildikten sonra paraya çevrilemeyeceğine ilişkin düzenleme karşısında, sanıklar hakkında mahkemece hapis cezası tercih edilmiş olmasına rağmen sonuç cezanın paraya çevrilerek, TCK"nın 50/2. maddesine muhalefet edilmesi, Kanuna aykırı olup, mahalli Cumhuriyet savcısının temyiz itirazlarının bu itibarla yerinde görüldüğünden, hükümlerin bu sebeplerden dolayı 5320 sayılı Kanunun 8. maddesi uyarınca halen uygulanmakta olan 1412 sayılı CMUK"un 321. maddesi gereğince isteme uygun olarak BOZULMASINA, 25/10/2018 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.