14. Hukuk Dairesi 2014/11710 E. , 2015/1754 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Sulh Hukuk Mahkemesi
Davacı vekili tarafından, davalılar aleyhine 29.12.2010 gününde verilen dilekçe ile ortaklığın giderilmesi istenmesi üzerine yapılan duruşma sonunda; davanın kısmen kabulüne dair verilen 06.05.2014 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davalı ... vekili tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü:
K A R A R
Dava, İİK"nın 121. maddesi uyarınca alınan yetki belgesine dayalı olarak açılan ortaklığın giderilmesi isteğine ilişkindir.
Mahkemece, paylı mülkiyette bağımsız olarak payın haczi ve satışının mümkün olduğundan bahisle davanın reddine karar verilmiştir.
Davacı vekilinin temyizi üzerine karar Dairemizin 19.09.2013 tarihli ve 2013/11628 E. 2013/11861 K. sayılı ilamı ile “...Borçlu paydaşın alacaklısı tarafından açılan ortaklığın giderilmesi davasında, borçlunun müstakil payının icra yolu ile satışının istenmesi mümkün ise de, taşınmazların niteliğine göre 5403 sayılı Toprak Koruma ve Arazi Kullanımı Kanununun 8. maddesi hükmündeki yasal sınırlama nedeniyle borçlunun payının icra müdürlüğünce satışının parsel büyüklüğü açısından mümkün olup olmadığının belirlenmesi, mümkün olmadığının tespit edilmesi halinde alacaklının İcra İflas Kanununun 121. maddesi uyarınca aldığı yetki belgesine dayalı olarak taşınmazın tamamının satılması suretiyle paydaşlığın giderilmesini isteyebileceğinin gözetilmesi gerekirken, eksik inceleme ile davanın reddine karar verilmesi doğru görülmemiş...” gerekçesiyle bozulmuştur.
Mahkemece bozma ilamına uyularak, 105 ada 3 parsel ve 179 ada 12 parsel sayılı taşınmazlara ilişkin davanın reddine, 173 ada 21, 173 ada 7, 105 ada 53, 179 ada 3 parsel sayılı taşınmazlardaki ortaklığın satış suretiyle giderilmesine karar verilmiştir.
Hükmü davalı ... vekili temyiz etmiştir.
1-Yapılan yargılamaya toplanan delillere ve dosya içeriğine göre davalı vekilinin aşağıdaki bendin kapsamı dışındaki temyiz itirazları yerinde görülmemiş, reddi gerekmiştir.
2-Her ne kadar mahkemece bozma ilamı sonrasında Tarım Müdürlüğünce taşınmazların tamamının 5403 sayılı Toprak Koruma ve Arazi Kullanımı Kanununun 8. maddesi kapsamında bölünemez büyüklükte olduğu bildirilmiş ise de 5578 Sayılı Kanunla değiştirilen 5403 Sayılı Toprak Koruma ve Arazi Kullanımı Kanununun 8. maddesi gereğince bölünemez büyüklükteki tarım arazilerinin mirasa konu olmaları ve üzerlerinde her ne sebeple gerçekleşmiş olursa olsun birlikte mülkiyetin mevcut olması durumunda bu arazilerin ifraz edilemeyeceği, payların 3. şahıslara satılamayacağı, devredilemeyeceği hükmü mevcutken 5403 Sayılı Kanunun 8. maddesinde 30.04.2014 tarihli ve 6537 Sayılı Kanunun 4. maddesi ile yapılan değişiklikle "Tarım arazileri Bakanlıkça belirlenen büyüklüklerin altında ifraz edilemez, hisselendirilemez. Hazine taşınmazlarının satış işlemleri hariç olmak üzere pay ve paydaş adedi artırılamaz...." şeklinde düzenleme yapıldığından artık asgari tarımsal arazi büyüklüklerinin altındaki arazilerde de payın üçüncü şahıslara satışı ve devri mümkün hale gelmiştir.
Somut uyuşmazlıkta davaya konu taşınmazlarda borçlu (davalı) ... paydaş durumundadır. Yukarıda bahsedilen yasal değişiklikle alacaklı (davacı) tarafından borçlu ..."ın haczedilen payının doğrudan icra yolu ile satışı mümkün hale geldiğinden alacaklının (davacı) İcra ve İflas Kanununun 121. maddesi gereğince yetki alarak bu parseller yönünden ortaklığın giderilmesi davası açmasında hukuki yararı kalmamıştır.
Usuli kazanılmış hakkın istisnalarından biri de yeni bir kanun veya Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararı çıkmış olmasıdır. Mahkemenin bozmaya uymasından sonra bir kanun çıkarsa mahkemelerde veya Yargıtay"da görülmekte olan bütün işlere uygulanması gerekir. Yani sonradan çıkan bir kanuna karşı usuli kazanılmış hak iddiasında ve itirazında bulunulamaz. Bozmadan sonra o konuda yürürlüğe giren yeni kanun karşısında Yargıtay"ın bozma ilamına uyulmuş olmakla meydana gelen usuli kazanılmış hak hukukça değer taşımaz. Bu nedenle Dairemizin 19.09.2013 tarihli ve 2013/11628 E. 11861 K. sayılı bozma ilamına uyularak karar verilmiş olsa da 5403 Sayılı Toprak Koruma ve Arazi Kullanımı Kanununun 8. maddesinde sonradan yapılan değişiklik nedeni ile bozma ilamı davacı taraf yönünden usuli kazanılmış hak oluşturmaz. Bu itibarla mahkemece, 173 ada 21, 173 ada 7, 105 ada 53, 179 ada 3 parsel sayılı taşınmazlar yönünden davanın reddi gerekirken yazılı şekilde hüküm kurulması doğru görülmemiştir.
SONUÇ: Yukarıda (1) no"lu bentte açıklanan nedenlerle davalı vekilinin temyiz itirazlarının reddine, (2) no"lu bentte açıklanan nedenlerle davalı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin harcın istek halinde yatırana iadesine 20.02.2015 tarihinde oybirliği ile karar verildi.