Davacı, ilk prim tevkifatının kesildiği tarihi takip eden aybaşından itibaren tarım Bağ-Kur sigortalısı olduğunun tesbitiyle, 5458 sayılı yasaya göre prim borçlarının yapılandırılmasına karar verilmesini istemiştir.
Mahkeme ilamında belirtildiği şekilde, isteğin reddine karar vermiştir.
Hükmün davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tesbit edildi.
Dava, davacının ilk kesinti tarihini takip eden aybaşı olan 1.4.1997 tarihinden itibaren Tarım Bağ-Kur sigortalısı olduğunun tespiti ile 5458 sayılı Yasa"dan yararlandırılması istemine ilişkindir.
Mahkemece istemin reddine karar verilmiştir.
Davanın yasal dayanağını oluşturan 2926 sayılı Yasa’da 506 sayılı Yasa’nın 79.maddesine koşut geçmiş tarım Bağ-Kur hizmetlerinin tesbitine ilişkin bir düzenleme mevcut değildir. 2926 sayılı Yasa’nın 7. maddesi hükmüne göre, bu yasaya göre sigortalı sayılanlar, sigortalı sayıldıkları tarihten itibaren en geç üç ay içinde Kurum’a başvurarak kayıt ve tescillerini yaptırmak zorundadırlar. Anılan Yasa’nın 5. maddesi ile 7. madde de belirtilen süre içinde kayıt ve tescillerini yaptırmayan sigortalıların hak ve yükümlülüklerinin kayıt ve tescil edildikleri tarihi takip eden aybaşından itibaren başlayacağı hükmü getirilmiştir. 2926 sayılı Yasa’nın 2. ve 3. maddeleri kapsamında, kendi nam ve hesabına tarımsal faaliyette bulunanlardan yasanın uygulanma tarihinde 58 yaşını dolduran kadınlarla, 60 yaşını dolduran erkekler dışındakiler bakımından tarım Bağ-Kur sigortalılığı zorunlu sigortalılık niteliğinde bulunmaktadır.Başka bir ifade ile sigortalı olmak hak ve yükümlülüğünden vazgeçip kaçınmak mümkün değildir. Diğer yandan resen tescil başlığını taşıyan 9.maddeye göre bu yasa kapsamında sigortalı sayılanların sigortalılıklarının başladığı tarihten itibaren 3 ay içinde Kurum’a kayıt ve tescilini yaptırmayanların tescil işlemlerinin Kurum’ca re’sen yapılması gerekmektedir. 2926 sayılı Yasa’nın 36.maddesi kapsamında Kurum’un prim alacaklarını Bakanlar Kurulu Kararı ile ürün bedellerinden tevkifat suretiyle tahsil etmesi mümkündür. Bu bağlamda 2.madde kapsamına girenlerin belirtilen şekilde prim borçlarının ürün bedellerinden tevkifat suretiyle kesilerek Bağ-Kur’a ödenmesi halinde kayıt ve tescil için kurum’a başvuru olmasa dahi bahse konu biçim de prim ödenmesi suretiyle kayıt ve tescil konusundaki iradelerini ortaya koydukları tartışmasızdır. Bağ-Kur’un iş bu prim ödenmesine rağmen, sigortalıyı re’sen kayıt ve tescil etmemesi yasanın kendisine yüklediği re’sen tescil mükellefiyetine aykırılık teşkil etmektedir. 2926 sayılı Yasa’nın 10.maddesine göre kayıt ve tescil işlemlerinde Valilik, Kaymakamlık, Özel İdare, Belediye, Muhtarlık ve Nüfus İdareleri kayıtları ile diğer kamu kurum ve kuruluşlarının, kanunla kurulu meslek kuruluşlarının, tarım satış kooperatifler kanununa göre kurulan pancar ekicileri İstihsal Kooperatifleri ile Birliği, T.Şeker Fabrikaları Anonim Şirketi ve tarım kesimine yönelik faaliyette bulunan milli bankaların kayıtlarının esas alınacağı bildirilmiştir. Bu kayıtların tarımda kendi adına ve hesabına bağımsız çalışmanın yasal karinesi olduğu ortadadır.
Öte yandan Sosyal Güvenlik Prim Alacaklarının Yeniden Yapılandırılması ve Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılması Hakkındaki 5458 Sayılı Kanunun 1.maddesi ve ve bu yasaya dayalı çıkarılan SSK Sigorta İşleri Genel Müdürlüğü Sigorta Primleri Daire Başkanlığının 30.05.2006 tarih ve 16-373 Sayılı Genelgesi çerçevesinde 30.06.2006 tarihine kadar Kuruma başvuranlar veya dava açarak talepte bulunanların söz konusu yasadan yararlandırılmaları gerekir.
Davacının teslim ettiği ürün bedelinden Bağ-Kur priminin 30.4.1997 tarihinde tevkifat yoluyla kesildiği, ayrıca M. kızı 1954 doğumlu Ü. Y.isimli kişinin sattığı 1996 yılı ürün bedelinden prim kesintisi yapıldığı, davacının evlenmeden önce soyadının “A.” olduğu 27.2.1973 yılında evlenip 23.6.2004 tarihinde boşandığı, davacı vekili tarafından davacının evlenerek “Yıldırım” soyadını aldığı tüm kesinti ve kayıtlarının “Y.” soyadı ile yapıldığının iler sürüldüğü 25.8.2001 tarihinden itibaren ziraat odası kaydının devam ettiği, zabıta araştırmalarından 27800m² arazisinin olduğu davacının 12.6.2006 tarihinde davalı Kuruma müracaatta bulunup 5458 sayılı Yasa"dan yararlanmak için taahütname doldurduğu görülmektedir.
Yapılacak iş; davacının evlenmekle aldığı soyadı ve nüfus bilgilerini ilgili Nüfus Müdürlüğünden getirterek, bu soyadı ve nüfus bilgileri ile davacının tüm tarımsal kayıtlarını ve prim kesintilerini yeniden araştırmak ve çıkacak sonuca göre bir karar vermektir.
Ayrıca mevcut delillere göre davacının kesintinin bulunduğu 1.5.1997-31.12.1997 tarihleri arasında 2926 sayılı Yasa"ya tabi sigortalı olduğunun bu döneme ilişkin primlerini 5458 sayılı yapılandırma yasasından yararlanmak suretiyle ödeyebileceğinin kabulü gerekirken mahkemece istemin tümden reddine karar verilmesi de kabul şekli bakımından hatalı olmuştur.
Mahkemece bu maddi ve hukuki olgular gözetilmeksizin eksik inceleme ve araştırma sonucunda yazılı şekilde karar verilmiş olması usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.
O halde, davacının bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.
SONUÇ: Hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, temyiz harcının istek halinde ilgiliye iadesine, 6.10.2008 gününde oybirliğiyle karar verildi.