14. Hukuk Dairesi 2019/4873 E. , 2020/169 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Davacılar vekili tarafından, davalılar aleyhine 14.03.2014 gününde verilen dilekçe ile tapu iptal ve tescil veya tazminat talebi üzerine yapılan duruşma sonunda; davanın reddine dair verilen 21.12.2015 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davacılar vekili tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü:
K A R A R
Davacılar vekili; müvekkillerinin murisi ... ve davalılar ..., ..., ..., ... ile ..., ... ve ... murisi ... 03/10/1983 tarihinde ... Köyü Muhtarı, iki şahit ve iki aza huzurunda tanzim olunan gayrimenkul satış vaadi sözleşmesi ile davalıların ... İli, ... ilçesi, ... Mahallesi, 581 parselde yer alan dava konusu taşınmazda bulunan hisselerinin tamamını satmayı vaaddettiklerini taraflar arasında düzenlenen bu sözleşmenin imzalandığı gün taşınmazın zilyetliğinin müvekkillerinin murisi olan ..."e devredildiğini, taşınmazın zilyetliğinin halen müvekkillerinde olduğunu, davalıların buna rağmen ortaklığın giderilmesi yoluyla taşınmazı satmak istediğini, müvekkillerin murisinin taşınmaz üzerine fıstık ve karışık meyve ağaçları diktiğini, sözleşmeye göre müvekkillerinin murisinin davalılara toplam 240,000,00TL ödediğini, 03/10/1983 tarihli harici gayrimenkul satış vaadi sözleşmesine konu dava konusu taşınmazda bulunan davalı hisselerinin tapu kaydının iptali ile müvekkillerinin murisi adına tesciline, tapu iptali ve tescilin mümkün olmaması halinde sözleşmede belirtilen ve muris ... tarafından davalılara ödenmiş olan 240,000,00TL"nin taşınmazın güncel değeri de gözetilerek davalılardan tahsil edilmesini, ağaç bedellerinin de fazlaya dair hakları saklı kalmak kaydıyla şimdilik 10.000,00TL"nin dava tarihinden itibaren uygulanacak yasal faizi ile birlikte müvekkillerine ödenmesini talep ve dava etmiş, 22.01.2015 tarihli celsede ... hakkındaki davadan feragat ettiğini bildirmiştir.
Bir kısım davalılar vekili, davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece, davacıların, davalı ... hakkındaki davadan feragat ettiği, taşınmazın davalıların murisi ... oğlu ... adına kayıtlı olup, iştirak halinde mülkiyet hükümleri uyarınca davanın tereke temsilcisi yada tüm mirasçılara yöneltilmesi gerektiği, davacı tarafın ... hakkındaki davadan feragat etmesi sebebiyle taraf teşkilinin imkansız hale geldiği, davalılar arasında fiili ve kadimden beri kullanılan bir taksimin varlığının da kanıtlanamadığı gerekçesiyle davalarının reddine karar verilmiştir.
Hükmü davacılar vekili temyiz etmiştir.
Satış vaadi sözleşmesine dayalı tapu iptali ve tescil davalarında, davacının dayandığı pay elbirliği mülkiyetine konu ise tüm ortakların birlikte dava açması veya birinin açtığı davaya diğerlerinin muvafakat etmesi gerekir. Çünkü bu gibi hallerde 11.10.1982 tarihli ve 3/2 sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararı uyarınca davanın tereke adına açıldığının kabulü gerekir. Davaya muvafakat, duruşmaya gelip bu konuda beyanda bulunmakla veya imzası noterce onaylı muvafakat belgesi ibraz edilmesi suretiyle yahut davacı adına davayı takip eden avukata vekalet verilmesi ile sağlanabilir. Bu yolda ortakların tümünün muvafakati sağlanamazsa Türk Medeni Kanununun 640. maddesi hükmü uyarınca murisin terekesine görevli mahkemede temsilci atanması için davacıya süre verilir. Temsilci davacı dışında biri olursa davacının sıfatı sona ereceğinden davayı temsilci takip eder. Dava hakkına ilişkin olan bu hususun hakim tarafından kendiliğinden öncelikle nazara alınması gerekir.
Somut olayda; dava konusu harici satış senetlerinde alacaklı taraf olan davacılar murisi ... oğlu ..."in UYAP sisteminden yapılan incelemelere göre, hem nüfus kaydında hem de ... 4. Sulh Hukuk Mahkemesinin 18/06/2019 tarihli 2019/669 Esas, 2019/744 Karar sayılı mirasçılık belgesinde davacılar dışında Yakup Şimşek isimli bir mirasçısı daha bulunduğu halde davada yer almadığı anlaşılmaktadır.
Bu durumda mahkemece, elbirliği ortaklarının tamamının davaya dahil edilerek muvafakatlerinin alınması, ortakların tümünün davaya muvafakati sağlanamazsa terekeye temsilci atanması için dava açmak üzere davacı tarafa süre verilmesi ve daha sonra oluşacak sonuca göre bir karar verilmesi gerekirken taraf teşkili sağlanmaksızın işin esasına girilerek yazılı şekilde hüküm kurulması doğru değildir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle davalı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, bozma nedenine göre sair hususların şimdilik incelenmesine yer olmadığına, peşin yatırılan harcın istek halinde yatırana iadesine, kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 08/01/2020 tarihinde oy birliği ile karar verildi.