Abaküs Yazılım
11. Hukuk Dairesi
Esas No: 2015/13553
Karar No: 2016/8005
Karar Tarihi: 11.10.2016

Yargıtay 11. Hukuk Dairesi 2015/13553 Esas 2016/8005 Karar Sayılı İlamı

11. Hukuk Dairesi         2015/13553 E.  ,  2016/8005 K.

    "İçtihat Metni"


    MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ

    Taraflar arasında görülen davada ... Asliye Hukuk Mahkemesi’nce verilen 11/04/2013 tarih ve 2011/179-2013/183 sayılı kararın duruşmalı olarak incelenmesi davacı vekili tarafından istenmiş olup, duruşma için belirlenen 11/10/2016 günü tebligata rağmen gelen olmadığı yoklama ile anlaşıldı, duruşmalı işlerin yoğunluğu ve süre darlığından ötürü işin incelenerek karara bağlanması ileriye bırakıldı. Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlenildikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
    Davacı vekili, ... A.Ş. tarafından dava dışı ... Ltd. Şti"ye kredi kullandırıldığı, davalıların genel kredi sözleşmesinde müşterek borçlu ve müteselsil kefil olarak imzaları bulunduğunu, borcun ödenmemesi üzerine davalılar hakkında takip yapıldığını, davalıların takibe itiraz ettiklerini, davalı ..."un icra dosyasındaki borcun 50.000,00 TL"lik kısmını kabul ettiğini, müvekkilinin bankanın alacağını temlik aldığını ileri sürerek, davalı ..."un 36.000,00 TL işlek kredisi için dava tarihinden itibaren %62 , 39.836,98 TL taksitli ticari kredisi için % 50, 14.675,00 TL artı para kredisi için % 108 oranlarında temerrüt faizi işletilerek toplam 409.850,59 TL"nin tahsiline, davalı ..."ün 100.000,00 TL ana para borcuna dava tarihinden itibaren % 62 temerrüt faizi işletilmesine ve 375.368,04 TL"nin tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
    Davalılar, davanın reddini istemişlerdir.
    Mahkemece, iddia, savunma ve tüm dosya kapsamına göre, davalıların dava dışı ... İnş. .. Ltd. Şti"nin kullandığı kredilere kefil oldukları, davalı kefillerin sorumluluğunun TBK"nun 583 ve 589. maddeleri uyarınca kredi sözleşmesi limiti kadar olduğu, icra takipleri devam ederken ... T.AŞ"nin alacağını davacı şirkete temlik ettiği, davacının davalılardan alacaklı olduğu gerekçesiyle, davanın kısmen kabulüne, taleble bağlı kalınarak ve tahsilde tekerrür olmamak kaydıyla 88.111,98 TL ana para alacağının 33.600,00 TL"nin işlek kredi borcuna dava tarihinden itibaren işleyecek %62 temerrüt faizi, 39.836,98 TL"lik taksitli ticari kredi borcuna dava tarihinden itibaren işleyecek %50 temerrüt faizi ve 14.675,00 TL"lik ticari artı para borcuna dava tarihinden itibaren işleyecek %108 temerrüt faizi ile birlikte davalı ..."dan tahsiline, 100.000 TL"lik ana para borcunun 90.261,02 TL"lik kısmına dava tarihinden itibaren işleyecek %62 temerrüt faizi, 9.368,98 TL"lik kısmına dava tarihinden itibaren işleyecek %50,4 TL temerrüt faizi ile 370,00 TL"lik borcuna dava tarihinden itibaren işleyecek %62 temerrüt faizi ile birlikte davalı ..."den tahsiline karar verilmiştir.
    Kararı, davacı vekili temyiz etmiştir.
    1-Dava, genel kredi sözleşmesinden kaynaklanan alacağın davalı kefillerden tahsili istemine ilişkindir.
    6100 sayılı Kanun"un 184. ve devamı maddeleri uyarınca, yargıç tarafların iddia ve savunmalarıyla toplanan kanıtları inceledikten sonra duruşmada hazır bulunan taraflara tahkikatın tümü hakkında açıklama yapabilmeleri için söz verir. Taraflar tahkikatın tamamı hakkında açıklamada bulunduktan sonra, yargıç yeniden araştırma yapılmasını gerektiren bir husus kalmadığı sonucuna varırsa tahkikatın bittiğini taraflara tefhim eder. Anılan Kanunun 186. maddesi hükmüne göre, tahkikatın bitiminden sonra sözlü yargılama ve hüküm için tayin olacak gün ve saatte mahkemede hazır bulunmalarını sağlamak amacıyla iki tarafı davet eder. Taraflara çıkartılacak olan davetiyede belirlenen gün ve saatte mahkemede hazır bulunmadıkları takdirde yokluklarında hüküm verileceği hususu bildirilir. Ancak, taraflar duruşmada hazırsa bu bildirim sözlü olarak yapılır, tutanağa geçirilir ve taraflara imzalatılır. Sözlü yargılama aşamasında taraflara son sözleri sorularak hüküm tefhim edilir. Sözlü yargılama safhasında taraflar kanıt sunmadan kendisi ve karşı tarafın iddia ve savunmaları ile kanıtlarıyla ilgili hukuki değerlendirme yaparak neden haklı olduklarını açıklama hakkı elde ederler, yargıç da gerektiğinde salt hukuki değerlendirmeye esas olmak üzere taraflara soru sorma ve tereddütlü noktaları son kez açıklığa kavuşturma imkanına sahip olur.
    Somut uyuşmazlıkta mahkemece, 11.04.2013 tarihli celsede taraflara bilirkişi raporuna karşı beyanları için söz verildikten sonra tahkikat aşamasının bittiği tefhim edilmeden ve yukarıda açıklanan hükümler çerçevesinde sözlü yargılama için taraflara süre verilmeden ya da tarafların bu konuda süre istemediklerine ilişkin beyanları tespit edilmeden doğrudan davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir. Bu itibarla, mahkemece HMK"nın 184. ve devamı maddelerinde belirtilen usullere uyulmadan, tarafların iddia ve savunma hakkını kısıtlar şekilde hüküm kurulması doğru görülmemiş, kararın bozulması gerekmiştir.
    2-Bozma sebep ve şekline göre, davacı vekilinin diğer temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine gerek görülmemiştir.
    SONUÇ: Yukarıda (1) numaralı bentte açıklanan nedenlerle davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile kararın BOZULMASINA, (2) numaralı bentte açıklanan nedenlerle davacı vekilinin diğer temyiz itirazlarının incelenmesine yer olmadığına, ödediği temyiz peşin harcın isteği halinde temyiz edene iadesine, 11/10/2016 tarihinde oyçokluğuyla karar verildi.
    KARŞIOY

    6100 sayılı HMK"nın Geçici 3/2. maddesi delaletiyle temyiz incelemesinde uygulanması gereken 1086 sayılı HUMK"nın 5236 sayılı Yasa ile değişiklikten önceki 428/2. maddesi "Usulü muhakemeye muhalefetten dolayı bir hükmün nakzolunabilmesi mahkemeye ait vezaifte usulü muhakemenin ihlal olunmasına ve işbu kusur ve hatanın lahik olan hükmü tağyir edecek derecede bulunmasına veya müddei, yahut müddeaaleyh tarafından usulü muhakemenin tağyir ve ihlal olunduğunu ispat edecek derecede itiraz olunup da mahkemede tetkik edilmemiş olmasına mütevakkıftır." hükmünü içermektedir. Yerel mahkemece tahkikakın bittiğinin tefhim edilmemiş olması, sözlü yargılama için duruşma günü belirlenip taraf vekillerine tebliğ edilmemiş olması, 6100 sayılı HMK"nın 184 ve 186. maddesindeki usul hükmünün ihlali niteliğinde ise de, yukarda anılan kanun hükmü doğrultusunda, tek başına bozma sebebi olarak kabul edilemez.
    Bu nedenlerle, davacı yan vekilinin diğer temyiz nedenleri üzerinde durularak esas yönünden bir karar verilmesi gerektiği düşüncesinde olduğumdan Daire çoğunluğunun usul bozmasına katılmaya olanak görmüyorum.

    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi