Davacı, 23.6.1982-1.9.1984 tarihleri arasındaki sürenin Bağ-Kur sigortalılık hizmet süresinden sayılması gerektiğinin tesbitine karar verilmesini istemiştir.
Mahkeme ilamında belirtildiği şekilde, isteğin reddine karar vermiştir.
Hükmün davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tesbit edildi.
Davacı 23.06.1982-01.09.1984 tarihleri arasındaki sürede Bağ-Kur sigortalısı olduğunun tespitini istemiştir.
Mahkeme yazılı gerekçelerle istemin reddine karar vermiştir.
Dosyadaki bilgi ve belgelerden davacının, 20.11.1985 tarihli giriş bildirgesi ile geriye yönelik olarak nakliyecilik faaliyeti dikkate alınarak 20.04.1982 tarihinden itibaren Bağ-Kur sigortalısı olarak kayıt ve tescilinin yapıldığı, davacının 23.06.1982-01.09.1984 tarihleri arasında vergi kaydının bulunmadığını tespit eden Kurumun 21.09.2003 tarihli (İB/YS) formu ile 23.12.1982 tarihi itibari ile sigortalılığını sona erdirip tekrar sigortalılığının 23.01.1985 tarihinde başlatıldığı, davacının 01.09.1982 tarihinde başlayan vergi kaydının 23.12.1982 tarihinde sona erdiği daha sonra 23.01.1985 tarihinde tekrar vergi kaydının başladığı Oda kaydının 10.06.1981 tarihinde başlayıp 04.08.2005 tarihine kadar devam ettiği, 18.12.1984-13.08.2005 tarihleri arasında Esnaf sicil kaydının bulunduğu prim ödemelerinin 1985-2002 tarihleri arasında olduğu 1992 yıllındaki aftan da yararlandığı görülmüştür.
1.4.1972 tarihinde yürürlüğe giren 1479 sayılı Yasa"nın 24. maddesinde zorunlu Bağ-Kur sigortalılığı için esnaf sicili veya kanunla kurulu meslek kuruluşu kaydı aranırken 20.4.1982 tarihinde yürürlüğe giren 2654 sayılı Yasa ile 1479 sayılı Yasa"nın 24. maddesi değiştirilecek zorunlu Bağ-Kur sigortalılığı için gelir vergisi mükellefi olması şartı getirilmiş ancak gelir vergisinden muaf olanlar için meslek kuruluşuna kayıtlı olma yeterli görülmüş, 22.3.1985 tarihinde yürürlüğe giren 3165 sayılı Yasa ile 24. madde değiştirilerek zorunlu Bağ-Kur sigortalılığı için vergi kaydı veya esnaf sicil kaydı veya oda kaydının bulunması yeterli görülmüş, 2.8.2003 tarihinde yürürlüğe giren 4956 sayılı Yasa ile 24. madde değiştirilerek zorunlu Bağ-Kur sigortalılığı için gelir vergisi mükellefi olma şartı getirilmiş ancak gelir vergisinden muaf olanlar için esnaf sicil kaydı ve oda kaydının bir arada bulunması yeterli görülmüştür. 20.11.1985 tarihinde verilen giriş bildirgesi ile Kurumun gerekli araştırmayı yapmaksızın vergi kaydı bulunmayıp yalnız oda kaydı bulunan davacıyı 20.04.1982 tarihinden itibaren sigortalı olarak kabul ettiği ve ancak 2002 yılında yaptığı yanlışlığın farkına vararak düzeltme işlemini gerçekleştirdiği anlaşılmaktadır. Uyuşmazlık konusu olan 20.04.1982-01.09.1984 tarihleri arasındaki dönemin primleri giriş bildirgesinin verildiği 1985 yılından düzeltme işleminin yapıldığı 2002 yılına kadarki dönem içinde ödenmiş ve kurumca da kabul edilerek uzun yıllar kullanılmış ise davacıyı kendi hatalı işlemi ile 20.04.1982 tarihinden itibaren sigortalı sayan ve primleri de tahsil edilip uzun süre kullanan Kurumun davacıya uzun yıllar sigortalı olduğu inancını verdikten sonra yaptığı yanlışlığın farkına vararak sigortalılık süresini indirmesi iyi niyetten uzaktır. Yargıtay Hukuk Genel Kurulu"nun 1997/10-578-758 sayılı kararında da belirtildiği üzere davacının Sosyal Güvenlik Hukuk İlkeleri ve Medeni Kanunda yer alan iyiniyet kurallarının uygulanmasının zorunlu bir sonucu olarak primlerin alındığı dönemde zorunlu sigortalı kabul edilmesi gerektiği ortadadır.
Yapılacak iş; davacının 1992 affında geriye doğru yaptığı ödemelerin ihtilaf konusu olan 20.04.1982-01.09.1985 dönemini kapsayıp kapsamadığını davalı Kurumdan sormak, gerekirse bu konuda uzman bilirkişiden bu ödemelerin ihtilaf konusu dönemin primlerini karşılayıp karşılamadığı konusunda görüş almak ve çıkacak sonuca göre karar vermektir.
Mahkemece bu maddi ve hukuki olgular göz ardı edilerek eksik araştırma sonucu yazılı şekilde kurulan hüküm usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.
O halde, davacının bu yönü amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.
SONUÇ: Hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, temyiz harcının istek halinde davacıya iadesine, 06.10.2008 gününde oybirliğiyle karar verildi.