Davacı, SSK"lı süreler hariç tarım Bağ-Kur sigortalısı olduğunun tespiti, hizmet birleştirilmesi ile yaşlılık aylığına hak kazandığının tespitine karar verilmesini istemiştir.
Mahkeme ilamında belirtildiği şekilde, isteğin kabulüne karar vermiştir.
Hükmün davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tesbit edildi.
1-Dosyadaki yazılara, toplanan delillere, hükmün dayandığı gerektirici nedenlere göre davalıların aşağıdaki bendin kapsamı dışındaki diğer temyiz itirazlarının reddine.
2-Davacı kısa süreli 506 sayılı Yasa’ya tabi çalışmalar dışındaki tarım Bağ-Kur sigortalılık sürelerinin geçerli olduğunun 2829 sayılı Yasa’ya göre hizmet birleştirmesi yapılarak 506 sayılı Yasa hükümleri uyarınca yaşlılık aylığına hak kazandığının tespitini ve birikmiş aylıklarına mahsuben 3.500,00-YTL’nin kurumdan tahsilini talep etmiştir.
Mahkeme, davacının 1.5.1986-30.9.2000 tarihleri arasında, 1991, 1992, 1993 ve 1999 yıllarındaki kısa süreli toplam 284 günlük 506 sayılı Yasa’ya tabi çalışmaları dışındaki Tarım Bağ-Kur sigortalılık sürelerinin geçerli olduğunun tespiti ile 2829 sayılı Yasa’ya göre hizmetleri birleştirilerek 1.12.2004 tarihinden itibaren 506 sayılı Yasa uyarcınca yaşlılık aylığına hak kazandığının ve birikmiş aylıklarına mahsuben 3.500,00-YTL’nin Kurumdan alınarak davacıya verilmesine karar vermiştir.
Mahkemenin sigortalılık süresinin tespitine ilişkin hükmü doğrudur, ancak yaşlılık aylığına yönelik kararı aşağıdaki gerekçelerle doğru görülmemiştir.
2829 sayılı Sosyal Güvenlik Kurumlarına Tabi Olarak Geçen Hizmetlerinin Birleştirilmesi Hakkındaki Kanunun 8. maddesinde, birleştirilmiş hizmet süreleri toplamı üzerinden ilgililere son yedi yıllık fiili hizmet süresi içinde fiili hizmet süresi fazla olan kurumca, hizmet sürelerinin eşit olması halinde ise eşit hizmet sürelerinden sonuncusunun tabi olduğu kurumca kendi mevzuatına göre aylık bağlanacağını belirtilmiştir. Maddede “filli hizmet” süresinin esas alınacağı özellikle vurgulanmış olup isteğe bağlı sigortalılık sürelerinin fiili hizmet süresinden sayılmayacağı açıktır.
Dosyadaki bilgi ve belgelere göre davacının 1.12.1980-31.12.1984 tarihleri arasında aralıklı olarak toplam 127 gün 506 sayılı Yasa’ya tabi çalışmalarının bulunduğu, 1.5.1986 tarihinde tarım Bağ-Kur sigortalılığın başladığı ve 30.9.2000 tarihine kadar olan sigortalılık süresi içinde kısa süreli 506 sayılı Yasa’ya tabi toplam 284 günlük çalışmasının daha mevcut olduğu, 1.12.2000-31.10.2004 tarihleri arasında 1290 gün 506 sayılı Yasa isteğe bağlı sigortalısı olarak prim ödediği, 1 yıl 8 aylık askerlik borçlanmasını 30.11.2004 tarihinde ödeyerek aynı tarihte de kurumdan yaşlılık aylığı talebinde bulunduğu, Mahkemenin 2829 sayılı Yasa gereğince aylığa bağlayacak kurumun birleştirilmiş hizmet süreleri toplamı üzerinden son yedi yıllık fiili hizmet süresi içinde, fiili hizmet süresi fazla olan kurum belirlenirken isteğe bağlı sigortalılık sürelerinin filli hizmetten sayılamayacağını dikkate almaksızın sonuca gidildiği görülmüştür.
2829 sayılı Yasa’nın 8. maddesi uyarınca, son yedi yılın hesabında isteğe bağlı sigortalılık süreleri nazara alınamayacağından fiili hizmet süresi fazla olan 2926 sayılı Yasa’ya tabi sigortalılık süresi esas alınarak sonuca gidilmesi gerektiği, bu durumda davacıya 506 sayılı Yasa’daki mevzuata göre aylık bağlanamayacağı ortadadır.
Mahkemece bu maddi ve hukuki olgular göz ardı edilerek yaşlılık aylığı yönünden yazılı şekilde kurulan hüküm usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.
O halde, davalıların bu yönü amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.
SONUÇ: Hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, 6.10.2008 gününde oyçokluğuyla karar verildi.