23. Hukuk Dairesi 2019/1932 E. , 2020/3659 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : Antalya Bölge Adliye Mahkemesi 11. Hukuk Dairesi
Taraflar arasındaki tapu iptali ve tescil davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın esastan reddine yönelik verilen hükmün davacı vekilince duruşmalı olarak temyiz edilmesi üzerine ilgililere çağrı kağıdı gönderilmişti. Belli günde davacı kooperatif vekili Avukat ... ile davalılar ... ve diğerleri vekili Avukat ..., ... vekili Avukat ..."in gelmiş olmalarıyla duruşmaya başlanarak hazır bulunan avukatların sözlü açıklamaları dinlenildikten ve temyiz dilekçesinin süresinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
- KARAR -
Davacı vekili, müvekkili kooperatifin 28.06.2009 tarihli genel kurulunda alınan karar gereğince imar fazlası kalan 9.207 m2"lik hissenin en az rayiç değer üzerinden satışına karar verildiğini, ancak satışı yapılacak hissenin bulunduğu taşınmazın tapuda kayıtlı bulunduğu yer, ada ve parsel numarası, rayiç bedelinin nasıl belirleneceğinin belirtilmediği gibi yönetim kuruluna da satış için herhangi bir yetki verilmediğini, 26.06.2010 tarihinde yapılan genel kurulda konunun yeniden görüşülmesi veya görüşülüp karar altına alınmış gibi gösterilmesini sağladıklarını, söz konusu genel kurulda bakanlık temsilcisinin bulunmadığını ileri sürerek, dava konusu taşınmazın davalı vakıf adına olan tapusunun iptali ile müvekkili adına tesciline mümkün olmaması halinde rayiç değerinin davalılardan müteselsilen tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı ..., ... ve ... vekili, davaya konu taşınmazın 2010 yılında satılması nedeniyle iki yıllık zamanaşımı süresinin dolduğunu, davaya konu satış işleminin muvazaalı olmadığını savunarak, davanın reddini istemiştir.
Davalı Vakıf vekili, davanın reddini istemiştir.
Mahkemece, iddia, savunma, dosya kapsamı ve benimsenen bilirkişi raporuna göre, genel kurulların iptaline yönelik açılmış bir dava bulunmadığı, kooperatifin kamuya terkin edilen ve satılacak başka bir arsasının bulunmadığı, hükumet komiserinin katılmamasının genel kurulun ve alınan kararların geçerliliğini etkilemediği, sonradan ilave edildiği ileri sürülen 26.06.2010 tarihli genel kurulun 5. maddesine yapılan ilavenin sadece ada parsel numarasının belirtilmesine ilişkin olup sonuca etkili olmadığı, her iki genel kurulda alınan kararlarda kamuya terkin edilen okul yerinin ve 9207 metre kare miktarların aynı olup, aynı yere ilişkin olduğu, tahrifat ve ekleme yapılmış olsa bile alınan kararın esasını etkilemediği, devir alan vakfın kamu yararı amacı güden vakıf olup, devir ve gerçek bedel arasında herhangi bir muvazaa bulunmadığı gerekçesiyle davanın reddine dair verilen karar, davacı vekilinin istinaf kanun yoluna başvurması üzerine, Antalya Bölge Adliye Mahkemesi 11 . Hukuk Dairesince, genel kurulun iptaline yönelik açılmış bir dava bulunmadığı, kooperatifin kamuya terkin edilen ve satılacak başka bir arsanın bulunmadığı, Çevre ve Şehircilik İl Müdürlüğü tarafından bakanlık temsilcisi görevlendirilmediği, bu nedenle bakanlık temsilcisinin bulunmamasının genel kurulun ve alınan kararların geçerliliğini etkilemediği, ınmazın devir tarihindeki gerçek rayiç değeri dikkate alındığında davacı kooperatifin herhangi bir zararının oluşmadığı gerekçesiyle, istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
Bu karara karşı süresinde davacı vekilince süresinde temyiz yoluna başvurulması üzerine dosya duruşmalı olarak incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
6100 Sayılı HMK"nın 373/4 maddesi; "Yargıtay"ın bozma kararı üzerine ilk derece mahkemesince bozmaya uygun olarak karar verildiği takdirde, bu karara karşı temyiz yoluna başvurulabilir." hükmünü, geçici 3/2 maddesi; "Bölge Adliye Mahkemelerinin göreve başlama tarihinden önce verilen kararlar hakkında, kesinleşinceye kadar 1086 Sayılı Kanun"un 26.09.2004 tarihli ve 5236 Sayılı Kanun"la yapılan değişiklikten önceki 427. ve 454. madde hükümlerinin uygulanmasına devam olunur. Bu kararlara ilişkin dosyalar Bölge Adliye Mahkemelerine gönderilemez." hükmünü içermektedir.
Yukarıda açıklanan yasa maddelerinin düzenleniş amacı, Bölge Adliye Mahkemelerinin göreve başlama tarihinden önce verilen kararlara karşı Yargıtay yoluna başvurulmasını ve karar kesinleşinceye kadar kanun yolu denetiminin Yargıtay tarafından yapılmasını sağlamaktır.
İş bu dosyaya konu dava, 14.01.2016 tarihinde Yargıtay 20. Hukuk Dairesi incelemesinden geçtiğine göre ilk derece mahkemesince verilen kararın, HMK’nın geçici 1. maddesi ve geçici 3/2. maddesi uyarınca temyiz incelemesi görevi Yargıtay Dairelerine ait bulunduğundan, Antalya Bölge Adliye Mahkemesi 11. Hukuk Dairesinin 26.02.2019 tarihli, 2018/1257 E. 2019/360K. sayılı kararının yok sayılmasına karar verilerek ilk derece mahkemesinin temyiz incelemesi yapılmıştır.
Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle gerektirici sebeplere, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre davacı vekilinin temyiz itirazları yerinde görülmemiştir
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle davacı vekilinin tüm temyiz itirazlarının reddiyle usul ve kanuna uygun bulunan hükmün ONANMASINA, aşağıda yazılı onama harcının temyiz edenden alınmasına, Yargıtay duruşmasında vekille temsil olunan davalılar yararına takdir olunan 2.540,00 TL duruşma vekalet ücretinin davacıdan alınarak, davalılara verilmesine, dosyanın ilk derece mahkemesine kararın bir örneğinin de Antalya Bölge Adliye Mahkemesi 11. Hukuk Dairesine gönderilmesine, 17.11.2020 tarihinde kesin olarak oy birliğiyle karar verildi.