Ceza Genel Kurulu 2017/319 E. , 2017/251 K.
"İçtihat Metni"
Kararı veren
Yargıtay Dairesi : 2. Ceza Dairesi
Mahkemesi :Asliye Ceza
Günü : 18.02.2015
Sayısı : 497-96
Elektrik enerjisi hakkında hırsızlık suçundan sanık ..."in beraatine ilişkin Bakırköy 26. Asliye Ceza Mahkemesince verilen 22.10.2010 gün ve 80-846 sayılı hükmün, katılan vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığınca 20.07.2012 gün ve 156415 sayı ile 6352 sayılı Kanunun geçici 2/2. maddesi uyarınca yeniden değerlendirme yapılmak üzere dosya mahkemesine iade edilmiş,
Yeniden inceleme yapan yerel mahkemece 04.07.2013 gün ve 780-680 sayı ile sanığın beraatine karar verilmiştir.
Hükmün katılan vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine Yargıtay 2. Ceza Dairesince 23.09.2014 gün ve 22230-21664 sayı ile;
"Hakkında tevzi kutusundan direk hat çekmek suretiyle kaçak elektrik kullandığı iddiasıyla tutanak düzenlenen sanığın "tutanağa konu eve bir ay önce kiracı olarak taşındığını, kaçak hattan haberi olmadığını, farkettiğinde ev sahibine sayaç taktırması için söylediğini bu sırada hakkında tutanak tutulduğunu" savunması, tutanak tanığı ...."ün beyanında; elektrik panosuna bakmayan birisinin sayaç olmadığını farketmeyebileceğini söylemesi karşısında; öncelikle sanığın tutanağa konu eve hangi tarihte taşındığı araştırılmalı ayrıca sanığın savunmasında geçen ev sahibi tanık olarak dinlenerek sanığın eve taşındığı tarih kesin olarak saptandıktan sonra harici hattın bulunduğu yer ve yapılışı itibariyle sanık tarafından bilinip bilinemeyeceği hususunda bilirkişiden rapor alınarak sanığın hukuki durumunun buna göre değerlendirilmesi gerekirken eksik inceleme ve yetersiz gerekçeyle yazılı şekilde karar verilmesi" isabetsizliğinden bozulmasına karar verilmiştir.
Yerel mahkeme ise 18.02.2015 gün ve 497-96 sayı ile;
"Sanığın aksi kanıtlanamayan savunmasına göre tutanakta belirtilen adresteki daireyi tutanak tarihinden bir ay önce kiraladığı, ... görevlilerince 27.11.2006 tarihinde tevzi kutusundan direkt hat çekip sayaçsız şekilde elektrik kullanmaktan dolayı tutanak tutulduğu, sanığın da imzasını taşıyan tutanağa göre belirtilen adrese bir ay önce taşındığı, durumdan haberinin olmadığını belirttiği, ... görevlilerinin kontrolüyle sanığın bu durumu öğrendiği, tutanak tanığının elektrik işlerinden anlamayan bir kişinin gizli hattı çekmesinin mümkün olmadığını belirttiği, sanığın gizli hattı çektiğine dair her hangi bir delil elde edilmediği, bu durumda sanığın yeni taşındığı dairedeki gizli hattı bilmesinin mümkün olmadığı anlaşıldığından sanığın savunmasının aksine karşılıksız yararlanma kastı ile hareket ettiğine dair herhangi bir delil elde edilmediğinden beraatine karar verilmesi gerekli görülmüş, 05.07.2012 tarihinde yürürlüğe giren 6352 sayılı yasanın geçici 2/2 maddesine göre "Abonelik esasına göre yararlanabilen elektrik enerjisinin, suyun ve doğalgazın sahibinin rızası olmaksızın ve tüketim miktarının belirlenmesini engelleyecek şekilde tüketilmesi dolayısıyla bu Kanunun yürürlüğe girdiği tarih itibarıyla hakkında hırsızlık suçundan dolayı kovuşturma yapılan veya kesinleşmiş olup olmadığına bakılmaksızın hakkında hüküm verilen kişinin, bu Kanunun yürürlüğe girdiği tarihten itibaren 6 ay içersinde zararı tamamen tazmin etmesi halinde hakkında cezaya hükmolunamaz, verilen ceza tüm sonuçlarıyla ortadan kalkar" şeklindeki yasal düzenleme de dikkate alındığında, sanığın şikayetçi kurum zararını tazmin etmediği anlaşılmakla ceza verilmesine yer olmadığına karar verilmemiştir" şeklindeki gerekçe ile direnerek önceki hüküm gibi karar vermiştir.
Bu hükmün de katılan vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının 19.12.2015 gün ve 174603 sayılı “bozma” istekli tebliğnamesiyle Yargıtay Birinci Başkanlığına gönderilen dosya, Ceza Genel Kurulunca 14.12.2016 gün ve 1227-1383 sayı ile; 6763 sayılı Kanunun 38. maddesi ile 5320 sayılı Kanuna eklenen geçici 10. madde uyarınca kararına direnilen daireye gönderilmiş, aynı madde uyarınca inceleme yapan Yargıtay 2. Ceza Dairesince 07.03.2017 gün ve 205-2682 sayı ile, direnme kararının yerinde görülmemesi üzerine Yargıtay Birinci Başkanlığına gönderilen dosya, Ceza Genel Kurulunca değerlendirilmiş ve açıklanan gerekçelerle karara bağlanmıştır.
TÜRK MİLLETİ ADINA
CEZA GENEL KURULU KARARI
Özel Daire ile yerel mahkeme arasında oluşan ve Ceza Genel Kurulunca çözümlenmesi gereken uyuşmazlık; sanık hakkında eksik araştırmaya dayalı olarak hüküm kurulup kurulmadığının belirlenmesine ilişkin ise de, Yargıtay İç Yönetmeliğinin 27. maddesi uyarınca öncelikle direnme hükmünün yasal ve yeterli gerekçe içerip içermediği hususunun değerlendirilmesi gerekmektedir.
İncelenen dosya kapsamından;
Yerel mahkemece bozmadan sonra yapılan yargılama sonucunda, direnme nedenleri gösterilmeden ve bozmaya niçin uyulmadığı açıklanmadan, ilk hükümdeki gerekçenin tekrarlanması suretiyle direnme hükmü kurulduğu anlaşılmaktadır.
Anayasamızın 141 ve 5271 sayılı CMK’nun 34. maddeleri uyarınca mahkeme kararlarının gerekçeli olması zorunludur. Yasal, yeterli ve geçerli bir gerekçeye dayanılmadan karar verilmesi, kanun koyucunun amacına uygun düşmeyeceği gibi uygulamada da keyfiliğe yol açacağından kuşku yoktur. Nitekim Ceza Genel Kurulunun yerleşmiş uygulamalarına göre de, bir karar bozulmakla tamamen ortadan kalkacağından, yerel mahkeme tarafından CMK’nun 34, 230 ve 232. maddeleri uyarınca yeniden usulüne uygun olarak hüküm kurulması, bunun yanında direnmeye ilişkin gerekçenin de gösterilmesi gerekmektedir.
Bu açıklamalar ışığında önsoruna ilişkin olarak yapılan değerlendirmede;
Yerel mahkemece, Özel Dairenin bozma kararı ile tamamen ortadan kalkan sanık hakkındaki ilk hükümde direnilirken, bu ilkeler doğrultusunda işlem yapılmamış, direnme nedenleri gösterilmeden ve bozmaya niçin uyulmadığı açıklanmadan hüküm kurulmuştur.
Bu itibarla, yerel mahkeme direnme hükmünün, saptanan bu usulü nedenden dolayı diğer yönleri incelenmeksizin bozulmasına karar verilmelidir.
SONUÇ:
Açıklanan nedenlerle;
1- Bakırköy 26. Asliye Ceza Mahkemesinin 18.02.2015 gün ve 497-96 sayılı direnme hükmünün, usul ve kanuna uygun direnme gerekçesi gösterilmeden karar verilmesi isabetsizliğinden diğer yönleri incelenmeksizin BOZULMASINA,
2- Dosyanın, mahalline gönderilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına TEVDİİNE 25.04.2017 tarihinde yapılan müzakerede oybirliğiyle karar verildi.