Davacı, malulen emekliliğini iptal eden Kurum işleminin iptaliyle, alamadığı maaşlarının yasal faiziyle birlikte tahsiline karar verilmesini istemiştir. Mahkeme ilamında belirtildiği şekilde, isteğin reddine karar vermiştir. Hükmün davacılar vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tesbit edildi. Dava, davacı çalışamayacak durumda malul olduğundan davalı Kuruca bağlanan malullük aylığının kesilmesi işleminin iptali ile aylığın kesildiği tarihten itibaren yeniden bağlanması gerektiğinin tespiti istemine ilişkindir Yargılama sırasında davacı sigortalı ölmüş, davaya mirasçıları tarafından devam edilmiştir. Mahkemece davanın reddine karar verilmiştir. Davanın yasal dayanağını oluşturan 506 sayılı yasanın 109. maddesinden prosedüre göre S.G.Kurumu Sağlık Kurullarından verilen raporlara itiraz halinde sorunun Yüksek Sağlık Kuruluna intikali zorunludur. Ancak bu kuruldan verilen raporlara karşı herhangi bir itiraz olduğunda ise Adli Tıp Kurumundan rapor alınması gerekir. Yüksek Sağlık Kurulu ile Adli Tıp İhtisas Kurullarından verilen raporlar arasında çelişki meydana gelmesi halinde Adli Tıp Genel Kurulu’ndan rapor alınarak sonuca sonucu gidilir. Dosyadaki kayıt ve belgelerden, SGK"ca 8.5.2002 tarihli SGK Malatya Hastanesi raporuna dayanılarak ölen sigortalının çalışma gücünün 2/3 ‘ünü yitirdiği, başkasının bakımına muhtaç olmadığı ve 15.5.2004 tarihinde kontrol muayenesi gerektiğinden bahisle malullük aylığı bağlandığı ve kontrol kaydı gereği aynı hastaneden alınan 12.5.2004 tarihli rapora göre davacının malul sayılmayacağına karar verilmesi üzerine aylığının Kurumca 1.6.2004 tarihi itibariyle kesildiği ve Yüksek Sağlık Kurulu’ndan alınan 3.4.2007 tarihli raporda sigortalının ölümü nedeniyle son durumuna ilişkin tedavi ve muayene belgeleri temin edilemediğinden mevcut belgelere göre çalışma gücünün 2/3"ünü kaybetmediğinden malul sayılmayacağına karar verildiği görülmektedir. Mahkemece Adli Tıp Kurumu 3. İhtisas Kurulundan davacının “ dava tarihi” itibariyle çalışma gücünün 2/3"ünün kaybedip etmediği “dosyadaki belge ve bilgilere göre” incelenerek bir rapor düzenlenmesi istenildiği halde 3. İhtisas Kurulu 25.5.2007 tarihli yanıtında malulüyet tayini için kişilerin son durumlarının Kurullarında yapılacak muayene ile tespiti gerektiğinden ve davacı şahıs öldüğünden malulüyet tayini yapılamayacağının bildirdiği görülmüştür. Adli Tıp Kurumu 3. İhtisas Kurulu mahkemenin müzekkere gereğini yerine getirmediği halde bu yönde yeniden bir rapor alınmadan sonuca gidilmesi hatalı olmuştur. Yapılacak iş; ölen sigortalının ölüm tarihine kadar alınan Sağlık Kurul Raporlarıyla tedavi belgelerinin Adli Tıp 3. İhtisas Kurulu’na gönderilerek malullük aylığının kesildiği 1.6.2004 tarihi itibarıyla davacılar murisinin çalışma gücünü en az 2/3 oranında kaybedip etmediğinin bu mevcut belgelere göre tespiti konusunda rapor almak, gerektiğinde 506 sayılı Yasa"nın 109. maddesi uyarınca Adli Tıp Genel Kurulun’dan görüş almak suretiyle sonuca gitmektir. Mahkemece, bu maddi ve hukuki olgular gözönünde tutulmaksızın eksik inceleme ve araştırma ile yazılı şekilde karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olup, bozma nedenidir. O halde, davacılar vekilinin bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle hüküm BOZULMASINA, temyiz harcının istek halinde davacılara iadesine, 25.9.2008 gününde oybirliğiyle karar verildi.