17. Hukuk Dairesi 2014/14296 E. , 2017/3705 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki tazminat davasının yapılan yargılaması sonunda; kararda yazılı nedenlerden dolayı asıl davanın kısmen kabulüne ve birleşen davanın usulden reddine dair verilen hükmün süresi içinde davacı vekili ile davalı ... ve ... vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği düşünüldü:
- K A R A R -
Davacı vekili, müvekkilinin 24/09/2005 tarihinde ... ilçesinden İnebolu İlçesine motorsikletle seyir halinde giderken, davalı ..."ın kullandığı. ... plakalı aracın çarpması sonucunda hayati tehlike geçirecek şekilde yaralandığını, kaza sonrası davacının kafa travması geçirdiğini ve buna bağlı olarak sağlığının bir çok yönden bozulduğunu, davacının kazadan önce askerliğini komando olarak yaptığını ve son derece sağlıklı olduğunu, kazadan sonra ise rahatsızlıkları sebebiyle hayatının çekilmez hale geldiğini, mesleğini tam manasıyla icra edemediğini, iş gücü kaybına maruz kaldığını, maddi ve manevi olarak da yıprandığını belirterek şimdilik 10.000,00 TL maddi (500 TL tedavi gideri, 500 TL yol gideri, 9.000,00 TL kaza nedeniyle iş göremezliği için) toplam 10.000,00 TL manevi tazminatın davalılardan müşterek ve müteselsilen tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiş; yargılama sırasında 25.12.2013 tarihli dilekçesi ile davalı ... şiretinin limit olan 50.000,00 TL"yi ödediğini, bakiye 45.917,52 TL"nin diğer davalılaradan tahsilini talep ederek davasını bu şekilde ıslah etmiştir.
Birleşen davada; davacı vekili, asıl davada arta kalan tazminat alacağının zamanaşımına uğrama ihtimali olduğunu belirterek 10.000,00 TL maddi tazminatın kaza tarihinden itibaren işleyecek faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı ... ve ... vekili; davanın 2918 sayılı kanunda öngörülen zamanaşımı süresi geçtikten sonra açıldığını, kazadan kısa bir süre önce aracın bakımının yaptırıldığını, olay akşamı karşıdan gelen aracın uzun farlarını yakması ve davacıya ait motorsikletin hiçbir aydınlatma aksamının bulunmamasının kazaya sebebiyet verdiğini, davacının motorsiklet ehliyetinin de bulunmadığını, bu nedenle davalılara atfı kabil bir kusur bulunmadığını belirterek tüm bu sebeplerle davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı ...Ş vekili; davanın 2918 sayılı kanunda öngörülen zamanaşımı süresi geçtikten sonra açıldığını, bu sebeple davanın reddi gerektiğini, kabul anlamına gelmemek kaydıyla mezkur poliçedeki kişi başına tedavi/sürekli sakatlık tazminatı limitinin 50.000,00 TL olduğunu, dava açılmadan önce davacı tarafın sigorta şirketine başvurmadığını belirterek davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece, Asıl davanın kısmen kabulü ile 45.917,52 TL maddi tazminatın olay tarihi olan 24/09/2005 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılar ... ve ..."ndan tahsili ile davacıya verilmesine, 10.000,00 TL manevi tazminatın olay tarihi olan 24/09/2005 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılar ... ve ..."ndan tahsili ile davacıya verilmesine, davacının tedavi masrafı ve tedavi için yaptığı yol masraflarına yönelik talebinin reddine, davacının davalı ...Ş"ye yönelik talebinin 17/09/2013 tarihli ödeme ile karşılandığı anlaşıldığından bu hususta karar verilmesine yer olmadığına; Birleşen davanın, asıl davanın ıslah edildiği, asıl dava ile birleşen davanın aynı talebe ilişkin olup aynı kişilere karşı açıldığı gerekçesiyle derdestlik nedeniyle 6100 sayılı HMK"nın 114/1-ı, 115/1 ve 115/2 maddeleri uyarınca usulden reddine karar verilmiş; hüküm, davacı vekili ile davalı ... ve ... vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Dava, trafik kazasından kaynaklanan maddi ve manevi tazminat istemine ilişkindir.
HUMK"nın 75/2. maddesinde, "dava dilekçesindeki talep sonucu açık değilse, mahkeme, davacıya talep sonucunu açıklatırmalıdır" şeklinde düzenlenmiştir. Buna göre anılan maddede hakim, davada müphem ve çelişik gördüğü iddia ve sebepler hakkında açıklama isteyebilir denilmektedir. Esasen bu sadece hakime tanınan bir yetki değil, aynı zamanda hakime verilen bir ödevdir. (Baki Kuru, sayfa 287,7.parağraf).
Somut olayda, aktüer raporu 01.07.2013 tarihli olup, bu rapora göre davacı vekili tarafından ıslah 25.12.2013 tarihinde yapılmıştır. Birleşen dava, 29.06.2012 tarihinde açılmış ve asıl dava ile birleşmesine 08.02.2013 tarihinde karar verilmiştir. Buna göre ıslah, birleşmeden sonra yapıldığına göre Mahkemece, davacının talebinin açıklattırılması, sonucuna göre asıl ve birleşen dava yönünden hüküm kurulması gerekirken, davacının talebi açıklattırılmaksızın yazılı şekilde karar verilmesi doğru görülmemiştir.
Kabule göre ise, Mahkemece, birleşen dava derdestlik nedeniyle dava şartı yokluğundan usulden red edildiğine göre birleşen davada; karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT"ne göre davacı taraf aleyhine davalı taraf lehine maktu vekalet ücretine hükmetmek gerekirken yazılı şekilde nispi vekalet ücretine hükmedilmesi hatalı olmuştur.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulüyle hükmün BOZULMASINA, bozma nedenine göre davacı vekilinin sair ve davalı ... ve ... vekilinin tüm temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına; peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davacı ile asıl ve birleşen dava davalıları ... ve ..."a geri verilmesine 06/04/2017 gününde oybirliğiyle karar verildi.