23. Hukuk Dairesi 2019/2199 E. , 2020/3658 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 23. Hukuk Dairesi
Taraflar arasındaki tazminat davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kabulüne yönelik verilen hükmün davacı vekilince duruşmalı olarak temyiz edilmesi üzerine ilgililere çağrı kağıdı gönderilmişti. Belli günde davacı vekili Avukat ... ile davalı vekili Avukat ..."ın gelmiş olmalarıyla duruşmaya başlanarak hazır bulunan avukatların sözlü açıklamaları dinlenildikten ve temyiz dilekçesinin süresinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
- KARAR -
Asıl davada davacı vekili, müvekkilinin davalı kooperatifin üyesi olduğunu, 12.11.2006 tarihinde yapılan kura çekiminde kooperatif tarafından yapılan 43586 ada 2 sayılı parselde bulunan A 1 villa tipi konutun adına isabet ettiğini, davalı kooperatif tarafından çok katlı ve villa şeklinde yapılan konutların 2007 yılında tahsis edilen üyelere teslim edildiğini, hatta bir kısmının iskan belgelerini dahi aldıklarını, buna karşın davalı kooperatifin müvekkiline ait villa tipi konutu teslim etmediğini ileri sürerek, kira kaybının şimdilik 1.000,00 TL"sinin konutun teslim edilmesi gereken 31.05.2009 tarihinden itibaren talep ve dava etmiş, ıslah yoluyla talebini 114.653,00 TL’ye arttırmıştır.
Birleşen davada davacı vekili, asıl davadaki gerekçelerle asıl dava tarihinden itibaren şimdilik 1.000,00 TL’nin tahsilini talep ve dava etmiş, ıslah yoluyla talebini 39.162,00 TL’ye arttırmıştır.
Asıl ve birleşen davada davalı vekili, yüklenici ile sözleşmenin feshi için dava açıldığını, geç teslimin nedeni müvekkili olmadığından sorumlu tutulamayacakları gibi tahsis işleminin genel kurul kararı ile yapıldığını savunarak, davanın reddini istemiştir.
Mahkemece, iddia, savunma, dosya kapsamı ve benimsenen bilirkişi raporuna göre; kooperatif tarafından davacıya gönderilen yazıda tüm dairelerin 31.07.2009 tarihinde teslim edileceğinin öngörüldüğü, bir kısım villa nitelikli bağımsız bölümün iskan ruhsatları da alınmak suretiyle 01.06.2009 tarihinde teslim edildiği, davacıya ait villa nitelikli bağımsız bölümün bitirilmediği ve davacıya teslim edilmediğinden kooperatif üyeleri arasında eşitlik ilkesinin zedelendiği, davalı kooperatifin zararı telafi etmeye yönelik herhangi bir işlem ve eylem yapmadığı gerekçesiyle asıl ve birleşen davanın kabulüne dair verilen karar, davalı vekilinin istinaf kanun yoluna başvurması üzerine, Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 23. Hukuk Dairesince, kooperatifin, bütün ortaklarına teslim konusunda herhangi bir taahhüdü ve kararı bulunmadığı, mahkemece emsal olarak gösterilen Ankara 3. ATM"nin 2012/111 E. sayılı davasında verilen kararda, teslimi yapılan ve yapılmayan parseller ve taşınmazların durumu, buna göre nispi eşitliğin değerlendirmesinin yapılmadığı, kooperatifin gönderdiği yazıları yönetim kurulu tarafından yüklenici vasıtası ile yaptırılan binaların yapım sürecinde,
üyelerin bilgilendirilmesi amacını taşımakta olup herhangi bir taahhüt içermediği, böyle bir konuda yönetim kurulunun karar alıp ortaklara bildirmesinin de olanaksız olduğu, buna göre davacı ile aynı konumda bulunan üyelerin konutlarının teslim edilmediği gerekçesiyle, istinaf başvurusunun kabulü ile kararın düzeltilerek yeniden esas hakkında karar verilmesine, asıl ve birleşen davaların reddine karar verilmiştir.
Bu karara karşı, asıl ve birleşen davada davacı vekilince süresinde temyiz yoluna başvurulması üzerine dosya duruşmalı olarak incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
Asıl ve birleşen dava, kooperatif üyesine tahsis edilen konutun teslim edilmemesine dayalı kira kaybı bedelinin tahsili istemine ilişkindir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararında da belirtildiği gibi davacıya kur’ada isabet eden villanın yer aldığı 43586 ada 2 parselde hiçbir villanın bitirilmediği, 3 parselde yer alan 14 adet villanın ise ortaklara tesliminin yapıldığı uyuşmazlık dışıdır.
Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 23. Hukuk Dairesince kooperatifin teslim tarihi konusunda bir taahhüdünün bulunmadığı, davacıya genel kurul kararlarına dayanmadan gönderilen yazıların bağlayıcı olmadığı, aynı durumda olan ortaklar arasında nisbi eşitliğin sağlandığı gerekçe gösterilerek davanın reddine karar verilmiştir. Bölge Adliye Mahkemesi"nin eşitliğe ilişkin tesbitleri dışındaki tesbitlerinde isabet bulunmaktadır. Ancak kooperatifin tüm ortaklarına eşit davranması Kooperatifler Kanunu"nun 23. maddesinin bir gereğidir. Kooperatif tarafından yapılacak inşaatların farklı parsellerde bulunması bu eşitliğin bozulmasına gerekçe olamaz, nisbi eşitliğin de somut olayda uygulanması mümkün değildir.
Hal böyle olunca aynı parselde olmasa bile davalı kooperatifin aynı statüdeki üyeleri arasında aynı kur’a da çekilen villaların bazı ortaklara teslim edildiği sabit olduğuna göre Ankara Bölge Adliye Mahkemesinin nisbi eşitlik ilkesi gerekçesiyle asıl ve birleşen davanın reddine karar vermesi usul ve yasaya aykırı görülmüş, ilk derece mahkemesi kararına karşı istinaf yoluna başvuran asıl ve birleşen davada davalı vekilinin diğer istinaf sebeplerinin incelenerek sonucuna göre bir hüküm kurulması için kararın bozulması gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 23. Hukuk Dairesinin ilk derece mahkemesince verilen kararın kaldırılarak yeniden esas hakkında verdiği karar usul ve yasaya aykırı görüldüğünden BOZULMASINA, Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 23. Hukuk Dairesi Kararının KALDIRILMASINA, HMK"nun 373/2. maddesi gereğince dosyanın Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 23. Hukuk Dairesine GÖNDERİLMESİNE, peşin alınan harcın istek halinde temyiz edene iadesine, Yargıtay duruşmasında vekille temsil olunan davacı yararına takdir olunan 2.540,00 TL duruşma vekalet ücretinin davalıdan alınarak, davacıya verilmesine, 17.11.2020 tarihinde kesin olarak oybirliği ile karar verildi.